|   | 
  • Hakan Çitmen

    Başımız Belada! Çöküyoruz…

    Bindik bi alamete gedeyoz gıyamete

    Amanieyynn (Cem Karaca)

                Dünya krizle mücadele ediyor, en çok etkilenen ülke Türkiye…

                Dünya’da deprem oluyor, en çok etkilenen ülke Türkiye… Amerika bile Dünya’nın başına bela olan Trump’tan kurtuldu, yanlışından döndü. Başına gelen onca sıkıntı ve sorun karşısında hala memnun ülke Türkiye...

                Döviz rakamlarına bakarken acaba biraz kazanır mıyız diye düşünürken, şu anda korkuyorum, ülkenin başına bir şey gelecek diye. Kısa sürede bu kadar yükseliş aklımızı başımızdan aldı, tepki bile veremiyoruz. Artık yükseldiği günü normal karşılıyoruz. Yükselmediği gün anormal oldu.

                Şunu da not düşelim: Döviz yükseldiği zaman kazanmış olmuyorsunuz, sadece, kazanmış gibi görünüyorsunuz. Çünkü, enflasyon canavarı dövizin yükselişini takip edecek. Yani başa başı yakalamak için kendinizi biraz olsun korumuş oldunuz. O da alacağınız ürün eğer, elinizdeki dövizin daha fazla bir oranda yükselmediyse.

                Eşine nadir rastlanır bir fakirleşmenin tam ortasındayız...

                Çarşıda pazarda bu kadar fiyat değişimi olur mu? oluyor işte. Değişim olmasına rağmen sabit gelirli, asgari ücretli vatandaşın yılbaşından bugüne maaşındaki erime ne kadar oldu hiç düşündünüz mü? % 30 oranından fazla fakirleştik. Alım gücümüz diplerde. Asgari ücret açıklandığında 390 Dolarken şimdi 275 dolar oldu. Artık dünya da, ucuz işgücüne sahip olan ülkelerin arasındayız.

                Var olan Cumhuriyet Dönemi ve sonrasında kurulmuş bütün fabrikalar özelleştirme ile satıldı. Elde edilen para heba edildi. Artık satacak bir şey de kalmadı. Tek bir şey var genç nüfusun iş gücü. Eğitim ayaklar altında, istihdam yok denecek seviyede. Maaşlar eriyor, orta gelirli vatandaş kredi borçlarına mahkum edildi. Artık onlarda yoksulluk sınırında yaşıyor. Ucuz iş gücü tabi ki olunur.

                Çalışmaya hazır milyonlar var ve aralarında nitelikli ve üniversite mezunu olanlar da var. Artık göz ona dikildi. Rekabetçi kur adı altında ucuz iş gücü yaratıyorlar.Yakın bir gelecekte, bu kadar değer kaybetmiş ve ucuzun ucuzu kelepir fiyata inmiş yerli şirketler, yok pahasına yabancılara satılabilir! Bu satışla ekonomi yönetimi ülkeye para girişi oldu, dış kaynak, yabancı sermaye sağladık dese de, aslolan, elde edilen kazancın işçi ücreti ve vergi kısmı düştükten sonra tüm kar yabancı verilecek. Ülke kazır gibi görünürken yine yabancı kazanacak.

                Eğer bu şekilde devam ederse; olacak şey zengin ve fakirin arasındaki uçurumun büyümesi olur. Bu işin gidişi kötü sonuçlar doğurur.

                Merkez bankasının sessiz izleyişi sürüyor. İnanılmaz. Serbest piyasa ekonomisinde devalüasyonu bulan ülke olduk. Bu ülkenin parası daha ne kadar değer kaybedebilir. Ülkenin itibarı olsa, parası değerli olur. Her gün anlamsızca değer kaybeden, Türk Lirasının dünya da bir itibarı kaldı mı? O zaman hiç kimsenin gözünde bir değerimiz yok. Kıskanılacak bir tarafımız yok. Avrupalı bir vatandaş madeni parası ile bu ülkede, bu ülkenin vatandaşından daha fazla şeye sahip olabiliyor.

                Yatırımımız yok, hem halk olarak hem de devlet olarak. Borçla ekonomiyi yönetmeye, piyasayı çevirmeye çalışıyoruz. Swaplar bile yeterli gelmedi. Borç alırken bile yüksek faize razı olunuyor. Bu faizlerin hepsi halktan çıkacak. Borç veren de, verecek olan da kalmadı. Güven gitti. Ne olacağı belirsiz bir ülke olduk. Günü kurtarmak için ne gerekirse yapılıyor. Merkez Bankasının rezervlerinin eksiler de olduğu, herkesin malumu. Şimdi yetmemiş ki; Merkez Bankasının altın rezervlerini sattığını öğrendik.

                Merkez Bankası altın rezervini mi satıyor?

                TCMB, 2019’da 159 ton altın alımıyla dünyada merkez bankaları arasında birinci sırada yer almıştı. İkinci sırayı ise 158,1 tonluk alımla Rusya Merkez Bankası almıştı. TCMB’nin altın alımları 2017’de 85,9 ton, 2018’de 51,4 ton olmuştu

                Savaş tehlikesi, söz konusu olduğunda altın fiyatları artar. Ülke olarak merkez bankasındaki altınlar bilinçli olarak artırıldı. Çünkü, dünya da en geçerli akçe altındır. Altın bu kadar biriktiriliyorsa, bu bir savaş işaretidir. Çünkü altın ancak savaş durumlarında artar, artırılır. Türkiye, 1 milyar dolarlık altın rezervi olduğu halde, 2.5 yılda neden 44 Milyar dolarlık altın alır? Döviz rezervlerini düşürüp, hatta sıfırın altına indirip indirdiği halde?

                2023'de güya Dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına gireceğiz iddiasındayken, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın söylemiyle; "Yeni Ekonomik Kurtuluş Savaşı" na kadar geldik...Bu neyin savaşı Allah aşkına! Önce çok güçlüyüz, ilerdeyiz, mükemmel ilerliyoruz denirken, itibar göstergesi olarak kaynaklar israf edilirken, şimdi ne değişti de, ekonomik savaş gündeme geldi. Halka sabır tavsiyesinde bulunulmaya başlandı?

     

                Bir halk bu kadar kandırılamaz. Aklımızı başımıza almamız lazım. Merkez Bankasındaki, bütün altınları satsak bile, ülkenin borçlarını ödeyemeyiz. Sadece döviz kurunu baskılamak için 130 Milyar Dolar paramızı, piyasaya sürdük. Savunma sahamızı kaybettik. Vatandaşın ekonomiye olan güveni bitti, 221 Milyar dolar parasını döviz mevduatında tutuyor. Merkez Bankasının sahip olmadığı, para halkın parası, bankalarda duruyor. Biliyor ki, döviz kuruna artık müdahale imkânı kalmadı, önü açık ve daha da yükselme potansiyeli var.

                Halkta, fakirleştiğinin farkında. Enflasyonla nasıl parasının günbegün eridiğini yaşayarak görüyor. Halkın cebinden enflasyonla vergi alınıyor. Fakir, yoksullaştırılmış, temel ihtiyaçlarının üzerinde aldığı her şeyin lüks olarak değerlendirilip, yardıma muhtaç bağımlı bir toplum mu var edilmek isteniyor akıllardaki soru bu? Bu kadar yanlış nasıl görmezden gelinebilir?

                Devlet borçlu, halk borçlu!

                Bu kadar borç çevrilemezse ne olacak? Borcu borçla çevirdin bir müddet, artık çevirme olanağında kalmadı? Yani borç alıyorsun vadesi gelene kadar başka borçlar alıyorsun ödemelerini yapıyorsun ihtiyaçlarına kullanıyorsun. Ne oluyor böyle? Borç büyüdükçe büyüyor. Peki bu sirkülasyon bir anlık durursa? Yani borç bulamazsanız? İşte o zaman ekonominiz biter…

                Artık o ödeme yapamadığınız takdirde, ülkemize karabasan gibi çökerler. Kurtarıcı gibi gelirler, malınızı mülkünüzü alırlar, alamadığını da sigortalarlar. Bir nesil, açlık sınırında yaşarız ondan sonra. Çaresizliği hayal edin.

                Şans eseri yaşıyormuşuz gibi bir hayatımız var. Ekonominin uçtuğu şahlandığı falan yok. Veriler, korkutucu boyutta. Devlet bile artık gerçeği gizleyemiyor. Güvensizlik, umutsuzluk hiç bu kadar yükselmemişti.Reel  sektör ve mali sektör krizi gelirse bunun sonu moratoryumdur.

    Hakkaten sence ne oluvecek bu işle

    Valla nolcek, olecee bişey yok

    Dönecez, dönecez, ayni yere geleceez

    Bindik bi alamete gedeyoz gıyamete

    Hem de oynayıvererekten ( Cem Karaca)

Kar360.com Kayseri-Trkiye ve Dnya gndemini takip edebileceiniz, nteraktif bir haber sitesidir. Yazlm ve Tasarm hizmeti www.tahamedya.com tarafndan yaplmtr.