|   | 
  • Cevahir Kadri

    Ay Yıldız’a Mektup

     

    İnsanız; ne dağ başında yalnız ardıç ne de okyanusun derin karanlıklarında ferden ferda, yalnız başına dönüp dolanan bir balığız. Varlıkların en şereflisi olarak yaratmış bizi Hâlık. Bu şerefli payenin gereği olarak bütün varlıkları ve kâinatı bize hazır hâle getirerek emrimize vermiş. Vermiş vermesine ama bir de ikazda bulunmuş: Aman dikkat bu dünyada ebedi değilsin, yaratan değil yaratılansın, malik değil emanetçisin!..

     

    Bizi en şerefli varlık olarak yani insan olarak yaratan Allah, bize ait bir hususiyetimizi de ortaya koyarak buna dikkat kesilmemizi emir buyurmuş: “Ey insanlar! Şüphesiz sizi bir erkek ile bir dişiden yarattık, tanışasınız diye sizi kavim ve kabilelere ayırdık, Allah katında en değerli olanınız O’na itaatsizlikten en fazla sakınanınızdır. Allah her şeyi hakkıyla bilmektedir, her şeyden haberdardır.” (Hucurat, 13)

     

    Yüce Yaratıcı bizi her birerimiz kendine mahsus bir özellikte olmak üzere, tanışıp bilişebilmemiz için kavim ve kabileler hâlinde yaratmış; bu bir nimettir. Yoksa tek başına hareket eden, birlik ve beraberlik nedir bilmeyen bir varlık olsaydık ne huzur kalırdı dünyamızda ne de mutluluk. Kaldı ki bu hâlimizde bile huzur ve mutluluğu dünyadan sürgün eder olduk.

     

    Her insana yaratılışı ile alakalı olarak birtakım özellikleri doğuştan ona seçimsiz olarak verilmiştir. Öte yandan hiçbir insana cinsiyetini, anne babasını, aile çevresini, yurdunu yuvasını, memleketini, milliyetini seçme imkânı verilmemiştir. Ama hayatı yaşama konusunda ona gösterilen yolda gitme veya gitmeme konusunda kendisine verilen irade ile hareket etme imkanına sahiptir o.

     

    Allah bizi, Kaşgarlı Mahmut’un o biricik eseri Divanü Lügati’t-Türk’te Allah’ın, “benim ordum” dediğini belirttiği Türk milletinin bir ferdi olarak yaratmış. Bu ordu, bin yıldır Allah’ın dini İslam’a hizmetkârdır. Allah bilir -ve öyle kılsın- kıyamete kadar da bu hizmetkârlığı devam edecektir.

     

    Millet ve boylar hâlinde yaratılan insanlar, kendi kavim ve kabileleriyle hem bir arada olduklarını göstermek hem de birlik ve beraberlik ruhunu taşımak amacıyla bir işaret altında birleşir ve buluşurlar. En genel manasıyla buna, bayrak diyoruz. Bayrak kelimesinin dilimizde pek çok anlamı var elbette. Ama en birinci ve en gerçek anlamı “Bir milletin, belli bir topluluğun veya bir kuruluşun simgesi olarak kullanılan, renk ve biçimle özelleştirilmiş, genellikle dikdörtgen biçiminde kumaş; alem” ’dir (TDK Güncel Türkçe Sözlük). Türk milletini ve Türkiye Cumhuriyeti devletimizi temsil eden bayrağımız, “şekli kanunda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır.” Yazımızın varlık sebebi de budur ve yazımız, kelimenin bu anlamı etrafında şekillenecek.

     

    Millet ve boylar hâlinde yaşayan insanların oluşturduğu toplumu idare etmenin krallık, padişahlık, hakanlık, kağanlık, emirlik, başkanlık, meşrutiyet ve cumhuriyet vb. türlü yolları vardır. İnsanlık tarihi göstermiştir ki en iyi yönetim şekli, demokrasinin içselleştirildiği cumhuriyettir. Cumhuriyet, gerçek demokrasi ile güzelliğine kavuşur. Türk milleti olarak bugün, yönetim şekillerinin en iyisi olan cumhuriyet idaresini benimsediğimizi ilan edişimizin 101. yıldönümünü coşkuyla kutlamaktayız.

    ***

    Bu haftanın anlam ve önemi bağlamında, içinde bulunduğumuz zaman zarfında tanıma ve tanışma imkânı bulduğum, vatan, millet ve cumhuriyet konularında dolu dolu bir isim olan Adam Silver’dan ve onun Alaska yayınları arasında çıkan, Cumhuriyetimizin 100. Yılı Anısı için hazırlanan güzel bir eserinden bahsedeceğim: “Ay Yıldız’a Mektup”.

     

    Adam Silver (Adem Gümüş), devlet memuru bir ailenin ilk çocuğu olarak 1969’da Aydın’da dünyaya geldi. Çocukluk ve ilk gençlik yılları Aydın’da geçti. İlk ve orta öğrenimini burada tamamladı. Anadolu Üniversitesi’nde Sosyal Bilgiler, Yönetim ve Organizasyon ve Halkla İlişkiler bölümlerinden mezun olarak lisans eğimini tamamladı. İçişleri Bakanlığı’nda, Emniyet Teşkilatı’nın çeşitli birimlerinde terörle mücadele konularında çalıştı. Koruma ve koruma tedbirleri, risk analizi ve terör konularında eğitimler aldı ve bu konularda seminerler verdi. Ayrıca Almanya, Belçika gibi Avrupa ülkelerinde emniyet teşkilatının görevlendirmesiyle bazı konularında birtakım temaslarda bulundu. Resmi görevlerinin yanı sıra duygu ve düşüncelerini yazmaktan geri durmadı. Ancak onların kitap hâlinde yayımlanması için belli bir zamanın geçmesine ihtiyaç duydu.

     

    Hiçbir zaman yazmaktan, düşüncelerini, duygularını ifade etmekten vazgeçmeyen şair, yazdıklarını yıllar sonra yayınlamaya başladı. Cumhuriyetimize ve Atatürk’e olan vefasından dolayı “ATADAN 100. YILA ÖZEL” adıyla ilk kitabını yayımladı. İkinci kitabını da Cumhuriyetimizin 100. Yılına armağan olarak “AY YILDIZA MEKTUP” adıyla yayımladı. Şair ve yazar Silver’ın bir diğer eseri ise “KOCA ÇINAR MUSTAFA KEMAL ATATÜRK”tür.

     

    Adam Silver’in ikinci kitabı olan “Ay Yıldıza Mektup”; Mustafa Kemal Atatürk, bayrak, vatan, millet, cumhuriyet, cumhuriyet düşüncesi, özgürlük, bağımsızlık, demokrasi, millet düşüncesi, milli düşünce, Anadolu, Türk gençliği, Türkiye, üç hilal vb. temaları işleyen 100 şiirden oluşmaktadır. Eserdeki şiirlerin, kelimelerin bütün anlamlarıyla içten gelerek yazılmış olduğunu okurun bunları hissetmesinden ve okura bunları böyle hissettirmiş olmasından anlıyoruz.

     

    Kitabın kapağı Ay Yıldızlı Al Bayrağımızın nazlı nazlı dalgalanma silüeti ile birlikte Gazi Mustafa Kemal Atatürk imzalı “Cumhuriyet fazilettir.” sözü yer almaktadır. Arka kapağında ise şairin fotoğrafı ve “Ay Yıldıza Mektup” başlıklı şiirin bir bölümü yer almaktadır.

     

    Kitabın içeriğine baktığımızda iç kapağının ardından kitabın künyesini ve onu takiben de “İlk Söz” başlığıyla Alaska yayınlarının yayın yönetmeni Gülseren Baran’ın sunuş yazısını görüyoruz. Baran yazısında şiirle ilgili birtakım düşünceleri ifade ettikten sonra bu eserde yer alan şiirlerle ilgili olarak “Şair Adam Silver, Millî Mücadele Döneminde Türk halkının gösterdiği gayreti, fedakarlığı, mücadeleleri, kendine özgü yalın ve akıcı üslubuyla okura sunuyor. Okuru duygu yüklü dizelerde kendi dünyasına davet ederken Millî Mücadele Döneminde Türk halkının gösterdiği gayretleri ve fedakarlıkları gayretli kalemiyle bizlere tekrar hatırlatıyor.” diye anons ediyor. Bu anonsun ardından şairin “okura sesleniş”i olan “Sevgili Okuyucularım” başlıklı yazısını görüyor ve okuyoruz. Şair, iki sayfayı aşkın bu seslenişinde eserde yer alan şiirlerinin bir bakıma “sebeb-i telif”ini dile getiriyor, şiirlerde işlenen temaların fotoğrafını ortaya koyuyor. O sunuştan bir bölüm: “Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Cumhuriyetimizin yüzüncü yılına atfen bir vefa borcu olarak 2023 yılını üç kitapla kutlamak istedim. Yeni nesillere armağan olması nedeniyle [düşüncesiyle] “Ay Yıldıza Mektup” isimli ikinci kitap olarak kaleme aldığım şiir kitabı, öğretmenlere, öğrencilere, çocuklara, kadınlara, gençlere, Cumhuriyet ve Atatürk sevdalısı bütün gönüllere, gönlümden düşün [düşen olmalı] bir yağmur damlasıdır.” Şairin bu seslenişinin ardından kitaptaki 100 şiirin adı “İçindekiler”de yer verilmiş.

     

    “Ay Yıldıza Bir Mektup”, hem kitabın hem de eserde yer alan bir şiir adı. Bu aynı zamanda, okuru selamlayan şiir. Okuru, ilk olarak “Ay Yıldıza Mektup” şiiri karşılıyor: “Özgürlük yolunda ileri Cumhuriyette yarış/ Gönlümüzde sevgi, hoşgörü, insanlıkta barış/ Toprağa düşen şehitlerin arası bir karış/ Ayrımcılık değil Cumhuriyet yolunda yarış// Semaya işledik Türk milletinin yüce ismini./ Şehit kanıyla süsledik aziz toprağın cismini.” Bu dizelerde de görüldüğü gibi şiir, bir bakıma kitapta işlenen temaların bir özeti mahiyetinde; cumhuriyet, bayrak, vatan, mücadele, şehitlik, şehitlerimize vefa, çalışmak, cumhuriyet, bayrak ve vatan düşüncesi etrafında kenetlenme vb. 

     

    “Koştuk”, “Atatürk” şiirlerinin ardından ufuktan “Cumhuriyet Güneşi” doğar: “Işık saçan gökte yıldırım, yerde çelik bilek/ Her biri özgürlüğe fırlayan kovandaki fişek// yerde şahlanan aslan, göklerde kartal/ Yarışır bizimle her yerde esen fırtınalar// Ruh bir nefes gibi bedenden uçar ve göçer/ Cumhuriyet nesilden nesile zirvelerde koşar.” diye Cumhuriyeti betimledikten sonra onun özgürlük ve demokrasiyle bir bütün olduğuna dikkat çeker: “Özgürlük demokrasi yolunda döşenir tek tek taşlar/ Cumhuriyetle arşa değer genç beyinler ve başlar// Kocatepe’de Mustafa Kemal ile bir millet doğdu/ Yurtta Cumhuriyet güneşiyle karanlığı, zilleti boğdu.” 

     

    Şair, “Yüzyıl Marşı”nı söyledikten sonra bir hatırlatmada bulunur okura: “Cumhuriyet Kutsal Emanet”: “Özgür bir millet için Cumhuriyet bizim özümüz/ Vatanda Cumhuriyet, atamıza verilen son sözümüz”. Söz sözü açar ve “Özgür Cumhuriyetim”e ulaşmanın kültür tarihi sıralanır sonra: “Ezelden ebede yaşar Hacı Bektaş’ım/ Mevlâna ocağım, Yunus yoldaşım/ Anadolu’da parlayan elmas taşım/ Sana âşıktır özgür Cumhuriyetim” gibi dizeleri Sakarya Zaferi ile taçlandırır: “Müjdeler verdi yurduma ağustos eylül ayı/ Türk milletinin tarihten gelen boyu kayı/ Gediz, Menderes, Sakarya’dan akar Türk kanı/ Kadın erkek, çocuk özgür cumhuriyetim.

     

    Şair şiirlerinde şekilden ziyade lirizmin coşkun seline yer vermeyi daha uygun görür. Şiirin olmazsa olmazlarından olan ahenk unsurları yer yer musikiyi oluşturan benzer ses tekrarlarıyla yer yer ve illaki kafiyelerle sağlanmış. Şiirlerde genel olarak dörtlük nazım birimi kullanılsa da yer yer beyitlere, ikiliklere yer verilmiş. Bazı şiirlerde ise hem dörtlük hem beyit yani ikilik nazım birimine yer verilmiş. Kafiye örgüsü bakımından daha çok düz ve çapraz kafiye biçiminin kullanıldığını görüyoruz. Bazı şiirlerin serbest nazım tekniğiyle kaleme alındığını, kafiye şemasının da bu bağlamda yer yer serbest şekil arz ettiğini belirtelim.

     

    Şair Adam Silver’ı bu güzel eseri için kutlar, daha nice yeni eserlere imza atmasını dilerim. Sözü, “Bir Çiçek Bahçesi Cumhuriyet” şiirinden iki dörtlükle bağlayalım: “Düşmanın karşısında kale gibi dururum/ Özgürlük şiarımdır, Atatürk benim gururum/ Vatanıma göz dikeni mermi yuttururum/ Rengârenk çiçek bahçesidir Cumhuriyete/…/ Cumhuriyet baş tacımız, gönülde sevgi şanımız/Barış, kardeşlik, medeniyet ocağı yüce vatanımız/ Her karışına bedel ödedi damarda akan kanımız/ Gökte çoban yıldızıdır yaşayan Cumhuriyetim

     

    Not: 29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun! 

    Bayramın hakkın, hukukun ve adaletin hâkim olmasını; her bir vatandaşımızın huzur, güvenlik ve mutluluğuna vesile olmasını dilerim.

Kar360.com Kayseri-Trkiye ve Dnya gndemini takip edebileceiniz, nteraktif bir haber sitesidir. Yazlm ve Tasarm hizmeti www.tahamedya.com tarafndan yaplmtr.