|   | 
  • Kış ve bahar sinüzitle zehir olmasın


    Kış ve bahar sinüzitle zehir olmasın
    Kış ve bahar sinüzitle zehir olmasın Alerjisi olanlar iki kat daha dikkatli olmalı Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Dr. Feyha Kahya Aydoğan, alerjilerle daha da olumsuz yaşanan sinüzit ataklarına kış ve bahar aylarında dikkat edilmesi gerektiğini belirtti

     Dr. Feyha Kahya Aydoğan, sinüzit ataklarına kış ve bahar aylarında dikkat edilmesi gerektiğini söyledi. 
     Uzman  Dr. Feyha Kahya Aydoğan, sinüzitin, yüz kemikleri içinde bulunan hava boşlukları olan yüz sinüslerinin yüzeyindeki mukoza zarının iltihaplanması sonucu ortaya çıkan bir hastalık olduğunu ifade ederek, “Başlangıçta bezelye büyüklüğünde olan bu boşluklar yaş ilerledikçe burnun içinden yüz ve kafatası kemiklerinin içine doğru genişliyor. Çocukluk ve genç erişkinlik çağında büyümeye ve genişlemeye devam eden sinüsler, burnun iç yüzünü kaplayan zarın aynısı tarafından kaplanıyor ve küçük açıklarla burun boşluğuna bağlanıyor. Bu bölgelerin tıkanması ile oluşan ve alerjilerle daha da olumsuz yaşanan sinüzit ataklarına kış ve bahar aylarında dikkat edilmesi gerekiyor” diye konuştu. 

    Sinüzit nasıl oluşur? 
    Sinüslerin, burun sisteminin bir parçası olduğunun altını çizen Uzm. Dr. Aydoğan, “Normal olarak burun ve sinüsler günde yaklaşık olarak yarım litre mukus adı verilen salgıyı üretirler. Mukus, burun yüzeyi (mukoza) üzerinde hareket ederek toz parçacıklarını, bakterileri ve diğer havayla taşınan partikülleri süpürür ve yıkar. İşlevini gören mukus daha sonra geriye, boğaza doğru süzülür ve yutulur. Birçok insan bunun farkında değildir çünkü bu olay normal bir vücut fonksiyonudur. Bu salgının içeriğinde farklılık oluşursa o zaman burun akıntısı ya da geniz akıntısı şeklinde hissedilmeye başlar. Hava kirliliği, alerji veya virüsler tarafından irrite edilen burun mukozası normalden çok fazla mukus üretir. Bu salgı, rahatsız eden etkeni yıkayıp ortamdan uzaklaştırmak için bol miktarda, berrak ve su gibidir. Burun önünden ve ayrıca arkasından gelen fazla miktarda akıntı şeklinde kendini gösterir. Bakteriler tarafından oluşturulan enfeksiyonlarda da yapışkan ve kıvamlı mukus gözlenir, aynı zamanda cerahatten dolayı mukusun rengi sarı veya yeşil olabilir” şeklinde konuştu. 
    Tipik bir akut sinüzit vakasının soğuk algınlığı veya alerjik bir atak sonucunda fazla miktarda mukus salgılanması ile ortaya çıktığını belirten Uzm. Dr. Aydoğan, "Zarlar o kadar çok şişebilir ki sinüslerin küçük açıklıkları kapanır. Hava ve mukus burun ile sinüsler arasında rahat hareket edemezse mukus sinüsler içinde birikir ve basıncın artmasına neden olur. Hangi sinüsün etkilendiğine bağlı olarak yüzde veya alında üzerine basmakla oluşan, gözler arasında veya gerisinde, yanaklarda ve üst dişlerde ağrı meydana gelir. Akut sinüzit olgularında yüzdeki ve alındaki ağrı çok şiddetli olabilir. Baş ağrısına göz ağrısı, halsizlik, yüksek ateş, burun akıntısı, burun tıkanıklığı, ağız kokusu ve geniz akıntısı eşlik edebilir. Sinüs çıkışının uzun süre kapandığı durumlarda kronik sinüzit gelişir. Sinüs kanallarının tıkanıklığına sebep olan durumlar sinüzite zemin hazırlar. Alerjisi olan kişilerde sinüzit atakları daha sık görülür. Alerji, soğuk algınlığı gibi mukozanın şişmesine, sinüs kanallarının kapanmasına, mukus akımının engellenmesine ve bakteri enfeksiyonuna neden olur. Ayrıca iyi nefes almayı ve mukus akışını engelleyecek yapısal burun bozuklukları olanlarda da sinüzit atakları daha sık oluşur. Burun kıkırdağı eğriliği, geniz eti ve polip gibi durumlar buna örnek olabilir. Sık üst solunum yolu enfeksiyonu geçiren ve kalabalık ortamlarda bulunan kişilerde de yine sinüs enfeksiyonuna sık rastlanır” dedi. 

    "Kronik sinüzit cerrahi müdahale gerektirebilir" 
    Uzm. Dr. Aydoğan, sinüzit olgularının büyük çoğunluğunun tıbbi tedaviye cevap verdiğini ifade ederek şunları kaydetti: 
    "Sinüs içindeki bir enfeksiyon hem göze hem de beyine yayılarak tehlikeli bir durum yaratabilir. Neyse ki enfeksiyonun göze veya beyine yayılması çok nadirdir. Enfeksiyonlu sinüslerden akan mukus akciğerlerde de enfeksiyona neden olabilir. Böylece sinüzit; bronşit, kronik öksürük veya astımı azdırır ya da bunların ortaya çıkmasına neden olur. Bu nedenle sinüzitin tanısının konması ve tedavinin uygun şekilde planlanması çok önemlidir. Bazı durumlarda sinüslerin röntgeni gerekli olabilir. Tedavi olarak antibiyotik tedavisi veya cerrahi müdahale, ya da bazen her ikisi birden uygulanabilir. Akut sinüzit çoğunlukla antibiyotik tedavisine yanıt verirken kronik sinüzit tedavisinde genellikle cerrahi müdahale gerekmektedir. Son yıllarda uygulanan Endoskopik Sinüs Cerrahisi bu hastalıkların çözümünde uygulanan oldukça başarılı bir tekniktir.” 

    Sinüzite karşı siz neler yapabilirsiniz? 
     Uzman  Dr. Aydoğan, sık sinüzit atakları geçiren kişilere kendilerini korumaları için şu tavsiyelerde bulundu: 
    “Alerjiniz varsa bunu kontrol edin. Yatağınızın baş tarafı daha yükseltilmiş bir şekilde uyuyun. Uyumadan önce dekonjestanlar kullanılabilir ancak içlerindeki kimyasal maddeler adrenalin gibi etki gösterebileceğinden yüksek tansiyonu olanlarda riskli olabilir. Aynı zamanda bunlar uykusuzluğa neden olan uyarıcıdırlar. Kullanmadan önce doktorunuza başvurun. Burnunuzu tahriş eden kirleticilerden, özellikle sigara dumanından uzak tutun. Dengeli beslenin, düzenli egzersiz yapın. Enfeksiyonu olduğunu bildiğiniz insanlarla temasınızı sınırlamaya çalışın, bu olmuyorsa el yıkamak, ortak havlu ve önlük kullanmamak gibi önlemler alın. Sizi muayene eden ve şikayetlerinizi bilen doktorunuzun verdiği ilaçları kullanın.” 




    YORUMLAR

    YORUM YAP!

    Yorumlarınız editör onayından geçtikten sonra yayınlanacaktır. Küfür, hakaret, büyük harf ve kişi ve kurumları rencide edici yorumlar onaylanmamaktadır.

    Ad Soyad

    ..

    Güvenlik Kodu

    Yorumunuz

DİĞER HABERLER

Kar360.com Kayseri-Trkiye ve Dnya gndemini takip edebileceiniz, nteraktif bir haber sitesidir. Yazlm ve Tasarm hizmeti www.tahamedya.com tarafndan yaplmtr.