|   | 
  • Sabahattin Sürmen

    Burak Yılmaz İçin En İlginç Maç: Rakip Şenol Güne&

    Şenol Güneşve Burak Yılmazdenince ilk akla gelen Beşiktaşsürecinde başlayan Usta Şenol Güneşile Çırak Burak Yılmazgeliyor.

    O nedenle Süper Lig’de Trabzonspor’un St GallenAvrupa Kupasımaçı nedeniyle ertelenen müsabaka kime niyet kime kısmet Burak Yılmaz’ın karşısına Abdullah Avcıyerine Şenol Güneş’i çıkardı.

    Beşiktaş, usta-çırak ilişkisini Şenol Güneş’le yılları ayırıp takımın başına Burak Yılmaz’ı getirince halef selefe döndürmüştü. Fakat iç ve dış dinamikleriyle fırtınaya yakalanan Beşiktaş,Burak Yılmaz’a da yar olmamıştı.

    Ertelen maç kaderin bir cilvesiyle usta-çırak, halef ve selef olayları yanında Burak Yılmaz’ın formasını giydiği Trabzonspor olması daha ilginç bir boyuta büründürdü.

    Kayserisporkendi içinde pek çok sıkıntıyla boğuşurken, yönetim sorununu yeniden halletmişken, sıfır transferle yoluna devam ediyor. Bütün gelirleri temlikte bir bütçesiyle Burak Yılmazve öğrencilerinin gittiği her cepheden gelecek hayırlı, sağlık-sıhhat bildiren haberlerine kilitlendi.

    Burak Yılmazve ekibi ‘tek tek basaraktan’ birer puanla ve disiplinli, yılmayan, akıllı, taktik içerikli futboluyla herkese Maşallah dedirtiyordu.

    Özetle Burak Yılmazve oyuncuları maçın sonucu ne olursa olsun sakin ve mantıklı bir biçimde iyi gidiyor.

    Herkesin Sorunu Farklı mı?

    Trabzonspor, arkasına aldığı, gönlüne sığdırdığı Karadeniz karakterine bürünerek sürekli dalgalı ve fırtınalı bir süreç yaşıyor.

    Abdullah Avcı’nın gerçeklerle örtüşmeyen Avrupahayalleri nedeniyle Trabzonsportransferde çok para harcadı, çok. Al sana bir sorun.

    Borcunu daha da katladığı gibi gereksiz çalkantılı bir transfer sürecine tanık oldu. İkinci bir sorun.

    Abdullah Avcıçok sıradan bir takıma elenince Trabzonspor’da yangın başladı. Al bir sorun daha.

    Söndürmek için itfaiye araçları geldi ancak ne tuhaf ki itfaiyenin başı Abdullah Avcıyoktu. Bu çok büyük sorun.

    Yangının daha da büyümesine Milli Ara engel oldu!

    İşte bu arada Trabzonsporyönetimi şehrin de haykırışına kulaklarını tıkamadan 10 yıl sonra 5. Şenol Güneşdönemini başlatmıştı. Ya olmazsa kaygısı… Hadi bu yarım sorun ama stres kaynağıydı.

    Şenol Güneştakımın başına yayladan geldi. Hiç antrenman yapmadı. Bu da yarım sorun sayılırdı.

    Yeni alınan 13 başta olmak üzere hiçbir futbolcunun referansı kendisi değildi. Sorunlar bitmiyor ki, kocaman bir sorun bu.

    Mevcut futbolcuların da pek çoğu Şenol Güneş’le daha önce hiç tanışmamış ve çalışmamıştı.  Sorun üstüne sorun.

    Trabzonsporlu bütün futbolcular şaşkın, sıkıntı ve stres yaşıyor. Sorun sayılır mı?

    Futbolcular, çok güzel iklimi var. Serin, biraz yağmurlu, ara ara fırtınalı, kışın karlı da olsa mutlaka sonunda GÜNEŞgelir denen şehirde iklim değişikliği nedeniyle önce kar başlamıştı. Ama ne garip rastlantı ki GÜNEŞhemen çıkagelmişti.              

    Şenol Güneşgöreve gelişiyle kendini isteyen şehre önce ılıman ve hava kattı. Fakat Milli Ara ve Beşiktaş maçı öncesi, maç kadrosu, sakatlar, kadroya giremeyenler takımın içinde ısınan havanın bir anda değişmesiyle bir fırtına oluşturmuştu. Bir sorun daha…

    Fakat Beşiktaş maçının ilk 13 dakikalık süreçteki baskıları, arzusu camianın ağzına bir parmak bal gibi olmuştu. Fakat Visca ve Rafa Silva mücadelesi sonrası 10 kişi kalan takımın sergilediği futbol ‘Beşiktaş maçını kaybetmeyelim bari’ arayışıyla nötr ‘bir’ kapanış yapmıştı.

    Burak Yılmaz’ın Sorunu Bunların Yanındaki Ne ki?

    Burak Yılmaz, Ustası Şenol Güneş ve formasını giydiği eski takımı Trabzonspor’un ne sorunları olduğunu biliyordu ve görüyordu. Belki de onlarınkilerin yanında benim ki sorun mu bile demiştir!

    Burak Yılmaz, Şenol Güneş’i belki en iyi tanıyan futbol adamlarından biriydi. Belki kısa süre birlikte çalışmışlardı ama huyunu suyunu öğrenmişti.

    İşte tam bu süreçte Trabzonspor’daki zenginliğe ve fırtınanın içinde Güneş açmıştı.

    Burak Yılmaz, Trabzonspor’u da Karadeniz’i de iyi bilen bir teknik adam olarak farklı bir horon teperek herkesi şaşırtma hesapları yapmıştı.

    Trabzon’dan kesinlikle eli boş İzmir’e Göztepe’ye uçmamalıydı. Hadi kısmet sezonun ilk galibiyetini almalıydı.

    Aynı oyuncular Kayserispor’la geçen sezon bunu başarmıştı. Yine başarabildi, inancıyla Trabzon’a gelmişti.

    Ben her iki teknik adamın farklı futbol anlayışına ve taktik tercihlere sahip olduğunu düşünüyorum.

    Şenol Güneş’in Planı İlk Galibiyet

    Şenol Güneş’in planı kendisi gibi galibiyeti olmayan Kayserispor karşısında fırtına gibi başlamaktı.

    Karadeniz sahillerine sonbahar Güneş’ini taşımaktı. Ama işinin hiç kolay olmayacağını biliyordu. Çünkü karşısında evinin için bilen, kendisini tanıyan ve artık bir rakip olan Burak Yılmaz vardı. İşi hiç kolay olmayacaktı.

     

     

    Kalecisi Uğurcan Çakır Beşiktaş maçında muhteşem bir oyun çıkarmıştı. Bu şartlarda hiçbir takım Uğurcan Çakır’ı karşı kalede görmek istemezdi. Yine öyle oynarsa Kayserispor’un işi zordu!

    Ancakkk her kulun zaafları olduğu gibi futbolcuların da hataları vardı. Burak Yılmaz Uğurcan’ı da iyi biliyordu.

    Yayladan izlediği kadar defansı son oynadıkları maçlarda çok karışıktı ve kendisi de değişiklik yapmak zorunda kalmıştı.

    Giden gelen, sakatlanan, aksayan, uyumsuz olanlar. Umudunu Savic için saklıyordu, ama O’nun da ağrıları vardı.

    Eren Elmalıneyse ki iyi durumdaydı.

    Defansın dağınıklığını Beşiktaş maçını izleyenler gibi Burak Yılmaz da biliyordur ve görmüştür. Rakipleri, Beşiktaş gibi sürekli kaleye şut atıyordu. Sanki Mert Günok, Uğurcan Çakır için İmmobile, Rafa Silva, Masuaku, Gedson, Semih Kılıçsoy ve Rashica  bir tüyo vermişti.

    Orta sahada herkes biraz formsuz, biraz panik ve kaygılıydı. Formlarının kısa zamanda yükseltilmesi, paniği ve kaygıyı dindirmeliydi.

    Aslında o kadar çok alternatifi vardı ki! Beşiktaş maçında oynayan herkes Visca hariç oynayabilirdi. Fakat bu kalabalık işini daha da zorlaştırıyor gibiydi.

    Okay Yokuşlu’nun olduğu çok farklı bir orta sahayla da Burak Yılmaz’ın karşısına çıkabilirdi.

    Forvet hattı ve kanatları Beşiktaş maçında istediği gibi iyi çalışmamıştı.

    Ama bir kişi eksik oynamışlardı. Fakat Trabzonspor gibi bir takım bir kişi de eksik olsa fırtına estirmeliydi. Bu işin aması fakatı Trabzon da olamazdı.

    Neyse ki seyirci Beşiktaş maçına bile çok ilgi göstermemişti.  Kayseri maçına gelir miydi acaba ?

    Ama sebep ne olursa olsun çok fazla mücadele etmeleri gerekecekti. Çünkü hemen ardından Gaziantep maçı vardı.

    Burak Yılmaz’ın Kafasında Takım Kurgusu Nasıl?

    Kaleci Bilal Beyazıt çok yetenekli ve kurtarış sayısı yüksekti. Sürekli de kendini geliştiriyordu. Yine böyle devam ederse Şenol Güneş’in işi zor olacaktı.

    Genç Arif Kocaman ve Jeanvier’in uyumu her geçen gün iyiye gidiyordu. Bir de hava toplarındaki hakimiyetlerini artırabilseler kimseye geçit vermeyeceklerdi.

    Gökhan Sazdağıforvet kökenli defans bloğu olduğu için aklı fikri ileri de oluyor. İleri çıkışları çok etkili oluyordu da gidişin kadar gelişi de etkili olmalıydı. Fakat defans katkısı da artarak katlanıyordu.

    Carole, her zaman gibi sakinliğiyle,  dikkat çekiyor. kaliteli ara pasları ve özellikle önündeki adamları rakip defans arkasına kaçırışlarıyla kaliteli O, iyi bir Avrupalıydı. Ama aklının bir köşesinde Hasan Ali Kaldırım da vardı.

    Kartal Kayra Yılmaz ve Mehdi Bourabia’nın defansa katkısı ve forvete destek performans grafikleri genellikle maçlara çok net etki ediyordu.

    Mehdi Bourabia Kayserispor’un 10 numarası olduğunu hatırladığında sonucu da değiştiriyordu.

    Ali Karimiyedek oturmamalı. Eyüpspor maçında oyuna koyduğu ağırlığını artırarak sürekli olmalıydı.

    Sürdürülebilir bir performansı sağlamalıydı. Ama Dünya Kupası finallerinde oynamış bir futbolcu olduğunu aklından çıkarmaması gerekirdi.

    Fakat Eray Özbek ve Talha Sarıaslan bu yılın şehzadeleriydi. Onlar hep gözünün içine bakıyordu.

    Maneve Cardoso sahip olabileceği en iyi kanat oyuncularıydı. Ellerinden gelen gayreti gösterip, sürpriz çıkışlarla doğrudan sonuca etki ediyorlardı.  Eray ve Talha  onları da zorluyordu.

    Forvet hattı, Aylton, Nazon ve Bahoken çok güçlü fiziksel yapıya sahiplerdi. Fakat sonuca ve oyuna daha çok etki etmeliydi.

    Ayltonçok hızlı, adam eksiltiyor, kafa toplarına çıkabiliyor, savunma hattına da destek sağlayabiliyordu. Fakat puan alabilmesi için maç içinde bunları sonuca asist ve gol olarak dökse ne iyi olurdu.

    Şu Nazon var ya Nazon? Haiti Milli Takımı’nda hattrick yapacak kadar yetenekliydi. Eyüpspor maçında attığı gol etkisini çok net biçimde göstermişti.

    Nazon, pozitif katkıları sürekli yapsa, Trabzonspor’a da Eyüpspor gibi atsa süper olurdu.

    Bahokende sahip olduğu özellikleri gerek antrenmanda gerekse maçlarda ortaya koysa, gözüne daha çok girecekti.

    Neyse Kayserispor, Trabzon fırtınasını başlatmadan, gemi yara bere almadan, puan hanemize en az bir puan koyarak İzmir’e Göztepe deplasmanına gidelim düşüncesiyle maça çıkıyor.     

Kar360.com Kayseri-Trkiye ve Dnya gndemini takip edebileceiniz, nteraktif bir haber sitesidir. Yazlm ve Tasarm hizmeti www.tahamedya.com tarafndan yaplmtr.