Emanet, korunması, saklanması ve eksiksiz, tam olarak sahibine iade edilmesi gereken maddi ve manevi şeylerin bütünüdür. Emanet, her hak sahibine hakkını vermektir. Her şeyi yerli yerine koymaktır.
Emaneti olan insan emin kişidir. Emin kişiler, güvenilir insanlardır. Emanetlerine sahip çıkarlar. Müminler, Muhammed ül Emin?in bağlılarıdır. Peygamberlik gelmeden önce de herkes ?Muhammed ül Emin? diyorlardı. Emanete riayet ahlaki bir görevdir. Emanet, imanın kemaline delalet eder. Emanetin zıddı ise hıyanettir. Hıyanette imanın zevaline işarettir.
Yaratılanlar içinde emanet yalnız insana tevdi edilmiştir. İnsanın kıymeti, emanete sahip olması ile doğru orantılıdır. Çünkü emanete riayet imanın gereğidir. Mümin, herkesin mal ve canını kendi mal ve canı gibi bilir ve korur. ?O müminler ki emanetlerine ve verdikleri sözlerine riayet ederler.? Müminun-8 Güvenilir bir insan, iyi bir Müslüman olmanın şartı, emanetleri muhafaza eden emin bir kimse olmaktan geçer.
Peygamber (sav) ?Benden sonra size iki şeyi emanet bıraktım. Onlara bağlı kaldığınız müddetçe sapıtmazsınız. Onlar da Allah?ın kitabı Kur?an ile benim sünnetimdir. Benim sünnetimden yüz çeviren benden değildir.? Buyurmaktadır.
Maddî ve manevî emanetlere riayet etmemek hıyanettir. Emanete hıyanet ise münafıklık alametidir. Peygamber (sav) ?Münafığın alameti üçtür. Konuştuğunda yalan konuşur. Vadini yerine getirmez. Kendisine bir şey emanet edilse ihanet eder.? Buyurmuştur. Münafıklık alameti olan emanete ihanet, insanın iç dünyasını karartan kötü bir davranıştır.
Fert ve toplumun huzuru ile maddî ve manevî kalkınmanın temelinde emanete riayet vardır. Emanet, güven, sadakat ve emniyet demektir. Güven ve emniyetin var olduğu yerde ise huzur hâkimdir. Emanet olmadığı zaman insanlar arasında dürüstlük, adalet, hakka rıza duyguları ortadan kalkar. Kimse kimseye güvenmez hale gelir. Emanet duygularının köreldiği yerde hainlik hüküm sürer.
Bizlere neler emanettir denildiği zaman; bize sunulan maddî ve manevî şeylerin hepsi emanettir. Dinin emirleri, yani Allah?ın emirleri, Peygamber (sav)?in sünnetleri, ömrümüz, canımız, malımız, aklımız, ailemiz, evlatlarımız, mesleğimiz, işimiz, saklanmak üzere bize tevdi edilen sır, kul hakkına riayet ve sahip olduğumuz her şey emanettir.
İnsanlar arasında emanetin kalkması kıyamet alameti olarak bildirilmiştir. Peygamber (sav) ashabına sohbet ederken bir Arabî gelip ?kıyamet ne zamandır?? diye sorar. Peygamber (sav) konuşmasını bitirince ?O kıyameti soran nerde?? diye sorunca o kişi işte ben ya Resulallah! diye kendini takdim eder. Bunun üzerine Resulallah ?Emanet zayi edildiğinde kıyameti bekle.? Buyurur. ?Emaneti zayi etmek nasıl olur?? diye tekrar sorulunca ?İşler ehil olmayanlara tevdi edildiği zaman kıyameti bekle.? Cevabını verir. Tecrid-i Sarih
Emanete sahip çıkmak her babayiğidin karı değildir. Nefsine hâkim olamayanlar, mesuliyet duygusu taşıyamazlar. Maddî ve manevî sorumluluk yüklenemezler. Hz Ali (ra) rivayet ediyor: Sahabeden biri ?Ya Resulallah! Dinde en zor ve en kolay olanı bana söyler misin?? dediğinde Peygamber (sav) ?Dinde en kolay olanı şahadet getirmen ve inanmandır. En zor olan ise emanettir. Çünkü emaneti olmayanın dini yoktur.? Bezzar Buyurur.
Güzel ahlaka sahip olmak, lokmaya haram karıştırmamak, yalan sözlerden korunmak suretiyle emanetlere sahip çıkma şuuruna erebiliriz. Bu fert, aile ve toplum huzuru için hayati öneme haizdir. Tekrar edecek olursak emanete riayet etmek müminin, ona ihanet etmek ise münafığın alametidir.
http://www.kayserikenthaber.com
