|   | 
  • Süleyman Keskin: Nasreddin Hoca Ve Leylek


    Süleyman Keskin: Nasreddin Hoca Ve Leylek

    Gazeteci olmak zor zanaat. Özellikle spor yazarı olmak daha zor. Neden zor ?          Anlatayım, sizler de dinleyin. Yaşadığınız kentin siyasetine, siyasetçisine dokunanlara kimse sormaz. Siyasetçilerle uğraşanlara kimse “Bu Kayseri’nin hali ne olacak?” diye sormaz. Sorsalar sorsalar, “Hızlı tren ne zaman gelecek?” diye sorarlar. Bu soru da her zaman sorulmaz. Bu nedenle siyasetçiler de rahat, siyaset yazanlar da. Gelgelelim spor yazarlığına. Spor yazarlığı neden zor ufak ufak dile getireyim. Spor yazarı iseniz işiniz zor bu memlekette. Hele hele bu işi yıllarca yapıyorsanız yandınız. Bu memleket derken, Kayseri’den bahsediyorum. Kayseri’de kimse size işsizliği sormaz. Hayat pahalılığını sormaz. Bu memlekette trafik sorununu sormaz size. Gelelim, meselenin iç yüzüne. Daha doğrusu bu memleketin gerçek sorununa. Bu memlekette herkesin ortak derdi, tasası futbol. Yani Kayserispor. Sokakta, caddede, iş yerlerinde,bahçede, kahvede, berberde konuşulan tek konu var. Hepinizin bildiği gibi Kayserispor. Geçim sıkıntısı çekenin de sorunu Kayserispor, geçimini rahat sağlayanın da tek derdi Kayserispor. Demiştim ya, spor yazarı olmak çok zor diye bu memlekette. Yıllarca bu işin içindeyseniz herkes sizi bulur. Caddede yürürken, yolda yürürken, bir yerde otururken hep size sorarlar. “Ne olacak bu Kayserispor’ un hali?” Bu sorunun muhatabı hep spor yazarı olur. Hele hele maçların sonu kötü bitmiş ise işiniz çok. Kötü gidiş varsa katmerli yandınız. Şu anda kimse benim yerimde olmamalı. Ya da spor yazarı arkadaşlarımın yerinde olmasın. Bu takımı bu hale getirenlere kimse bir şey soramaz. Bu kulübe başkan olanlar, yönetici olanlara bir şey diyen çıkmaz. “60-80 milyon borç bıraktılar. “ diye dert yananları hepiniz iyi bilirsiniz. Bırakılan eski borçları dert yananlar, görevi 300 milyon borçla bırakanlara bir şey diyemez. “Kayserispor’ u şeffaf yönetiyoruz.” deyipte 30-40 kişilik olağanüstü genel kurullarda enkaz devredenlerin hiç kabahati olmaz. Kimse gidip onlara hesap soramaz. Onları 30-40 kişilik genel kurullar aklamıştır. Ne var ki kamu vicdanında ne zaman aklanacak bilemeyiz. Diyorum ya, kamu vicdanında aklanmayanların derdi hep spor yazarını yorar bu memlekette. Kötü gidişlerde herkes spor yazarını bulur, yani bizleri bulur. Yolda bir adım atsanız hep o soru akıllara gelir. “Ne olacak bu Kayserispor’un hali?” Spor yazarı dert babasıdır. Bir başka anlatımla spor yazarı “Kayserispor’dan sorumlu devlet bakanıdır.” Konunun muhataplarına sorulmayanlar bize sorulur. Transferleri hatalı yapanlar unutulur. Kulübü borç batağına atanlara kimse hesap sormaz. Vurun abalıya misali herkes bizi bulur sokakta, caddede, her zaman, her yerde. İşte bu nedenle spor yazarlığı zor zanaattır. “Bana ne Kayserispor’dan!” diyemezsiniz. Kayserispor ile şanına şan katanların kafaları rahat olur. Bu yolda bir tek tesellimiz vardır. “Tarih onları bir gün yazacaktır.” sözleri tek tesellimiz, tek umut kaynağımızdır. Bu kadar duygusal satırlardan sonra yazımı şu fıkra ile noktalamak istiyorum. Fıkra bu ya anlatayım. Nasreddin hoca, leyleği karşısına almış. Başlamış sormaya leyleğe. “Bir ayağını keser isem ne olur?” Leylek şu cevabı vermiş: “Öbür ayağım ile dururum.” Nasreddin hoca bu cevaptan sonra ikinci sorusunu patlatmış leyleğe: “Peki öbür ayağını da keser isem ne olur?” Leylek bu soru üzerine duramamış ve cevabı patlatmış. “Düşerim kardeşim, düşerim.” Ben burada bir şey demiyorum. Soran Nasreddin hoca, söyleyen leylek.



    Etiketler

    YORUMLAR

    YORUM YAP!

    Yorumlarınız editör onayından geçtikten sonra yayınlanacaktır. Küfür, hakaret, büyük harf ve kişi ve kurumları rencide edici yorumlar onaylanmamaktadır.

    Ad Soyad

    ..

    Güvenlik Kodu

    Yorumunuz

DİĞER HABERLER

Kar360.com Kayseri-Trkiye ve Dnya gndemini takip edebileceiniz, nteraktif bir haber sitesidir. Yazlm ve Tasarm hizmeti www.tahamedya.com tarafndan yaplmtr.