Yaklaşan LGS ve YKS bunlara hazırlanan öğrenciler için heyecan verici ve stres uyandıran bir olay olabilirken aynı zamanda bu öğrencilerin ebeveynleri için de aynı duygulara neden olabiliyor. Anne- baba olmak başlı başına zorlayıcı bir rol iken, sınav öğrencilerinin ebeveyni olmak ekstra sorumluluk hissettirebiliyor. Biz ruh sağlığı uzmanlarının her zaman değindiği koşulsuz kabul ve sevgiyi bu süreçte de çocuklara göstermek en önemli şey. Sınav sonucu ne olursa olsun çocuğunuzu sevgiyle kucaklayıp ona destek olacağınızı ifade edin. Aynı zamanda onun duygu ve düşüncelerini ifade etmesine alan açın hatta çözüm üretmeksizin onu sadece özenle ve empatiyle dinlemeye çalışın.
Anne- baba olarak stresli ve heyecanlı olabilirsiniz ama sınava girecek kişi çocuğunuz. Onun sizden daha heyecanlı ve stresli olduğunu göz ardı etmeyin. Stresi yok etmeye çalışmayın, stresin çok olması paniğe neden olabilirken hiç olmaması da motivasyon eksikliğine neden olur ancak ortalama bir stres düzeyi kişiyi canlı tutar ve teşvik edicidir. Yüksek stres seviyesini ortalama bir seviyeye çekebilmek için nefes egzersizini ve gevşeme egzersizlerini araştırıp çocuğunuzla beraber bunları uygulayabilirsiniz.
Yaptığınız fedakarlıkları, çocuktan beklentilerinizi dillendirmekten ve başarı odaklı cümleler kurmaktan kaçının çünkü bunlar kaygı seviyesini arttırır. Sınav sonucunun istenilen şekilde gelmemesi durumu için alternatif yollar üretmek ve bunları konuşmak kaygıyı azaltabilir ve çocuğa sadece başarılı olduğu zaman değil her koşulda ailesinin onu desteklediğini fark ettirir.
Sınavdan önceki son günler kimi öğrenciler son tekrarlarını yaparak daha iyi hissederken kimisi de çalışmalarını sonlandırıp sosyal aktivitelere yönelmek ister. Bu durumda çocuğun yönelimine saygı duymanızı tavsiye ederim. Ancak yüksek kaygı düzeyi gözlemlerseniz ona nasıl yardımcı olabileceğinizi ve neyin iyi geleceğini sormaya özen gösterin.
Buraya kadar her şey tamam, peki ya sınavdan sonrası? Çocuğunuz sınavdan çıktığında soracağınız ilk soru ”Nasıl geçti?” sorusu olmasın. Bunun yerine “Geçmiş olsun, nasılsın?” diye sorarak dikkatinizi çocuğunuzun ruh haline odaklamanız “Benim önceliğim sınav değil, sensin. Senin iyi hissetmeni istiyorum.” mesajı verir. Daha sonra da rutininize geri dönerek tatilin keyfini çıkarmaya bakın :) Ve unutmayın ki sınavlar hayatın en büyük ve telafi edilemez dönüm noktası değildir.
Tüm öğrencilere ve ebeveynlere kolaylık, iyilik ve güzellik diliyorum.
Sevgiler,
Psikolojik Danışman Seadet Mercan
