Futbol, İngilizce bir tanımlama, ayak ile oynanan oyun anlamına gelir...
Yani, bu oyunu oynarken, ayağınızla ne kadar marifetiniz varsa ortaya koyacaksınız demektir.
Elbette bu marifeti ortaya koyarken gerekli olan bir başka koşul da, ayak ile beyni senkroize bir biçimde çalıştırmak gerekir.
Elbette bu da maharet gerektiren bir beceridir.
Maçın ilk yirmi dakikası içinde, Erciyesspor'dan bu anlamda bir beceri göremedik ancak kalemizde o senkronize akını geliştiren Sivasspor'dan bir gol gördük.
Tepkinizi duyar gibi oluyorum "O yetenek olsaydı, ligde sıramız 16 olmazdı diyorsunuz. Yerden göğe kadar haklısınız.
Dahası, ilk yarınının içinde Jorgacevic başarılı olmasa, bir kaç gol daha olabilirdi. Uzatma dakikasında Sivas'ın el desteği ile attığı sayılmayan golü, zaten saymıyoruz...
XXX
İkinci yarı, dakika 60 ve Mangane ki defansın en önemli oyuncusu, sakatlanarak oyundan çıkıyor. Erciyesspor için talihsiz bir dakika...
Ve yine bu dakikaya kadar Erciyes adına Jorgacevic izliyoruz...
Devam eden dakikalarda bir gol daha kalemizde gördükten sonra, maçın sonlarına doğru bu kez bir de kırmızı kart...
Gerçekten harika doğrusu. Bir maç sahada, iki maç cezalı...
Bu da Vleminckx taktiği mi?
Ve maç nihayet bitti...
Sivasspor:2, Erciyesspor 0, ekstradan bir de kırmızı kart sahibiyiz
Lafın kısacası sevgili okurlar, telli beyin türküsünü söyleyerek Kayseri'ye dönüyoruz...
Şimdi de diyeceksiniz ki "Yav kardeşşşş... Galip mi geldik ki türkü diyerek Kayseri'ye dönelim?"
Elbette kazanmadık...
Da... Hani derler ya el elin eşeğini türkü çığırarak arar diye, o hesap yani...
Kayseri Maç Gazetesi