|   | 
  • Adem Şat

    Başarılı Kolejlerin Sırrı: Öğretmen

    Ülkemizde özel okul sektörünün son yıllarda devlet politikalarıyla da desteklenmesi sonucunda artan özel okul sayısı, beraberinde rekabet ortamını da oluşturmuştur. Bu rekabet ortamında özel okulların birbirlerine olan üstünlükleri fiziksel imkânlar, sosyal etkinlikler ve ücret politikalarıyla gerçekleşiyor gibi görünse de, asıl rekabet ortamının temel unsurlarından biri de öğretmenlerdir. Bu rekabette gerçek başarı, öğrenci ve velilerle birebir ve çoğunlukla yüz yüze iletişimde olan, aynı zamanda okul politikalarıyla uyumlu öğretmen çabalarıyla mümkün olabilmektedir.

     

    İkili ilişkilerin bu kadar önemli olduğu bir durumda, doğal olarak duygular önemli olmakta ve bundan dolayı öğretmenlerin duygularını da kullanarak, öğrenci ve veli memnuniyetini en üst seviyede tutmaları istenmekte ve beklenmektedir.  Bilindiği üzere duygu, soyut ve kişiye özel nitelikte olmasına rağmen, günümüzde adeta ekonomik değeri olan somut bir ürün haline gelmiştir. Son on yılda yapılan araştırmalar insan ilişkilerinin ve duygularının en az teknoloji kadar önemli olduğunu göstermiştir. Artık post-modern kurumlar başarıyı etkileyen faktörler arasına duygusal yetkinliklere de oldukça fazla yer vermeye başlamışlardır. Özellikle insan ilişkileri gerektiren öğretmenlik gibi mesleklerde duygusal yetkinlikler ve yeterlilikler daha da önem kazanmıştır. Yapılan araştırmalarda verimli iş ortamında verimli kişilerarası ilişki geliştirmenin anahtarını duyguları tanıma, yorumlama ve yönetme olduğu bulunmuştur. Bu durum yönetim alanında değerler dizisi değişimine yol açmış ve üretken kurumlar için özellikle yönetici konumundaki kişilerin okullarda çalışanların duygularına önem veren ortamlar hazırlamaları gerektiği düşüncesi oluşmuştur. Buradan yola çıkarak bir özel okulun verimli ve başarılı olabilmesi için, sadece teknolojik alt yapı, ekonomik güç ve iyi bir yönetim yeterli değildir. Bunların yanında duygularını kontrol edebilen, veli ve öğrencilerin duygularını algılayarak ona göre çözümler üretebilen, duygusal zekâ ve duygusal emek düzeyleri yüksek yönetici ve öğretmenlere ihtiyaç duymaktadır. Öğretmenlik mesleği fazlasıyla duygusal emek ve duygusal zekâ gerektirmektedir. Öğrencilerin ihtiyaçlarını karşılamak, onları motive etmek, olumlu ilişkiler geliştirmek için öğretmenler büyük çaba sarf etmektedir. Çünkü öğrenme, öğretici ile öğrenici arasındaki ilişkilere de önemli ölçüde bağlıdır. Duygusal zeka ve duygusal emek kavramlarını ele alacak olursak.

     

    Duygusal Zekâ; bireyin kendisini ve diğerlerini izleme, bunlar arasında ayrım yapma, bu süreçten elde ettiği bilgiyi ve düşünceyi davranışlarında kullanabilme yeteneği ile ilgili sosyal zekânın bir alt boyutu olarak tanımlamışlardır. Duygusal zekâ, entelektüel kapasitesi, eğitimi ve deneyimi eşit olan insanlar arasında neden bazılarının çok daha etkin ve başarılı olduğunun yanıtıdır.

     

    Duygusal emek ise günümüz koşullarında öğretmenlerin aldıkları ücretin karşılığında kendi duygularını kullanarak karşı tarafın duygularını yönlendirme görevini de yerine getirmek durumundadırlar. Duygusal emeğin çıkış noktasını da bu olgu oluşturmaktadır. Veli ve öğrenci ile birebir iletişim halinde olan öğretmenler, duygu gösterimlerini kurum tarafından belirlenen standartlara uygun hale getirmeleri ve bu süreçte harcadıkları çaba, duygusal emek olarak adlandırılmaktadır. Duygusal emek öğretmenin özel hayatında her ne yaşarsa yaşasın eğitim öğretim faaliyetlerine yansıtmadan en üst düzeyde performans sergilemesi de diyebiliriz. Bir nevi maske takma durumu.

     

    Tüm etmenleri bir arada değerlendirdiğimizde, özel okulların başarılı olabilmeleri her yönüyle kaliteli eğitim kadroları kurmalarından geçiyor. İstediğiniz kadar modern ve teknolojik açıdan donanımlı binalar yapsanız da, öğrencilere en iyi imkânları sunsanız da, kaliteli eğitim kadroları kurmadıysanız başarı elde etmeniz mümkün olmayacaktır. Kaliteli öğretmen olgusu da mutlaka gözden geçirilmeli. Kalite öğretmen; branşında yetkin, duygusal zekâ ve duygusal emek düzeyleri yüksek ve mesleğine âşık birey demek. Bu kaliteyi yakalayan özel okulların başarısızlık gibi bir durumla karşılaşması söz konusu olmayacaktır. Öğretmen, eğitim sistemin içerisindeki kolonlardır. Kolon ne kadar güçlü olursa sistem o kadar mükemmel olacaktır.  Geleceğin eğitim konsepti olan özel okulculuğun bu durumu gözden geçirmesi ve sistemlerini bu olgular üzerine şekillendirmesi gerekmektedir. Aksi takdir de hem özel okul sektörü hem de bu kurumlarda eğitim gören öğrenciler süreçte zarar göreceklerdir. Unutmayalım! Yeni nesil öğretmenlerin eseri olacaktır…

Kar360.com Kayseri-Trkiye ve Dnya gndemini takip edebileceiniz, nteraktif bir haber sitesidir. Yazlm ve Tasarm hizmeti www.tahamedya.com tarafndan yaplmtr.