İstanbul’dan sonra Budapeşte’de ‘A kalite’ arayışı Macaristan’ın paniğini çok akıllıca değerlendiren Türkiye’nin zaferiyle sonuçlandı. Evinde yenilmeyen Macaristan’ı 3 golle yendi. Dünya Kupası elemeleri öncesi de kendine güveni geldi.
UEFA Uluslar B Ligi’nden A Ligi’ne çıkma baraj maçında İstanbul’da 3-1 yendiğimiz Macaristan’a Budapeşte’de konuk olduk. Misafir Türkiye umduğu değil bulduğu gollerle güldü. 3-0.
İstanbul maçı sonrası yaptığım yorumda da söylemiştim: Bu maç çok zor olacaktı. İlk 20 dakika korktuk ama ondan sonrası beklediğimizden kolay oldu.
İstanbul’da 3-1 yendiğimiz Macaristan’ı elememiz için her türlü beraberlik bir farklı mağlubiyetler işimize yararken Macaristan’ın 2 farklı galibiyeti maçı uzatmaya götürürken diğer ihtimalleri düşünmek bile istemiyorduk. Dilimize bile almaya gerek de yoktu!
İstanbul’da 3 gole engel olamayan Macaristan Teknik Direktörü Marko Rossi, A Milli Takımımıza ve Teknik Direktörü vatandaşı Vincenzo Montella’ya övgüler dizdi durdu. Fakat inandırıcı olmaktan çok Bizim Çocuklar’ın motivasyonunu bozmaktan başka bir amacı yoktu. Bizim de bu aldatmaca açıklamalara karnımız toktu.
Oynanmayan hiçbir maç kazanılmış olmaz. Macaristan’ı elemek için bu maçın stratejisini ince eleyip sık dokumamız gerekirdi. Nitekim sakin oynayan kaliteli futbolcularımız işi bitirdi.
Macaristan’ı saf dışı bırakıp A Ligi’ne çıkmak Türkiye için prestij maçıydı. Hepimiz tabii ki bu mübarek günde Ramazan Bayramı öncesi A Milli Takımı’mızdan bir zafer kazanmasını istiyorduk.
İkinci dileğimiz de Fenerbahçe’den Real Madrid’e uğurladığımız ve bir başka İtalyan Carlo Ancelotti tarafından itilip kakılan evladımız Arda Güler bu maçta oynasındı. Hele bir de şöyle de bir gol çaksa, asist yapsa tam bayram tatlısı olurdu. Nitekim de öyle oldu. Arda Güler golünü attı.
Lider götürdüğümüz grubu Kayseri’de Galler’i yenemediğimiz için bu iki maçı oynamak zorunda kalmıştık. Sinyor Montella İstanbul’daki kadromuzdan farklı olarak zorunlu biçimde sarı kart cezalısı Orkun Kökçü yerine İsmail Yüksek ile Arda Güler’e forma verdi.
Beklediğimiz gibi Türkiye’yi aşmak için Macaristan çok hızlı ve sert bir oyunla başladı. Tıklım tıklım dolu türbinlerin önünde çok gergin başladı. Bizim Çocuklar’a çok sert fauller yapıyor, her pozisyonda çatıyordu. Ama Bizim Çocuklar;
- Ben oruçluyum, ben oruçluyum diyerek başlarından savıyor, sakin kalmaya çalışıyordu.
Ön alan baskısı ve havadan toplarla defans surlarımızı dövmeye çalışırken bize de oyun oynatmamak için her türlü tahrike de maç boyunca devam ettiler.
Arda Güler ne zaman topu ayağına alsa çocuğu çimlere yapıştırdılar. Aynısını Kenan Yıldız’a da yaptılar. İlk maçtaki saldırılarına devam eden Fiola’nın sarı kart görmesi 20. dakikayı buldu.
Sebep ne olursa olsun erken gol yemememiz gerekiyordu. Çünkü bu, onlara müthiş bir moral ve arzu verirken Bizim Çocukları da moral bozukluğuna itebilirdi.
Bizim Çocuklar’ın kısa bir süre sahada takım halinde ‘iftar sofrası’yla hızlarını kestik. Onlar da su molası vermiş oldu. A Ligi üstüne birer bardak soğuk su içtiler.
İftar sonrası Bizim Çocuklar biraz daha oyunu sakinleştirip, Macaristan’a ön alan baskısı da uygulamaya başladı. Macaristan panik halde sağlı sollu kontrolsüz bastırırken Karadeniz Fırtınası Trabzonspor’dan birbirini çok iyi tanıyan Uğurcan Çakır ve Eren Elmalı’nın uyumu dikkat çekiciydi.
Biz de hafif hafif yüklenirken etkisiz ataklarımız sonrasında geri dönüşlerde defansımızın arkasında boşluklar verdik. Şükür ki Uğurcan Çakır’ın müthiş kurtarışı maçın kırılma anı olurken birinde de üst direk gole izin vermedi.
Macarların da defans arkasında yakaladığımız ilk pozisyonda İsmail Yüksek ile kazandığımız penaltı atışını Ballond’or Hakan Çalhanoğlu kaleciyi ve topu ayrı köşelere gönderince Macarlar yıkıldı. Fakat daha bitmedi…
Hakan Çalhanoğlu hem gol attı hem de takımını muhteşem bir orkestra şefi gibi yönetti.
Macaristan golün hemen sonrasındaki ilk kontrolsüz saldırılarında Kenan Yıldız kaptığı topla adeta rüzgar gibi Macaristan defansını ip gibi arkasına dizdi. Hemen topu Kerem Aktürkoğlu’na aktardı. O da Oğuz Aydın’a indirdi. Oğuz Aydın da Arda Güler’e nefis bir asist yaptı. Arda Güler de Carlo Ancelotti’ye mesaj gönderen nefis bir plaseyle farkı ikiye çıkardı. Macarlar’ın fişini ilk yarıda çektik.
Kenan Yıldız var ya Kenan Yıldız, Temmuz 2024’ten bu yana inanılmaz bir şekilde kalitesini üst seviyeye taşımış. Tam bir dünya yıldızı olmuş. Macaristan forvetini, orta sahasını özellikle de defansını ‘abartmıyorum’ perişan etti.
Gol yemeden atabildiğimiz kadar atmalıydık. İstanbul’da Çanakkale geçilmezi oynayan Macaristan Budapeşte’de açıldıkça saçıldı. Bizim Çocuklar da fırsatları iyi değerlendirdi. Faturayı kesti.
Montella bana göre nadir doğru kararlarından birini vererek Arda Güler, İsmail Yüksek, Kenan Yıldız ve Kerem Aktürkoğlu’nu Macarların acımasız saldırılarına daha fazla yem etmedi. Oyundan alarak yerlerine Salih Özcan, Barış Alper Yılmaz ve İrfan Can Kahveci’yi sahaya sürdü.
İkinci yarı Türkiye’nin istediği şekilde kontrollü Macirastan’ın da moral bozukluğu ile birlikte kontrolsüz ve çaresiz ataklarıyla devam etti.
Marko Rossi’nin diline doladığı Türkiye güzellemeleri başına bela oldu. Korktuğunu da başına getirdi.
Son noktayı kornerden gelen ortaya arka direkte kafayla topu filelere gönderen Abdül Kerim Bardakçı koydu.
Türkiye, yıllardır Budapeşte’de yenilmeyen Macaristan’ı Budapeşte’de perişan etti. A kalite olduğunu ispatladı.
Budapeşte’ye skor avantajıyla gidiyoruz diyemiyordum ama Macaristan’ın zaaflarını iyi değerlendirerek zoru kolaya çevirdik.
Türkiye, Macaristan maçıyla Mert Günok sonrası kalecisini buldu: Uğurcan Çakır, muhteşem bir performansla bu zaferde büyük katkı sağladı. Sol kanat savunmacısı Eren Elmalı da yerini buldu. Aynı şekilde Oğuz Aydın da öyle. Deniz Gül de iyi top saklayıp, kalitesini ortaya koydu.
Arda Güler, Kenan Yıldız, Kerem Aktürkoğlu, Salih Özcan, Orkun Kökçü, İsmail Yüksek, Yusuf Akçiçek, Can Uzun ve Mert Müldür gibi gençlerimizle geleceğe daha da güvenle bakıyoruz. Bu kaliteli çocukların yeri zaten en üstüydü. Bu zamana bile kalmamalıydı.
Türkiye A kalite!
Neyse hayırlısı…