Sorduğunuzda birçok kişi siyasete sırf Allah rızası için girdiğini ve amacının millette hizmet etmek olduğunu söyleyecektir. Bunlardan bir kısmı kesinlikle samimidir ve aslında makam ve mevki ihtiyaçları da yoktur. Çevrelerinin baskıları veya zorlamasıyla siyasete girip, orada da istemeye istemeye siyaset yapıyorlardır.
Ama bir kısmı da var ki, siyaset için, koltuk için adeta can atıyordur. Elinden gelse kendinden başkasına fırsat vermemek, koltuğu terk etmemek için herkesi bir çırpıda harcayacaktır. Söylemde "Allah rızasını" eksik etmez ama hiçbir eylemi, bu anlayışla bağdaşmaz.
Yerel seçimlerin her gün biraz daha yaklaştığı, aday adaylığı sürecinin yavaş yavaş adaylık sürecine dönüştüğü bir ortamda, etik dışı bu tür davranışları fazlasıyla görmeye başladık. Parti ayrımı yapmadan, siyasette bu türden insanların ne yazık ki fazlalığı insanı zaman zaman umutsuzluğa sürüklüyor.
Aynı çatı altında, aynı davaya hizmet etmesi gereken insanların, birbirlerine yaklaşımları, birbirlerini alt etmek için başvurdukları yöntemler ve çıkardıkları dedikodular, bırakın bir Müslüman'a, insana bile yakışmayacak boyutlara ulaşabiliyor.
Hal böyle olunca, insan sormadan edemiyor: Allah rızası bu işin neresinde?
İnsanlara hizmet etmek için, bu kadar etik dışı yola başvurmanın mantığı nedir?
Bu ve benzer soruları çoğaltmak mümkün.
Ama bir seçim sürecinde daha görüyoruz ki, yarışı mert ve dürüst bir biçimde götürenlerin sayısı çok az.
Alışageldiğimiz ayak oyunları, kirli siyasi manevralar ve karalama kampanyaları, hala birileri için geçer akçe olmaya devam ediyor.
Bir partinin hizmet ettiği dava, ortaya koymuş olduğu ilkeler, kardeşlik hukuku, kul hakkı, insanlık onuru gibi kavramlar, bir koltuk hevesine feda ediliyor.
Gelip geçici olan dünya malı için, göstermelik şan ve şöhret için ahretini tehlikeye atan birinden kendisine hayır gelmez ki millete hayır gelsin.
Bir de "bu iş benim hakkım" veya "bu işi en çok hak eden benim" diyenler var...
İşte enaniyetin, kibrin doruk noktasına ulaşan kimseler, bunlardır.
Çıkıp, açık bir biçimde aklındakini, niyetini, hissettiklerini söyleyenlerden zarar gelmez.
Ama diğerlerine koltuk verildi mi, fırsatını bulduklarında deveyi hamutuyla birlikte bile yutabilirler. Allah bunlara fırsat vermesin!
Kayseri Anadolu Haber