Hükümet spor kulüpleri konusunda yeni bir adım atma hazırlığında. Eğer kanun yürürlüğe girerse başkanlık yapma sınırı üç dönemle kısıtlanacak.
Taslak, gençlik kulüpleri, spor kulüpleri, gençlik ve spor kulüpleri ile kulüplerin kurdukları federasyonlar ve konfederasyonları kapsıyor. Taslak, kulüplerin borçlanması, taşınmazların satılması gibi konularda yönetim kurulunun yetkilerini de düzenliyor. Taslak, spor kulüpleri yönetimlerinin seçim ve denetimlerini de yeniden belirliyor.
Sanırım bu taslağı hazırlayanlar bu kanunu yürürlüğe koymaya hazırlananların alt liglerde kulüplerin nasıl ayakta durduğundan, gençlik kulüplerinin, amatör kulüplerin nasıl varlıklarım sürdürdüklerinden haberleri yok.
Spor kulüplerinde yöneticilik yapmak, başkanlık yapmak siyaset gibi değil. Onu siyasetle karıştırırsanız işin içinden çıkamazsınız.
Söz gelimi Gençlerbirliği Başkanı İlhan Cavcav. Ömrünü neredeyse Gençlerbirliği Kulübü'ne adadı, Süleyman Seba yıllarca Beşiktaş'ta başkanlık yaptı, Recep Mamur şuanda Kayserispor'da yıllardır
görevde. Kulübün de nerden nereye geldiği ortada. Üstelik aday değilim diyen Recep Mamur'u ikna etmek için en başta siyasiler devreye girdi. Hem başarılısın devam et diyeceksin sonrada çıkıp kanun hazırlayıp hop orada dur görevin bitti diyeceksin. Yok böyle bir mantık.
Böyle bir kanun hazırlamak kulüplerin kapısına kilit vurulması demektir. Sanki başka yönetici, başka başkan, aday var da o insanlar mı bu görevi bırakmıyor.
Varsa buyursun gelsinler. Sadece Kayseri'de onlarca kulüp var. Başkan arayan, yönetici arayan, fedakarlık yapacak, katkıda bulunacak insanlar arayanlar. Ama kimseyi bulamazsınız.
Hükümet kendi partisinde üç dönem sınırlaması getirmiş durumda. Ama bu üç dönemi vekil olarak ya da belediye başkanı olarak tamamlayanlar başka bir yerde aday gösteriliyor ve siyasetteki varlıklarını sürdürüyorlar.
Spor kulüplerini siyasi parti gibi görmek, aynı kanunla sınırlamaya kalkmak hoş değil. Hatta hükümet, bunu kendi içerisinde de değiştirmeli. Başarılı olan varsa görevini sürdürsün. Üç değil 5 kez hatta 10 kez seçilebiliyorsa seçilsin.
Memlekette sanki bütün sorunlar halledildi bitti de sıra spor kulüplerine mi geldi. Onların iç işlerine karışmaya mı geldi sıra.
Daha önce odalar ve borsalarda başkanlar için yapılacak benzer bir yasal düzenleme Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmişti. TOBB ile Odalar ve Borsalar Kanunu'nun 40. maddesiyle getirilen, "Üst üste iki dönem yönetim kurulu başkanlığı yapmış olanlar, aradan iki seçim dönemi geçmedikçe aynı göreve yeniden seçilemezler" hükmünün iptali başvurusunu kabul eden yüksek mahkeme "seçme ve seçilme hakkının ihlali" olduğuna hükmedip düzenlemeyi iptal edip yürütmeyi durdurmuştu.
Bu yüzden hükümet yine benzer bir cevapla Anayasa Mahkemesi'den red cevabı alacaktır. O yüzden hiç bu işe bulaşmasınlar. Kimse atama yoluyla gelmiyor oraya. Genel kurul üyeleri seçiyor. Genel kurul üyelerine başkanınız başarılı ama görev süresi bitti başkasını seçin demek o insanın özgürlüğünü kısıtlamaya girer. İnsan haklarını ihlale girer.
Memlekette çözülmesi gereken
başka sorunlar var. En iyisi hükümet onlarla uğraşsın. Spor kulüplerinde başkanlık yapma sınırını getirmek, kulüplerin kendi tüzüklerine koymaları gereken bir maddedir. Hükümetin, işi değil...
Bir insana sen üç dönem AK Parti'ye, MHP'ye, CHP'ye oy verdin bundan sonra başka partiye oy vereceksin demek doğru mu? Eğer doğruysa o zaman bu kanunu çıkartın.
İnsanların özgürlüğünü kısıtlamak, seçim tercihlerine karışmak, başarılı olanların önünü tıkamak için kanun çıkarmak yanlış hem de yanlışların en büyüğüdür.
Sivil toplum kuruluşlarının, derneklerin, odaların iç tüzüklerine karışmak onlara sınırlama getirmek, başkasını seçin, onun görev süresi bitti demek, insanlık ayıbıdır, insanların hür iradesine müdahaledir.
Hükümet; Suriye, PKK, Çözüm Süreci, AB, ekonomi, işsizlik, dış politiklarla uğraşsın. Spor kulüplerinde üç dönemden fazla başkanlık yapmak yasak. Bu memleket meselesi değil sadece gündemi meşgul etme meselesidir.
Asıl yapılması gerekenler ise ortada duruyor...
Kayseri Anadolu Haber