"Eğer siz Newton'saniz başınıza düşen elma aksilik ya da kısmetsizlik değildir" sözünü duymuşsunuzdur.
Manidar bir sözdür bu. Evet, bizde Newton gibi bir bakış açısı ve duyuş varsa, çoğumuz gibi bir aksilik şeklinde görünen şeye sadece o gözle bakmak yoksa hayattan ve dahi ahiretten alacağımız çok kazanımlar olacaktır!
Hayatta olan bu aksilikler başımıza düşen elma gibidir.
Bu dört elmadan biri düşer ağacın altında oturan ve uyuklayan adamın başına, o anda uyanır, beni uykumdan etti, rahatsız etti diye sinirlenir alır elmayı çarpar yere fırlatır.
Onun gözünde düşen elma aksiliktir.
Bir diğer insan, uyku esnasında başına düşen elmadan bir an gözünü açar ve uyanır, daha sonra hiç istifini bozmadan tekrar hiç bişey olmamışçasına uykuya dalar ve elmanın düşmesi bir aksilik bile olmadan bişey ifade etmez onun için. Bir diğeri ise elma düştüğünde uyanır, şaşırır ve hiç düşünmeden başına düşen elmayı ele geçirip dişler, yer ve bitirerek tekrar kaldığı yerden uykuya dalar, bu tip de adeta bu olayı es geçer.
Ama bir adam vardır ki elinde kitabıyla, okuyarak, düşünerek, öğrenerek yorulduğu ve daldığı uykusunda başına düşen elma ile uyanır ve elmayı eline alarak bundan bir çıkarım yapar.
Bu elmanın neden düştüğünü, neden kendi başına isabet ettiğini, neden orada uyuya kaldığını, neden oraya geldiğini hep düşünür ve bundan bir sonuç çıkanr.
Daha sonra yer çekimini keşfeder ve adeta bilimde bir çığır açar! Bu kişi 'Isaac Newton'dur! Daha onun gibi niceleridir: Arşimet'tir, Einstein'dir, Cezeri'dir, İbn-i Sina'dır, Farabi'dir, Harezmi'dir, Biruni'dir...
Kısaca olaylara farklı yerden ve bir keşif ile değerlendirme zaviyesinden bakan insanlardır!
Sancağı tutan öncü insanlar da bunlardır.
Bir yasak elmanın yenmesiyle başlayan hayat ve dünya serüvenimiz, başımıza düşen ve çoğumuz tarafından aksilik ya da kısmetsizlik gibi telakki edilen ancak gerçekte bir fırsatlar ile imkanlar silsilesi olan bu gibi durumlarla da devam etmektedir.
Bize düşen, başımıza düşen bu elmaların (aksilik-kısmetsizlik) irdelemesini yapmak, bunları fırsata ve imkana inkılap ettirmektir.
Aksi halde başımıza bir bir düşen elmalar ile dünyamızda ahiretimizde heba olacak, bu elmalar karşısında ya uyuyakalacağız, ya kızacağız, ya da sadece bunun acı tatlı tadını alıp uyumaya devam edeceğiz. Hasılı kaybedeceğiz.
Ancak sorgulayarak, düşünerek, bilgi edinerek ve farklı bir gözle, farklı bir taraftan bakarak başımıza düşen elmaları fırsata çevirmek ve adeta birer Newton olmak da mümkün.
Başınıza düşen ilk elmadan fırsatlar çıkarmanız dileklerimle...