|   | 
  • Hakan Çitmen

    Dolarda “AV” Olma, “AVCI” Ol!

    Haftayı dolarda yaşanan çılgın hareketle kapattık.

                 İnsanların gözleri fal taşı gibi açıldı. Aman Allah’ım yoksa devalüasyon mu gerçekleşiyordu? 7 tl zaten psikolojik sınırdı aşıldı hareketlenme başladı, yukarı yönlü ataklar. Ne oluyoruz yaa derken birde bakmışız 7.27 TL. Al başına belayı şimdi.

                “Yok ben alamadım yok ben alacaktım” falan hepsi ağızlardan döküldü. Ne zaman dolar böyle agresif yükselse, bir panik gelmiyor mu insanlara. Mesele tamamen psikolojik. O kadar şartlanmışız ki, artınca Dolar, peşinden gitmek vacip oluyor sanki.

                Finans piyasalarında ürünler beklentileri satın alırlar. Aylardır Dövizde yukarı yönlü bir hareket zaten bekleniyordu. 7’ye kadar dayandı. Bir baraj kurulmuş geçişine izin verilmiyordu. Merkez bankası öyle bir defans yapıyor ki arkadaş, İstanbul’un surlarından sağlam. Öyle dedik işin gerçeği. Ama o surlarda yıkılmadı mı yıkıldı. Gelelim surların ardındaki harekete.

                HIZLI YÜKSELİŞİN SEBEBİ

                7.20 TL görmeyi beklediğimiz ilk direnç noktalarından birisiydi. Gelmesini zaten bekliyorduk. Hızlı gelmesi belki biraz şaşırttı ama o da finans piyasalarında  gördüğümüz şeyler. Bu hız nasıl gerçekleşti.

                Geçtiğimiz hafta Merkez Bankasının rezervlerinin eksi de olduğu haberi duyulunca, piyasadaki kurtlar alım için pozisyonlarını açtı. Fırsatı değerlendirdi. Ani hacim artışıyla dolarda yükseliş başladı. Merkez Bankası dövizin hareketini kontrol etmek ve piyasayı rahatlatmak için piyasalara para enjekte eder. Bu her zaman yapabileceği seçenekleri arasındadır. Bu defa müdahaleyi geciktirdi. Ya da böyle olmasına müsaade etti. Çünkü gerçek şu ki merkezin döviz rezervlerinin erimiş olması, müdahale imkanını kısıtladı.

                Her gün Dolar 7’yi aşmasın diye milyonlarca dolar piyasaya sürüldü. Kamu bankalarındaki dövizler piyasayı tuttu bir nebze de olsa.

                YÜKSELİŞ KALICI MI?

                Bu kadar ani yükselişlerin ardından dramatik düşüşlerde gelir. 7.27 TL iken 3 yabancı bankanın TL yükümlülüklerini getirmemesi sebebiyle yasak konuldu. Ama sonra bu yasağın kaldırılacağı gevşetileceği haberi geldi.

                Dövizlerdeki bu artışın sebebi, Dolara olan ihtiyaç. Dövize hem devletin ihtiyacı var hem vatandaşın. Şirketlerin borçlarını ödemek için dövize ihtiyacı var. İthalat yapabilmeleri için gerekli. Eee yaptıkları ihracat, ithalatı karşılamayınca açık oluyor haliyle bunun kapanması lazım. Bu da ancak yerleşik piyasadaki dövizi toplayarak olur. Dövizin yükselişi bazılarının erken aldıkları dövizi bozdurmaları için bir fırsat verdi. Onların sattığı dövizler birilerinin aldığı döviz oldu.

                Teknik göstergelere bakıldığında, dolardaki bu nokta gelen hareket tamamlanmış olacağını işaret ediyor. Yani bu seviyeleri gördükten sonra biraz geri çekilmesi, dinlenmesi gerekeceğini düşünüyoruz. Çünkü hızlı hareket peşinden sürüklediği parayı artırması lazım. Geri çekiliyor ki alma fırsatını yeniden sağlasın. Yeni alıcılar gelsin. Düştüğü yerden alan, her düşüşü fırsat gören milyonlarca insan var.

                BU GERİ ÇEKİLMENİN DEVAMI GELİR Mİ? ASIL SORU BU OLMALI!!!

                Yükselişi destekleyecek para girişleri olursa yükselişin devam etmesi beklenir. Hedefi 7.60 TL seviyesi olur.Siyasi ve ekonomik riskler göz önüne alındığında bu yükseliş ihtimali daha da kuvvetlenir. Kurtarıcı olarak görülen Merkez Bankası rezerv yetersizliğinden müdahale etmeyip yükselişi serbest bırakabilir. Daha önce gördüğü (ağustos 2018’de) 7.20 seviyesinin kırılması Türk lirasındaki değer kaybını hızlandırır. Daha yukarıda bir rakamları şu an için telaffuz etmeyelim.

                Peki aşağı doğru hareketlenir ve düşüş trendi başlarsa ne olur? Teknik olarak  bu da mümkün görünüyor. Tekrardan 7 TL’nin altı hala ihtimal dahilinde. 6.89 TL hala kuvvetli bir destek noktası. 7.15 TL lerden dolar alan birisi için ne kadar zor olsa da bunu düşünmek maalesef ki mümkün.

                Finansal piyasalar hep av ile avcının kapıştığı yerler oluyor. Her zaman Afrika’dan belgesellerde aslan ile bufalo, Çita ile ceylanın yaşama savaşını izliyoruz ya. Burada da alanlar ile satanların kıyasıya mücadelesini görüyoruz. Doğanın kanunun da, güçlüler ayakta kalıyor. Birileri aç kalmamak için birileri de yem olmamak için uğraşıyor. Her yaşadığı bir günü de kar sayıyor.

                Bu piyasalar, Av ile Avcının çarpıştığı bölge. Her an yem olmak mümkün. Kendinizi sakın Avcı yerine koymayın yoksa ava giderken avlanabilirsiniz. Artık  bu saatten sonra “AVCIYIM” diyen de “AV” olabilir.

    Sen iyisi mi, en hep pusuda bekleyen ol. 

Kar360.com Kayseri-Trkiye ve Dnya gndemini takip edebileceiniz, nteraktif bir haber sitesidir. Yazlm ve Tasarm hizmeti www.tahamedya.com tarafndan yaplmtr.