|   | 
  • Bir Kıssa & Bir Beyit -8


    Bir Kıssa & Bir Beyit -8

    Bir kıssa/bir levha

    Anadolu İnsanına Benzeyen Evler

    Bu kiracılık felsefesinin ürünü olan eski Türk evleri, Anadolu insanına benzer. Dışından sade, gösterişsiz, kavruk, fakat içi apayrı bir dünya, apayrı bir güzellikler kuşağı ve huzur âlemidir.

    Dıştan göze batmayı doğru bulmayan, hasedi üzerine çekmek istemeyen İslami bir hassasiyetin mimariye yansımasıdır Osmanlı evleri.

    Osmanlı hayat felsefesinin mekân mimarisine olan bu yan sıması yabancıların da dikkatini çekmiştir. Ogier Ghiselin de Busbecq, hâtıralarında bu sivil mimarî mekânlardan şöyle bahseder:

    Türklerin binalarda her türlü gösteriş ve konfordan kaçınmaları dikkate değer bir durumdur. Böyle şeylere önem vermek bir gurur ve büyüklük belirtisidir. Oysa bu dünyadaki her şey fânîdir, ölümsüz olan şeyleri aramak gerektir. Bir yolcu için han ne ise ev de Türkler için, yağmurdan, soğuk ve sıcaktan, hırsızdan korunmaya elverişli olduğu nispette muteberdir. Başka lüks aramazlar.

    Mukaddes Beyan’dan İkazlar

    Osmanlı insanı inşa ettiği meskenlerdeki bu görkemden, şatafattan mümkün olduğunca kaçınmanın temel felsefesini İlahî Beyan’daki şu önemli ikazlardan alır:

    “Siz her yüksek yere bir alâmet bina edip boş şeyle mi uğraşırsınız? O muazzam yapıları dünyada ebedî kalmak gayesi ile mi inşa ediyorsunuz?” (Şuara, 128-129), “Görmedin mi, Rabbin Ad kavmini ne yaptı? Yüksek sütunlarla dolu İrem’e ne oldu? Ki onun benzeri başka ülkelerde meydana getirilmemiştir. Vadide kayalar yontan Semud kavmine, o kazıklar sahibi Firavun’a neler ettiğimizi görmedin mi? (Fecr 8-10)

    Gerçekten de Osmanlı insanı, kendisini dünyaya sıkı sıkıya bağlayan böylesi görkemli binaların inşasından Firavun kültürüne yaklaşmış olmamak için hep uzak durmuştur. Bunu, 16. Asır Divan şairi Taşlıcalı Yahya’nın şu beytinde de görebiliriz:

    “Bâde-nüşân gibi doğru yolumuzdan sapmazız
    Avn-i Fir’avn ile Şeddâdî binâlar yapmazız!”

    İşte Kur’an’ın bu semavî beyanları Osmanlı insanının bu konudaki yaklaşımını belirlemiştir. Bundan dolayı, sadece orta hallilerin değil, devletin en yüksek kademelerinde bulunanların köşkleri ve konakları da güç ve zenginlik gösterisinden alabildiğince uzaktır. Batılı kral ve derebeylerin saray ve şatolarıyla karşılaştırılırsa, Osmanlı erkanının saray ve köşkleri bile ne kadar mütevazı binalar olduğu görülecektir.

    İ. Refik, Ulu Çınarın Gölgesinde, s. 61-62, İstanbul, 2007


    Bir beyit/şiir:

    GEL HAKK’A OLMA ÂSİ

    Gel Hakk’a olma âsî
    Tâ gide gönlüm pası
    Dört kitabın manası
    Var edep öğren edep

    Edep gerektir ere
    Tâ yolu doğru vara
    Edepsiz olma yere
    Var edep öğren edep

    Gaflet içinden uyan
    Edepsiz olma ey cân
    Edeptir asl-ı imân
    Var edep öğren edep

    Kaygusuz Abdal uyan
    Aşkı bil aşka boyan
    Şöyle demiştir diyen
    Var edep öğren edep

    Tekke Şiiri, Eskişehir Valiliği, s. 64. Eskişehir 2013



    Etiketler

    YORUMLAR

    YORUM YAP!

    Yorumlarınız editör onayından geçtikten sonra yayınlanacaktır. Küfür, hakaret, büyük harf ve kişi ve kurumları rencide edici yorumlar onaylanmamaktadır.

    Ad Soyad

    ..

    Güvenlik Kodu

    Yorumunuz

DİĞER HABERLER

Kar360.com Kayseri-Trkiye ve Dnya gndemini takip edebileceiniz, nteraktif bir haber sitesidir. Yazlm ve Tasarm hizmeti www.tahamedya.com tarafndan yaplmtr.