|   | 
  • Kiralık Kalem (Satılık Değil Ama)

    ÖĞRETMENLER ŞORT GİYEREK GÖREV YAPABİLMELİDİRLER

    (Haydi kişisel ikbal ve menfaatlerini düşünmediklerini varsayalım...) ve diyelim ki: İster muktedir, ister muhalif, siyasetçiler tribünlere oynamaktan vazgeçemezler. Ardı sıra belki bazı samimiyet kırıntılarıyla karşılaşılabilir ama muktedirlerin icraatlarını da önce bu ön kabul ile değerlendirmek, yanlış olmaz. Ben, 70(+) yıllık ömrümde hep bu gerçekle karşılaştım.

    Dedikten sonra:

    Medyadan öğreniyorum; iktidar, öğretmenlerin kılık kıyafetlerinden rahatsızlık duyuyormuş ve biraz çekidüzen vermek için tedbirler almaya başlamış. Örneğin, öğretmenlerin önlük giymeye teşvik edilmeleri konusunda genelge yayınlamış. Karşı tarafta ise büyük bir infial var. Daha “leb” denilmeden, yaygara koparmaya ve linç girişimlerine başlamışlar.

    İktidar, çok geç kaldığının farkında mı acaba? Tribünlere oynama niyetiyle verilen her tâviz, diğer yeni tavizleri doğurur. Başlangıçta kale arkasındaki tribünlere oynandıysa, sonrasında diğer tribünlereoynamak, kaçırılan treni yakalamayı mümkün kılmaz. Atı alan Üsküdar’ı geçtiyse, artık çabalar boşunadır. Bu bir.

    İkincisi: İyi bazı şeyler yapmak isteyenlerin, başka başka kötü şeyler yapmıyor olmaları gerekir. Amaca ulaşılması açısından bu çok önemlidir.

    Bunu da dedikten sonra:

    Hangi yönden bakarsanız bakın, eğitimimiz açmazdadır. Eğitimde genel bir buhran yaşanmaktadır. Öğretmenler de bu buhranın paydaşlarıdır. Öğretmenlerin çoğu, bilgi, formasyon, samimiyet, gayret ve benzeri açılardan sınıfta kalmaktadırlar. Kılık kıyafetleri de öğretmenlerin kırık not aldıkları konulardan biridir. Gerçek eğitimi bilenler, benim öğrencilik yıllarımdaki öğretmenleri mumla arıyorlar.

    Öğrenci kılık kıyafetleri de berbat durumdadır ama öğretmenlerinki öncelikle ele alınmalıdır. Aksi takdirde öğrencileri disipline etmek aslâ mümkün olmaz. Disiplinsiz eğitim olmaz, kıyafet disiplini olmaksızın da genel disiplin sağlanamaz. Kılık kıyafet disiplinine ise, öğretmenlerin kılık kıyafetlerini disipline ederek başlamak zorunludur. Çünkü disiplinin mimarları öğretmenlerdir ve öğretmenler aynı zamanda rol-modeldirler.

    Yaklaşık üç yıl kadar önce, “felsefe”ye karşı özel bir merak oluşmuştu bende. Bildiğim, bulduğum felsefe kitaplarına sarıldım. Fakat felsefenin kendisi kadar, uygulamaları kadar, sistematiğini, indeksini de öğrenmek istiyordum. Yani felsefeyi ders olarak çalışmak istiyordum. Derli toplu bir bibliyografya arayışı içindeydim. Aklıma lise felsefe öğretmenlerinden yardım istemek geldi. Bulunduğum yerdeki liseye gittim. Kapısını çaldığım müdür yardımcısına kendimi tanıttıktan sonra meramımı anlattım. Sağ olsun, müdür yardımcısı ciddiye aldı beni, hoşamedi etti, odasında oturmam için yer gösterdi ve okulun felsefe öğretmenini çağırttı.

    Genç bir öğretmen hanım çıktı geldi. Tanıştık. O da ilgi gösterdi ve elinden geldiğince yardımcı olmaya çalıştı. Biraz sıkılarak, kendisinin de pek malumât sahibi olmadığını belirttikten sonra müdür yardımcısından bir kâğıt istedi ve hatırına gelen kitapların isimlerini yazmaya başladı. Benim oturduğum koltuğun yanındaki sehpada yazıyordu. Onun oturabileceği ikinci bir sandalye yoktu. Yazabilmek için dizlerini bükerek çökmek zorunda kalmıştı. Ben de başımı başka tarafa çevirmek zorunda kalmıştım. Çünkü o kadar kısa bir etek giymişti ki bacakları olduğu gibi çıkmıştı ortaya. Tasvir etmek istemiyorum fakat benim koltuğum biraz daha alçak olsaydı veya ben eğilmiş olsaydım, iç çamaşırını görebileceğimi düşündüm.

    Öğrencisi olan delikanlıları da düşündüm tabi. Öğretmen hanım, boylu posluydu, güzeldi. Belki evli de değildi henüz...Kendi öğrencilik yıllarım ve öğrenci arkadaşlarım geçti gözümün önünden... Daha fazla uzatmam yanlış olacaktır sanırım. Öğrencileri ateşle sınamaya hakkımız var mı? Onları okula eğitmek için getirtiyoruz, değil mi?

    Öğretmen hanım öyle bir kıyafeti niçin tercih ediyordu bilemiyorum ama önlük giymekten, hele diz altı önlük giymekten hoşlanmayacağını tahmin edebiliyorum.

    Bayan öğretmenlerin saç modellerine, takılarına, makyajlarına hiç girmeyeyim. Erkek öğretmenlerin kılık kıyafetlerine de girmeyeyim... Ben, sorumluluğunu yerine getirmiş, görevini lâyıkıyla yapmış bir öğretmen ama ununu da eleyip eleğini asmış bir ihtiyar olarak milletin önlüğüne, kılığına kıyafetine burnumu sokmayayım. Fakat merak ettiğim bir konu var:

    Öğretmenlerin okula şortla gelebilmelerine izin veren bir genelge yayınlansa, kimler nasıl tepki verirler acaba?

    DİSİPLİNSİZ EĞİTİME VE KIYAFET DİSİPLİNİNİ ÖNEMSEMEYEN DİSİPLİN ANLAYIŞINA hayır.

    Hayırist, esenlik dolu HAYIRLI günler diler.

    NOT: “ÖZMİLLİ-HAYIRİST” isimli bloğumdaki şu yazılarımın okunmasını tavsiye ederim:

    297 {eğitim eğitim eğitim (34)} İLMİYE SINIFI VE ALÂMET-İ FÂRİKASI

    299 {eğitim eğitim eğitim (35)} ÜNİFORMALI ÖĞRETMENLERİMİZ VE EĞİTİM ENSTİTÜLERİ

    R. Serdar Özmilli

Kar360.com Kayseri-Trkiye ve Dnya gndemini takip edebileceiniz, nteraktif bir haber sitesidir. Yazlm ve Tasarm hizmeti www.tahamedya.com tarafndan yaplmtr.