Bu başlığı atınca aklıma şimdiye kadar televizyon programlarıma sponsor olan başörtü firmaları geldi. Yüzlerce diyebileceğim başörtüm oldu sayelerinde. Bu başlığı atma sebebim elbette bambaşka...
Lisede imam hatip lisesinde okudum ailem farklı sebeplerden dolayı göndermedi, düz lisede okumak zorunda kaldım. Lise sonda başımı örttüm ve o günden bugüne devam eden bir serüvenin içerisindeyim.
Üniversite birinci sınıfa geldim ve kayıtlarda başörtülü fotoğraf olmaz dendi öğrenci işleri tarafından ve Allah razı olsun, hidayet versin diyebileceğim bir grup arkadaş öğrenci işlerine yürüdü ve başörtülü fotoğrafımızı kabul ettirdi. Beş yıl sonra mezun oldum ve diplomamı almaya gittiğimde başörtülü olarak kampüse giremezsiniz dendi güvenlik tarafından. Ne yapıp edip girdik kampüse dekanla karşılaştık koridorda, düne kadar yüzümüze gülen dekan burada başörtülü dolaşamayacağınızı bilmiyor musunuz? Dedi. O an tam bir şeytan gibi göründü gözüme:) Diplomamı aldım ve ardıma dahi bakmadan çıktım hatıralarımın içinden.
Üniversitede ki kızlarımıza ve meslek liselerine uygulanan zulüm sürecinde sık sık polis ile karşı karşıya geldik yürüyüşlerde, protestolarda.
Mastırda şapka ile öğrenim görmek zorunda kaldım. Hikâye değişmemişti çünkü yine yasak vardı yine yasak vardı...
Geçen gün asistanlarımdan biri hocam başörtünüzü biraz daha gevşek bağlasak deyince bu yazıyı yazma ile ilgili fikir zihnimde canlandı. Biz bu başörtüyü kolay kazanmamıştık, gevşek bırakmak da o sebeple ihanetti benim için. O başörtü sımsıkı başımda durmalıydı çünkü zorluklara karşı direnerek bugünlere getirmiştik...
Kayseri Anadolu Haber