|   | 
  • CUMA HUTBELERİNİN KONUSU, 'KATLİAMLAR' OLDU


    CUMA HUTBELERİNİN KONUSU, 'KATLİAMLAR' OLDU
    Bugün kılınan Cuma Namazları'ndaki hutbenin konusu, özellikle Suriye ve Mısır'da yaşanan 'Katliamlar' oldu. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın internet sitesinde yer alan Cuma Hutbeleri'nin bugünkü konusunun başlığı ''İnsanın katli, insanlığın katlidir'' olarak belirlendi.

     Tüm Türkiye'de bugün kılınan Cuma namazlarında imamlar hutbede, masum bir insanın öldürülmesinin İslam Dini'nde yeri olmadığı, bir cana kıymamış ya da yeryüzünde bozgunculuk yapmamış olan bir insanı öldürürse, sanki bütün insanlığı öldürmüş sayılacağı bildirildi.
    Hutbede, ''Rabbimiz, 'Kim, bir cana kıymamış ya da yeryüzünde bozgunculuk yapmamış olan bir insanı öldürürse, sanki bütün insanları öldürmüş gibidir' (Mâide, 5/32) buyuruyor. Bir başka ayette de Rabbimiz, 'Kim bir mümini kasten öldürürse cezası, içinde ebedî kalacağı cehennemdir. Allah ona gazap etmiş, lânet etmiş ve onun için büyük bir azap hazırlamıştır' (Nisâ, 4/93) buyuruyor. Okuduğum hadis-i şerifte ise Peygamber Efendimiz (sas), 'Allah katında dünyanın yok olması, bir Müslümanın öldürülmesinden daha hafiftir' (Tirmizî, Diyât, 7) buyuruyor'' denildi.
    ''Kur?an-ı Kerim?in ve Sevgili Peygamberimizin bu mesaj ve uyarılarına rağmen ne yazık ki öldürme ve katletme günahına bugün en çok İslâm coğrafyasında şahit olmaktayız'' denilen hutbede, şu ifadelere yer verildi:
    ''Bütün dinler öldürmeyi lanetlerken, cana kıymayı en büyük cürüm ilan ederken yine de bütün dinlerin mensupları kendilerine öldürmek için bahaneler bulmuşlardır. Ne yazık ki bu biz Müslümanlar için de böyle olmuştur. Bir çiçeğe, bir karıncaya, bir kediye bile şefkat ve merhametle emredilen Müslümanlar dahi öldürmek için bahaneler uydurdular. Bu sebeple bugün İslâm coğrafyasının hemen her tarafında kan ve gözyaşı akmaya devam ediyor. Gün geçmiyor ki bir kan ve gözyaşı haberi duymayalım. Saltanat ve hükümranlık ihtirası, güç ve iktidar tutkusu, baskı, zorbalık ve zulüm, şiddet, terör ve çatışma, ölüm, öldürme ve katliam hadiseleri her tarafta dehşet saçıyor. Yüreklerimiz kan ağlıyor. Yangınlarla kasıp kavruluyoruz. Dua etmekten başka bir şey gelmiyor elimizden. Yere düşen her damla kan, mazlumun gözünden dökülen her damla gözyaşı, zihin ve gönül dünyamızı param parça ediyor. Duygularımız köreliyor. Hislerimiz ölüyor. Aklımız tutuluyor. İnsanlığımızdan utanıyoruz.''
    ''KABİL'İN YOLUNU İZLEYENLER HİÇ AZALMADI''
    Yeryüzünde ilk cinayeti, Âdem aleyhisselamın oğlu Kabil'in işlediği hatırlatılan hutbede, ''Hem de yanı başımızda, Şam?da, Dımeşk?ta Kasyun tepesinde. Kabil?in, kardeşi Habil?i öldürdüğü günden bugüne Kabil?in yolunu takip edenler hiç azalmadı. Hep aynı suç işlendi. Hep aynı günahla kirlendi insanlık. Katiller ve zalimler hiçbir zaman kana doymadılar. Hep en temel insan hakkı olan hayat hakkına kastettiler. Sürekli cana kıydılar. Kadın, bebek, çocuk, yaşlı demeden mazlumları ve masumları katlettiler'' denildi.
    Hutbede, zalimlerin vahşetleriyle dünyayı kan gölüne çevirdikleri, sadece geçtiğimiz yüzyıl boyunca milyonlarca insanın katledildiği de vurgulanarak, ''İnsanlık, iki büyük dünya savaşı gördü. Nice işgaller, nice sürgünler, nice katliamlar yaşandı. İnsanlar, ne yazık ki kardeş olduklarını, Hz. Âdem ile Hz. Havva?nın çocukları olduklarını, canı verenin de alanın da Allah olduğunu unuttular. 'İnsan, insanın kurdudur' anlayışına yenik düştüler. Rabbimizin bahşettiği akıl nimetini, teknolojiyi, ilmi, fenni daha fazla can alabilmek ve toplu bir şekilde kitleleri imha edebilmek için fırsat bildiler. Biyolojik, kimyasal ve nükleer her türlü silahı ürettiler. Acımasızca bu silahları kullandılar. Silah tüccarları, silah satabilmek için nice çatışmalar çıkarttı. Nice düşmanlıklar üretti. Irkçılık uğruna nice hayatlar soldu. Sömürgecilik uğruna nice canlar yok oldu. İşgallerle nice hayatlar son buldu. Saltanat ve hükümranlık uğruna nice masum insanların üzerine kurşun yağdırıldı. Dizginlenemeyen ihtiraslar, kin ve nefret yüzünden nice katliamlar yaşandı. Terör sebebiyle nice anaların yürekleri dağlandı. Töreler uğruna nice ocaklar söndü. Kan davalarında nice aileler yok oldu. Mafyalar haksız yere nice canlara kıydı. Nice büyük insanlar faili meçhul cinayetlerle katledildi.Yeryüzünde hep can pazarı yaşandı'' ifadelerine yer verildi.
    Bugün de dünyada bir can pazarı yaşandığının altı çizilen hutbede, ''Bir yanda kana susamış Kabiller, diğer yanda masum Habiller? Ancak unutmayalım ki onların yanında 'Öldürmeyeceksin' diye emreden Musalar, cana kıymayı yasaklayan İsalar da var. Masum bir insanı öldürmenin bütün insanlığı öldürmeye eşdeğer olduğunu duyuran İslam Peygamberi var. Bir insanı yaşatmanın bütün bir insanlığa can vermek olduğunu müjdeleyen, insanları öldürmekle değil, yaşatmakla mükellef kılan dinimiz var. Yaşatmak, ağlayanın gözünün yaşını silmektir. Aç olanı doyurmak, susuzları suya kandırmak, olmayana vermektir. Düşene el uzatmaktır yaşatmak. İnsanların haliyle hallenmek, derdiyle dertlenmek, yaralarına merhem olmaktır. Mazlumların yanında yer almak, zalimin zulmüne karşı koymaktır. Şüphesiz insan, öldürerek değil, yaşattıkça insanlığının farkına varır'' denildi.
    Hutbede, şu ifadelere yer verildi:
    ''Hepimiz, can taşıyan her varlığa merhamet etmekle sorumluyuz. Bizler, Merhametlilerin en merhametlisinin kuluyuz. Bizler, hayvanlara dahi merhameti cennete girmeye vesile sayan bir peygamberin ümmetiyiz. Dinimiz insanın arkasından konuşmayı bile yasaklamışken, müslümanım diyen müslümanı/insanı arkasından nasıl vurabilir? Onun üzerine nasıl kurşun yağdırabilir? Canına nasıl kastedebilir? Ellerine en mukaddes varlığın kanını nasıl bulaştırabilir? Akan kanlara, yanan yüreklere, dünyanın dört bir yanından yükselen mazlumların âhına nasıl sessiz kalabilir? Bu ağır yükü taşımaya nasıl cesaret gösterebilir? Bu günaha nasıl ortak olabilir?
    Bizler, yapılan zerre kadar iyiliğin de kötülüğün de karşılıksız kalmayacağı ahiret gününe inanan müminleriz. İnanıyoruz ki, insanları öldürenler de muhakkak bir gün ölümü tadacaklardır. Habillerle birlikte Kabiller de huzura varıp hesap vereceklerdir. İşte o günün şiddetinden bu mübarek günde bu mübarek mekânda bizler Rabbimize sığınıyoruz. O?na el açıp diyoruz ki, 'Rabbimiz bizleri İslâm?ı doğru anlayıp doğru yaşayanlardan eyle. Bizleri öldürenlerden değil, yaşatanlardan eyle, can alanlardan değil, cana can katanlardan eyle. Bizleri birbirimize can yoldaşı eyle. Bizleri insanlığını unutanlardan değil, insanca yaşayanlardan eyle, şu anda dünyanın çeşitli yerlerinde yaşama savaşı veren kardeşlerimize rahmetinle, nusretinle muamele eyle. Şu mübarek vaktin hürmetine dualarımızı kabul eyle.''



    Etiketler

    YORUMLAR

    YORUM YAP!

    Yorumlarınız editör onayından geçtikten sonra yayınlanacaktır. Küfür, hakaret, büyük harf ve kişi ve kurumları rencide edici yorumlar onaylanmamaktadır.

    Ad Soyad

    ..

    Güvenlik Kodu

    Yorumunuz

DİĞER HABERLER

Kar360.com Kayseri-Trkiye ve Dnya gndemini takip edebileceiniz, nteraktif bir haber sitesidir. Yazlm ve Tasarm hizmeti www.tahamedya.com tarafndan yaplmtr.