Aşk ansızın çalar kapıyı, haber vermez hiç!
Aşk aşktır. Aşk başkaca bir şeye benzemez hiç!
O gelmişse şayet, yürekler yanar kavrulur,
Gerçek âşık olmayan, kahrını çekemez hiç!
Âşıksan şikâyet etme gözündeki yaştan,
Uğrunda ağlamadan ona doyulur mu hiç!
Kıymetliyse, elbet bedeli de yüksek olur.
O bedel ödenmeden sahip olunur mu hiç!
Sorumluluk alacak, sözünde duracaksın.
Ona adanıp onun için yaşayacaksın.
Azmedip dişini tırnağına takacaksın.
Sevene zorluklardan kaçmak yakışır mı hiç!
Alnının teriyle çalışıp kazanacaksın,
Hayat arkadaşını aç bırakmayacaksın,
Yeter ki kuru soğan bile hoş karşılansın.
İçine aşk katılan aş tatlı olmaz mı hiç!
Sevgilinin mutlu olması her şeye değer.
Tabi o da seni candan seviyorsa eğer.
Güneş size doğar, kuşlar sizin için öter.
Bundan daha büyük mutluluk bulunur mu hiç!
İki gönül birse, ekmeğe istenmez katık.
Sevenlere samanlık seyrangâh olur artık.
Sanki tebessümle bakmaktadır her yaratık.
Bunca güzellik varken kusur aranır mı hiç!
Sevgili de mutluluğun farkına varmalı.
Sevene minnet ve sadakatle sarılmalı,
Teslim olmalı, ağzının içine bakmalı,
“Ben” deyip durmak, gerçek aşkla bağdaşır mı hiç!
Dünyada eş olmanın devamı ahretteymiş.
Bunu düşünmemek sevene yakışır mı hiç!
Bir yastığa baş koyarken özel hayat da neymiş!
Benlik eritilmeden birlik yaşanır mı hiç!
Özgürlük sevdalısına âşık olma, değmez.
Öyle birisi, başkasını mutlu edemez.
Tatmin olmaz, yüzü gülmez, alır ama vermez.
Kendine âşıksa eğer, seni sever mi hiç!
Seveceksen, sadakat ve vefa bileni sev.
Seveceksen iffetliyi ve edepliyi sev.
Kaşı gözü yüzü değil, ruhu güzeli sev.
Sana kan kusturan birisi sevilir mi hiç!
Hem senin olacak hem de başına buyruk, ha!
Keyfi yeterse, canı isterse sevecek, ha!
Ve “Bana karışamazsın!” mı diyecek: Oha!
Böylesine düşen âşık gülebilir mi hiç!
Maalesef, bugün gerçek aşkı arama hiç.
Erkeğe güvenilmez, kadına inanma hiç.
İstiyorsan git de tecrübe edenlere sor.
Gerçek aşkla karşılaşma şansımız var mı hiç!
Biz böyleyken; şikâyete hakkımız var mı hiç!
R. Serdar Özmilli
