{{Güle sorma, o bilmez aşkı, sevdayı, neş’eyi.
Lâleye sor, sümbüle sor, mor menekşeye sor... }}
{{Çiğdem der ki “Ben âlâyım, benden âlâ çiçek var mı?”}}
{{Sordum sarı çiçeğe; “Annen baban var mıdır?”}}
{{Ey gül dalı, gül dalı; oldum sana sevdalı...}}
{{Bir demet yasemen, aşkımın hatırası...}}
Çiçekler... Çiçekler, başımızın tacı. Çiçekler; ruhumuzun gıdası, gözümüzün sevdası. Çiçekler, sanatçının ilhamı, Sâni-i zülcelâl’in tuğrası. Çiçekler, hepimiz için günlük hayatın vazgeçilmezi. Kumaşlarımızda çiçek desenleri, nakışlarımızda çiçek motifleri. Çocuklarımıza çiçek isimleri. Kitaplarımızın sayfaları arasında kurutulmuş çiçekler. Ve kabirlerimizde, bahçelerimizde, saksılarımızda çiçekler çiçekler...
Cânilerin, haydutların, hırsızların çiçek yetiştirdiklerini, çiçeklerle meşgul olduklarını ve çiçek sevdiklerini hiç sanmıyorum. Buradan hareketle, çiçek yetiştiren kimseler hakkında olumlu kanaatler beslemek yanlış olmaz diye düşünüyorum. Ülkemizin insanı, özellikle köylümüz, çiçeği çok sever. İklimimiz de türlü türlü çiçeklerle kuşatılmamıza elverişlidir. Ne güzel.
Peki ya bu yapma çiçekler?.. Doğal olanları, Allah cellecelâlüh’ün çizip boyadıkları ve üstelik güzel güzel kokular sürdüğü çiçekler varken nedir bu yapma çiçekler? Hayır, sanatçılarımızın, kızlarımızın, türlü gereçler kullanarak ve el emeğiyle, göz nuru dökerek yaptıkları eserleri sormuyorum. Onlar saygıya ve takdire lâyıktırlar. Hele bir de ticaret metaı olarak kullanılmıyorlarsa... Kastettiğim yapma çiçekler, hani o plâstik ve saireden yapılan, çuval çuval satılan, sanayi ürünü nesneler. Hediye olarak alıp eşimize dostumuza da götürüyoruz ya. Bazıları güzel görünseler bile sahte, taklit, yapay şeyler. Konunun en şaşırtıcı yanı ise zaten doğanın içinde, doğallarıyla iç içe yaşayan köylülerimizin bu çiçek taklitlerine rağbet etmeleri. Evlerinde güzelim saksı çiçeklerinin, bahçeden toplanıp vazolara konulmuş bahçe çiçeklerinin, el emeği çiçek motifli nakışlarının yanında bu plâstik nesnelere yer verme ihtiyacını neden duyuyorlarsa...Maalesef benim evimde de var. Hem de koyacak yer bulmakta zorlanacağımız kadar fazla. Ben satın almadım, hediye getirildiler. Bu yüzden atamıyoruz da. Kaldı ki atsak, bir de çevre kirliliğine sebep olacağız. “Evimizin kiri olsunlar bari.” deyip tutuyoruz.
Nazilli’de çalışırken duymuştum; doğruysa, bazı yapma çiçek satıcıları ikinci el olarak geriye satın alıyor, temizleyip elden geçirdikten sonra yeniden satışa sunuyorlarmış bu plastik çiçekleri. Hani bazı vakıfların cenazeler için kullandıkları yapma çelenkleri gibi. Bence vatana büyük bir hizmet veriyorlar. Sıfır’ını alıp satmak ne kadar hatalı bir davranış ise ikinci el’ini alıp elden geçirerek satmak o kadar takdire şâyân bir harekettir. Ben böyle düşünüyorum.
Evet efendim yine ben, plastik çiçek üretmek ve satmak gibi, özellikle de tüketime yönelik bu tip gereksiz işleri yapanları gizli işşiz olarak görüyorum. Dülger Ahmet, bize ev yapacak; Çiftçi Kenan, tarlasını ekip bize buğday verecek; Dudu Yenge inek besleyip bizim için süt sağacak, yoğurt yapacak... Öğretmen eğitecek, doktor tedavi edecek, muhtar yönetecek, terzi elbisemizi dikecek, kaptan gemimizi yürütecek... Bense plâstik çiçek taklitleri imal edip onları size satarak yaşayacağım. Şahsen böyle bir mesleğim olsun istemezdim doğrusu. Ben plâstik çiçek üreten bir fabrikanın sahibi veya (hem de Çin’den) plâstik çiçek ithal eden bir tüccar olsaydım, kendimi bir gizli işsiz, hattâ (bunu şahsım adına söylüyorum) bir asalak gibi hissederdim.
Siz bana bakmayın; ben zaten pek çok iş erbabını gizli işsiz olarak görüyorum. Profesyonel futbolculardan şarkıcılara, manikürcülerden kozmetik üreticilerine, köpek maması ithal edenlerden minibüs duraklarındaki değnekçilere kadar. Hattâ devlet baba demir ve deniz yollarına yeterince önem vermiş olsa; kamyon, otobüs üreticilerinin, tamircilerinin, yan sanayisiyle meşgul olanların, işletmecilerinin, sürücülerinin bile çoğunu gizli işsiz sayacağım neredeyse. Dedim ya siz bana bakmayın, aşırı gittiğimi biliyorum. Ama meslek seçerken ve meşguliyetlerimizi değerlendirirken bu açıdan yaklaşmamızın da yararlı olacağını düşünüyorum.
Sonuç olarak, “Yapma çiçekler de gizli işsizlik de masaya yatırılmalıdır.” diyorum. Vesselâm.