Garip bir kongreydi... Başlangıcından bitiş sürecine kadar yaşananlar tam bir komediydi? Kongre salonuna ilk girdiğimde belirsizlikten söz edilirken; Grand tuvalet giyinen isimler dikkatimi çekti. Hepsi de istifa eden yöneticilerdi. Hepsi de biliyordu listede olduklarını... Aslında ortada bir belirsizlik yoktu; bu filmin son sahnesiydi.
Salonda sadece başkan ve en yakın adamı yoktu... Dakikalar ilerledi, gelen giden olmadı, Başkanlar Bekir Yıldız ve Memduh Büyükkılıç'ın gelmesiyle kongre başladı.
Gündeme geçildi, kısa süre de Recep Mamur gıyabında başkan seçildi ve kongre tamamlandı. Şimdi; Aday değilim diyen bir kişiyi, kongre salonuna dahi gelmeyen bir ismi gıyabında başkan seçmek doğru mu?
Elbette ki değil? İkna olmadıysa itiraz hakkı vardır, itirazını yapar ve görevi kabul etmediğini söyler. Listesi yapılmış tüzük tadilatına kadar düşünülmüş bir kongrede ikna olmayan bir kişi gıyabında seçilebilir mi? Asla? Bu da senaryonun son parçasıydı.. Cumhurbaşkanı ısrar etmiş de, Obama " aman bırakma" demiş de... Putin " gidersen ne olur bu takımın hali " demiş de..
Daha neler neler... İstifa mekanizmasını çalıştırmak bir erdemliliktir, devamında düz yolda zikzaklar yapmak ise tehlikelidir... Mamur' un kongreye gelmemesi, gıyabında seçilmesi demek; " ileride olası bir olumsuzluğa karşı şimdiden alınacak bir tedbirdir. " Ben istemedim, zorla seçtiniz" gibi topu taca atmanın en kestirme yoludur.
Kayserispor Kongrelerini yıllardır takip ederim, kongre salonları değişti, yıkılan tesisten sonra Belediye'de dün de Özel İdarede yapıldı..
Kongrelerin yerleri değişti, kulüplerin adları, renkleri. yönetimleri değişti ama konuşmacı müdavimleri hiç değişmedi... Kürsüden dünde vıcık vıcık yağ aktı... Çok sevdiğim, saydığım mesleki başarılarını takdir ettiğim bir ağabeyim çıktı ve dedi ki;" Bu takım sahipsiz... Bu takım Türkiye Kupasını kazandı da bu şehirde tur atamadı" Güzeeell.. Alkış.. Alkış.. Hatta 10 puan.. 10 puan şampuan... Aslında kürsüdeki ağabeyimiz "Türkiye Kupasını kimse gördü mü ki bu şehirde kardeşim" diyecekti? Bir kutlama organizasyonu yaptınız da bu şehir halkı destek vermedi mi? Diyecekti... "Avrupa' da olmayan bir tesisi yaptırsanız ne yazar, o tesisi taraftar görmedikten sonra, alt yapıdaki çocuklar sığınıktan kurtulamadıktan sonra, halı sahada antrenman yaptıktan sonra" diyecekti... Ama başkan salonda olmayınca bunları söylemedi. Müsait olduğu bir zaman kimsenin olmadığı bir yerde gıyabında bunları söyleyecek...
Bir diğer ağabeyimiz ise kürsünün yeteri kadar yağlı olduğunu görünce oturduğu yerden ayağa kalktı ve tribüne oynamayı sevdiği için kongre salonunu yağlamaya pardon, nutuk atmaya başladı.'.." -Tebrik ediyorum arkadaş, başkan ve ekibini tebrik ediyorum. Bu öyle zor bir iştir ki, ölüye ağlatmaz, düğüne oynatmaz" yay vay vay?!
Ne konuşmaydı öyle; salonu dolduran 50-60 kişiden beş altı kişi öyle alkışladı ki; savaş kazanmış bir kahraman edasıyla mağrur bir şekilde selamlayarak oturdu yerine...
O da aslında çok konuşacaktı.. Ve diyecekti ki; " Bu takımı ne hale düşürdünüz kardeşim? Bu şehirden kopardınız, taraftarı küstürdünüz, bırakın maçı, kongrede dahi kimseyi bulamıyorsunuz" " Ölümüze ağlatmaz düğünümüze oynatmaz oldunuz"
Yine devam edecekti; doluydu; fazlasını söyleyecekti; diyecekti ki; denetleme raporu okundu. Bu raporda rakamlar nerede? Söyler misiniz usul bunun neresinde?
Çok daha ağır sözler sarf edecekti ama başkan ve en yakınındaki adamı salonda olmadığı için bunları demedi....Kendileri bizatihi başkanı kimsenin olmadığı yer ve zamanda gıyabında eleştirecek, hem de mikrofonsuz, hem de yağlamasız.. Bundan eminim..
Kusura bakmayın konuşmacı büyüklerim..
"Bende sizleri salonda değil ama buradan, gıyabınızda eleştirdim..
Sonuçta; olağanüstü gelişmelere tanıklık ettiğimiz bir kongreyi geride bıraktık... Bu kongreyi içine sindiren varsa lafım yok... Bekleyelim ve görelim.. Hayırlı olsun Kayserispor camiasına...
Kayseri Maç Gazetesi