Sevgili dostlarım; şu internet denilen alamet-i farika öylesine hayatımızın bir parçası haline geldi ki doğrusu hep hayatımızda olmalı mı, yoksa bir an evvel hayatımızdan çıkartıp huzura mı emeliyiz açıkçası ayrımına varamıyorum? Dostlarım sizlerinde takdir edeceğiniz üzere şayet ?bilgi? bir güçse, bilgiye ulaşma olanağı da o gücü elde etmenin aracıdır kanaatindeyim? Ve dahi bu araç her ademoğlu için ne ölçüde kolay ulaşılabilirse, o ölçüde demokratik bir ortamdan bahsediyoruz demektir. O nedenledir ki internet'i tanımlarken ?bilginin demokratikleşmesi? kavramı sıklıkla kullanılmaktadır? Zira teorik olarak internet, kara kıtanın en unutulmuş köşesinde yaşayan bir bireyin bile yeni bilgilere erişip değişik insanlarla tanışarak hayata bakışını çeşitlendirip, zenginleştireceği bir düzlemdir?. Fakat madalyonun bir de diğer yüzü var... Nasıl yani mi ? Şöyle ki yarenlerim Internet denen alamet bilgi edinmek ve kültürümüzü zenginleştirmek için ne kadar vaz geçilmez demokratik bir araç, demokratik bir platformsa, ötekileştirdiklerimize, diğer ademoğullarına zarar vermek, saldırmak, hakaret etmek, aşağılamak, yaralamak için de o kadar anti demokratik bir platform oluşturuyor erenler. Hele hele de sosyal medya bunun için biçilmiş kaftan, arzu ettiğiniz her türlü düşünce ve eyleminiz için mükemmel bir platform oluşturuyor. Binlerce, milyonlarca kilometre uzaktaki kişilerle güzel diyaloglar kurabileceğiniz gibi, her türlü hakaret de de bulunabiliyorsunuz? Hafta sonunun keyfini çıkardığımız bu güzel Cumartesi gününde bütün bu konulara nerden geldik gibi sitemvari bir yaklaşımınız varsa hemen arz edeyim yarenlerim? Ben fakire sanal aleme dair bütün bu çıkarımları yaptırıp kafa yorduran şey Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Sn. Melih Gökçek?in internet ve sosyal medyayı kullanışındaki ustalık ve maharete duyduğum hayranlık diyebiliriz? Zira önceki gün haber sitelerinde Başkan Gökçek?in Leman dergisinin küstahlığına sosyal medya üzerinden verdiği zeka kokan karikatürlü cevabı görünce hem güldüm, hem de sanal alemin işlevlerini bir kez daha hatırlayıp ne denli alamet- farika bir olgu olduğuna bir kez daha kanaat getirdim? Sevgili dostlarım Sn. Melih Gökçek?i Anavatan Partisi Keçiören Belediye başkanlığı döneminden yakından tanırım.. . O dönemler çalıştığım yayın organında belediyeler ve sendikalar muhabiri olarak görev yapmaktaydım? Bay Gökçek son derece kıvrak zekası olan, Anadolu tabiri ile ele avuca sığmaz bir yönetici idi. Zaten çok basit denile bilecek bir hamle ile de Ankaralıların ( Aslında daha çok Anadolu?dan gidip Ankara?ya yerleşen gece kondu semtlerinde yaşayan vatandaşların) gönlünü feth edip yıllarca koltuğunu korumayı başardı? Gerçi konu farklı bir yöne kaymakta ama sevgili dostlarım sırası gelmişken sizlerle paylaşmak isterim? Uzun yıllar Ankara?da yaşamış, medya mensubu olarak görev yapmış ve Sn. Gökçek?in Büyükşehir Belediye Başkanı olarak yaptığı çalışmaları vatandaş olarak da takip etmiş biri olarak en büyük icraatı bana göre dini bayramlarda bayram süresince belediye otobüslerini ücretsiz yapması idi. Hayır dostlarım sakın küçümsemeyin, Ankara gibi yoğun göç alan, dar gelirlisi çok olan, bir şehir için bu uygulama son derece önemli bir tesbitti. Sırf bu uygulama için Sn. Gökçek?e öylesine çok dua eden vatandaş gördüm, dinledim ki? Hatta bu uygulama daha sonraki yıllarda Ak Parti?nin deçok işine yaradı kanaatindeyim. Uzun yıllara sosyal demokrat kafa yapısının kendi ülke insanın hassasiyetlerine sırt dönüp, aşağıladığı Ankara gibi yüzü doğuya dönük bir metropolde, kendi inançlarının önemsendiğini hisseden Ankara insanı o gün bu gündür Melih Gökçek?i o koltukta tutmaya devam ediyor? Tabi Sn. Gökçek?in 20 yıllık emeğini bu kadar basite indirgemek acımasızlık olur ama çıkış noktası için önemli bir uygulama idi? Evet Sn. Gökçek o öngörü yeteneğini şimdilerde sanal alemi özellikle sosyal medyayı çok iyi kullanarak sürdürüyor ve Leman dergisinin ODTÜ?yü manasız bir şekilde 68?li yıllara taşımak için yırtınan gerici zihniyetine çok güzel bir cevap vermiş? Gelelim asıl meselemize yarenlerim bugünlerde ülkemiz sosyal medya özelliklede Twitter gündem listesine bir göz gezdirdiğimizde ise bir kişi, kurum, parti, futbol takımı vb. hakkında nefret boyutuna varan etiketlerin gündemde olduğunu müşahade edip zaman zaman insanlığımızdan utanıyoruz? ?Dilin kemiği yoktur? misali insanlar ağzına geleni yazıyor, içindeki kin ve nefreti adeta kusuyor? Twitter'da her düşünceden insan olduğu için dostlarım, haliyle nefret söyleminden de her düşünce bir şekilde nasibini alıyor. Bugün birine olan yarın bir başkasına oluyor... Bütün bu nefret kusan etiketlerin altında mesaj atanlara bir göz atarsanız, genellikle iki ana grup olduğunu hemen fark edersiniz; birincisi nefret söylemini savunanlar, ikincisi ise o nefret söylemine karşı olan ve kendi argümanları ile savunma hamlesi getirenler. Çok dikkatli baktığınızda bir üçüncü grubun da, beğenmediği grupları karşı karşıya getirmek için can atan ota karıştırıcılar olduğunu hemen fark edersiniz erenler? İşte asıl yılanın başları, toplumu her mecrada her platformda bir birine düşüren çakallar bunlar ? Bu grup sanki bir tarafa destek veriyormuş gibi paylaşımlar yaparak, provokatif etiketleri iyice yaygınlaştırıyor. Hatta kimi zaman tartışmayı başlatan da asıl bu grup oluyor, fakat çoğu kullanıcı bu durumun farkında bile değil. Büyükler ?Teşbihte hata olmaz? derler yarenlerim ben fakire göre Twitter?ı sanki 12 Eylül öncesi sokak ortamına dönmüş gibi, sabah sağcıların kullandığı silah, öğlen solcuların elinde. Kimin eli kimin cebinde belli değil. Bir taraftan yakılan ateş, bir anda ormanı alevlendiriyor. Atılan bir provokatif mesaj günün sonunda kitlelerin kafasını karıştırıyor ve insanlar birbirine karşı kin ve nefret doluyor? Haaa unutmadan bide spam savaşları var. Spamın ne olduğunu anlatmaya gerek yok sanırım? Her internet kullanıcısı sevmediğin bir kişinin hesabını engellemek için yukarıda ?Spam? yazan kutuyu tıklar? İşte dostlarım beğenmediğimiz kişileri spam olarak bildirmek, Twitter'ın en popüler mücadele alanı haline gelmiş durumda. Öte yandan şayet bu spam sayısı belirli bir seviyeyi aşarsa (takipçi sayısının yüzde 5'inden fazla), hesap geçici bir süreliğine askıya alınabiliyormuş onuda bu gün öğrendim? Bu gerçekten hareket eden birileri bilgisayarın karşısına geçip onu bunu spam bildirerek gününü geçiriyor. Tıpkı mahallenin jurnalci teyzeleri gibi? Fikrim odur ki yarenlerim; kardeşin kardeşi spmladığı bu günlerde asıl ihtiyacımız olan şey, kimliği belirsiz kişilerce başlatılan ve önceden hazırlıklı proaktif gruplarca köpürtülen provokatif etiketlere fazla itibar etmemek? Bu paylaşımlar, saçma salak yorumlara itibar edip karşılık verdikçe iş büyüyor ve günün sonunda birilerine eğlence, büyük kitlelere de sinir bozukluğu kalıyor geride.. Ve kanaatimce kesin olan bir şey var ki, günün heyecanına kapılıp sağa sola laf yetiştirmeye çalışmak, Twitter gibi bir teknoloji harikası platformu savaş alanına çevirmekten öteye bir anlama üfade etmez ve ademoğlunda ne akıl sağlığı bırakır, nede huzur? Oysa Twitter'ı ö efendimizin öğretilerini Müslüman kardeşimize aktarmada kullansak ne kadar faydalı bir iş yapmış oluruz hiçi düşündünüzmü?. Allah?a emanet olunuz?.
http://www.kayserihaber.com.tr
