|   | 
  • Tehlike yakındır!

    GÜNÜMÜZ futbolunun ne denli makineleştiğini, ne denli zevksizleştiğini beşikte­ki bebek dahi artık biliyor.

    Özellikle ülke futbolumuzun yaşadığı süreç bunun net göstergesi ve olanlara ba­kıldığında daha kötüsü olamazdı.

    Bugünün sözüm ona yöneticilerinin "keyfi" uygulamaları ne yazık ki birçok kulübün borç batağına sürüklenmesine neden oldu.

    Borç batağına sürüklenen kulüplerin yanında sözüm ona yöneticilerin dönmedikleri köşe de kalmadı!.

    10 yıl öncesine kadar olmayan para bu­gün herkesin ağzını sulandırır oldu.

    O yüzden ucundan kıyısından da olsa yönetime kapak atanların 3 yıl sonra eda­sından havasından geçilmez hale geldi.

    Bunların örnekleri çok.

    Burada sorulması gereken soru, sözüm ona yöneticilerin servetlerine servet katar­ken kulüplerin nasıl olup da borç batağına sürüklendikleri.

    Mesela İstanbul kulüpleri...

    Bugün trilyonlarca borçlan var ama her ne hikmetse yöneticileri de bir o kadar ser­vet sahipleri.

    KEYFİ İDARECİLİK...

    İstanbul böyle de Anadolu'nun farkı mı var? Maalesef yok.

    Mesela Ankaragücü'nün durumu...

    Bugün forma alacakları paralan yok.

    Ama ne yazık ki geçmişte bu kulüpte idarecilik yapanların bir eli yağda, diğer eli balda.

    Üç yıl içinde Ankaraspor'u harcayan Melih Gökçek ve ekibi, aynı serüvene Ankaragücü'nü de eklemiş durumda.

    Futbolumuzdaki bu kaos, bu "keyfi ida­recilik" devam ederse çok uzun sürmez bir çok Anadolu takımı da Ankaragücü'nün akı­betine uğrar.

    O yüzden devlet bir an önce elini tuta­cak, kulüpleri özelleştirip başlarına da birer bekçi dikecek.

    Yönetici keyfine göre transfer yapamaya­cak.

    Her istediği futbolcuyu gönderip, getirme­yecek.

    3 kuruluşluk futbolcuya da 10 kuruş verilmeyecek(!).

    Ya da diğer bir deyişle kağıt üzerinde şişir­me rakamlarla entrikalar çevrilemeyecek.

    Kulüp mali açıdan çok ciddi bir şekilde kontrol altında tutulacak.

    Öyle 'kara para aklama operasyonları yapılmayacak.

    Kulübe girdi ve çıktıların tamamı resmi el­den yürütülecek.

    Kulüpleri kendi şirketleri gibi yönetip, zora girdi mi kaçıp gidilemeyecek.

    Borcu hangi başkan, hangi yönetim yaptıy­sa o ödeyecek.

    Yönetimler gelire kucak açmayı bildikleri gibi borçlarının sorumluluğunu da bilecek.

    En önemlisi de kulüpler 'Ali Baha'nın çiftliği' gibi görülmeyecek.

    Böyle görenler var ve maalesef çok uzun sürmez, kulüpleri borç batağına sürükleyip gidecekler.

    Biri sorsa 'bu borcu ne diye yaptın efendi' diye.

    Ona da cevap hazır:

    "Amme hizmeti yaptım efendim."

    (TEKRAR-19 Ocak 2012

    Kayseri Anadolu haber

     

Kar360.com Kayseri-Trkiye ve Dnya gndemini takip edebileceiniz, nteraktif bir haber sitesidir. Yazlm ve Tasarm hizmeti www.tahamedya.com tarafndan yaplmtr.