Geçtiğimiz hafta piyasaya düşen IMF haberini, piyasalar iyimser karşıladı. Sebebi Dünyanın zor günlerden geçtiği bu dönemde 90 ülkeye 1 trilyon dolarlık yardım edeceğini söylemesi. Bu yardım için Türkiye ile de görüşmeler olduğuna dair çıkan haberler.
Bu yardım daha önce IMF ile yapılan Stand-by anlaşmaları kapsamında değil. Bu IMF anlaşması Covid-19 salgını sebebiyle resesyona giren ekonomilerin ayakta kalması için ülkelere sağlanacak düşük kredili bir yardım.
Piyasaların bunu olumlu karşılaması, bir güvence unsurunu ortaya koyuyor aslında. Çünkü 90 kadar ülkenin reel ekonomiyi ayakta tutması ve ekonomilerine cansuyu için gerekli parayı sağlama imkanı verecek. Bu güvence ile dışarıdan borçlanabilme ve ekonomik çarkları rayına oturmak için zaman kazandıracak. Biliyoruz ki, Ülke olarak IMF ile pek sıcak ilişkilerimiz olmadı. Her zaman için kötü gördük. Ama kurucuları arasında üye ülkelerden birisi de biziz. Ayrıca şu anki yardım tamamen ülkelere pandeminin ekonomilere verdiği zararı karşılamak için bir fırsat. Yoksa 90 kadar ülkenin hepsi yanlış yapıyor sadece biz mi doğru olanı yapıyoruz. Zaten bu yardım için talepte bulunan Avrupa Birliği ülkeleri de var.
Bunun Dolara ne etkisi var?
Doların değerini belirleyen şey üretimdir. Siz sanayinin çarklarını çeviremezseniz üretimi artıramazsanız. Dışarıdan almak zorunda kalırsınız. Karşılığında da dözvizle ödeme yaparsınız. Eee kasanızda yeterince döviz yok. Döviz lazım ne olacak. Piyasadaki dövizleri topla. Piyasa da az olan şey kıymetlidir. Bu da doların ve diğer dövizlerin değerini artırır. Çünkü talep var.
Gelelim içinde bulunduğumuz sürece. Zaten piyasa durgun. Reel ekonomi durağan. Nakit para sıkışıklığı had safhada. Sanayinin çarkları dönmüyor. İşsizlik ve hayat pahalılığı her geçen gün artıyor. Sıcak para lazım değil mi? Ekonomiyi canlandırmak için. Herkese bu kara günlerde dağıtılan düşük faizli şartları çok hafifletilmiş tamamen salgın önlemi için ekonomiye girecek para kurtarıcı değil midir? IMF ekonomin ihtiyacı olan sıcak parayı sağlayacaktır. Şu zamanda merkez bankasının para basmasının bile ötesinde ekonomiye katkı sağlayacak. Para basmak enflasyonu arttırabilceğini biliyoruz. Döviz girdiği bolluk getireceği için bir rahatlama sağlayacaktır. Doların gevşemesi fiyatının aşağı doğru çekilmesi için bir etken olacaktır.
Teknik göstergeler Dolar için Ne diyor?
6.70 TL seviyesinden haftayı kapatan dolar, kendisine hedef olarak 6.80 TL üzerini hedefliyor. IMF haberi ile biraz gevşemiş aşağı yönlü bir hareket gözlemlendi. Bunun devamının gelmesi için ekonomi yönetiminin de yeşil ışık yakması lazım. Eğer olumlu hava devam ederse aşağıda bekleyen düşüş noktaları destek noktaları olur. Sırasıyla 6.63 TL, sonra 6.50 TL daha sonra 6.37 TL ve en son olabilecek destek noktası 6.25 TL olabilir. Daha aşağısını maalesef bekleyemiyoruz. Çünkü bu kadar düşüşte ihracatı vurur. İthalat yine artar. Dış ticaret açığı yeniden fazlalaşır. Çünkü üretim düşer.
Risk ve belirsizlik ortamı piyasaların sevmediği zamanlardır. Yön her zaman doğru tayin edilemez. Para her zaman kaçacak yer ararken nakitte kalmayı tercih eder ve ucuz bulduğu yerden Dolar almaya devam edilir. Doları yukarı yönlü devam ettiğinde ki gideceği noktalar da sırasıyla 6.95 TL, sonra 7.20 TL, daha sonra 7.40 TL çok kısa sürede görülmeye müsait noktalardır.
Merkez Bankası yaptığı swap yani döviz takas hamleleri ile Dolarizasyonun önüne geçmek için bariyer oluşturuyor. Her defasında swap faiz oranlarını düşürüyor ki, Türk Lirası ile dolar alımının önüne geçilsin. Yaptığı bütün hamlelere rağmen, her düşüş alım için fırsat görülmüş. Ekonominin yapısal sorunlarına çözüm getirilmediği müddetçe yapılan hamleler geçici ve yapaydır.
Yani bir kanser hastasına sadece aspirin verip iyileşeceğini sanmıyorsunuz değil mi?
Bir de işin Altın boyutu var. Risk ve bilirsizlik sadece Türkiye’de değil. Dünyada diken üstünde. Bizi ilgilendiren kısmı ile ilgili Gram Altında olası tahminimi daha önceki yazımda dile getirmiştim. Artık hedefi daha büyük.
“Belirsizlik geçene kadar, her şey belirsiz”