EĞİTİM KONUSUNDAN SIKILDINIZ DEĞİL Mİ?
Değerli okurlar, bir süredir bu haber sitesinde yazmaktayım. Son kırk haftadır, yazılarımda hep “eğitim”i konu edindim, okuyanlar biliyorlardır. Bu yazı serisine şimdilik kaydıyla son vermek niyetindeyim efendim.
Genel ve ortak değerlerimize saygılı, yaşlı bir vatandaşolarak,
Üç evlât okutmuş, yetiştirmiş bir babaolarak,
16 yıl ülkemizin okullarında eğitim görmüş eski bir öğrenciolarak,
Bazı devlet liselerinde ve bazı özel öğretim kurumlarında, 35 yıl öğretmenlik ve idarecilik yapmış eski bir eğitimci olarak, “eğitim” konusunda bir şeyler söyleme hakkımın olduğunu düşünüyorum. Söylediklerim, hâliyle “bence” şeylerdir. Kabul edilir veya edilmez, bunun kararını muhataplarım verirler. Bütün değerlendirmeleri, indimde muhteremdir. Hatalar, yanlışlar varsa, bana aittir. Ancak, muhataplarımın da bendenizin düşüncelerini anlamaya çalışmalarını ve kâle almalarını beklerim.
Ben hayatım boyunca, iyi bir yurttaş, iyi bir baba olmayı; meslek hayatım boyunca da iyi bir eğitimci olmayı önemli bulmuş birisiyim. Hiçbir konuya “Bana ne!” veya “Adam sende!” diyerek yaklaşmadım. Kendimi daima sorumlu hissettim. Öğretmenlik yaptığım sırada, bu sorumluluk duygusuyla, bir sürü etkinliğe imza atmışımdır. Bunlardan biri de SANİYAD, yani Sanal İnsanca Yaşam Derneği projemdir. Bu projem hakkında ayrıntılı bilgiyi, bu sitemizdeki “SANİYAD ve HAYIRİST” başlıklı 37’nci yazımda bulabilirsiniz. Burada kısaca anlatayım:
Manisa Turgutlu’da çalışmakta olduğum okulda uygulamak üzre bir etkinlik tasarlamıştım. Öğrencilerimle birlikte sanal bir dernek kuracaktım. Kuracaktık... Gerçekliği olmayan. Sanal... Çocuklara uzun uzun anlattım. Özellikle bana inanıp güvenenler ciddiye aldılar ve çalışmaya başladık. İster analiz ister sentez olsun, ister gözlem ister deneyim olsun, ister araştırma ister üretme olsun, bütün çalışmalarımız sonuçta bizim insanca bir keyfiyet kazanmamıza katkıda bulunuyordu. Yöntem güzeldi; vaaz ve nasihat yoktu, öğrenciler birtakım cevherlere kendileri ulaşıyorlardı. Kötülükleri ve onların kötü olduğunu da onlar kendileri bulmuş oluyordu. Sonuçta çalışmalarımızla kendi kendimizi bağlamış oluyorduk. Batmayan, tırmalamayan bir otokontrol mekanizmasıydı sanki bu çalışmalarımız; kötü yanlarımızı, eksik yanlarımızı, yanlışlarımızı törpülüyordu ruhumuzu incitmeden. Türlü erdem kapılarının önünde buluyorduk kendimizi. Ben de çok şey öğrendim, çok şey kazandım öğrencilerimle birlikte.
Aradan yıllar geçti. Acaba aynı yol ve aynı gayret, interneti kullanarak yine değerlendirilemez miydi? Eski öğrencilerimden olumlu cevaplar, teşvikler geldi. Hattâ bir blog açarak çalışmaların daha derli toplu, daha kalıcı olması sağlanabilir, diyenler oldu. Derneğin adı da doğal olarak SANİYAD oldu. Yayın organı olan bu blogun adı ise HAYIRİST. Yani Hayırist, Sanal İnsanca Yaşam Derneği’nin yayın organı olan sanal bir gazetedir. Hayırist ismini, akla getirdiği iki anlamını da aynı anda kullanmak düşüncesiyle koyduk. Yayınlanan her yazının sonunda, ana fikri “hayır” kelimesiyle noktalamayı ilke edindik.
Efendim, Kar360’da sizlere arz ettiğim her yazımı, daha sonra ÖZMİLLİ-HAYIRİST isimli blogumda da yayınlıyorum. Yayınlarken de sözünü ettiğim ilkeye uyarak, metnin ana fikrini yazının sonuna ekliyorum.
Şimdi sizlere blogumdaki bu “hayır”lı ana fikirlerden, eğitimle ilgisi bulunan bazı örnekler sunmak istiyorum. Buyrunuz:
*BİREYLERİN, TOPLUMUN, DEVLETİN, EĞİTİM KONUSUYLA İLGİLİ OLARAK YAPACAKLARI YANLIŞLAR NEDENİYLE CANIMIZ CİĞERİMİZ OLAN YAVRULARIMIZIN GÖZ GÖRE GÖRE HEDER EDİLMELERİNEhayır.
*SİYASETÇİLERİN GENÇLERİMİZ ÜZERİNDEN ÇIKAR HESAPLARI YAPMALARINA VE ONLARI KULLANMALARINAhayır.
*SAHAYA TAM ANLAMIYLA İNİLMEDEN, MİLLÎ EĞİTİM SORUNLARIMIZIN ANKARA’DA MASA BAŞINDA ÇÖZÜLECEĞİNİ SANMAYA hayır.
*MOTİVASYON ADIYLA VE SAHTE ÖZGÜVEN POMPALAMAK YOLUYLA İNSAN KANDIRMAYA hayır!
*ÇOCUKTA ELMAS MADENİNİN YANI SIRA KÖMÜR MADENİNİN DE BULUNDUĞUNDAN GAFİL KALMAĞA hayır!
*“ÇOCUKLAR HER ŞEYİMİZDİR.” DÜŞÜNCESİNEhayır.
*HER NE SEBEPLE OLURSA OLSUN, ÇOCUKLARDAN, HAKLARI OLAN İLGİNİN VE SEVGİNİN ESİRGENMESİNEhayır.
*MODANIN, MARKANIN, TAKLİTÇİLİĞİN, ÖZENTİNİN ESİR ALDIĞI KİŞİLİKSİZ, RUHSUZ GENÇLİĞE hayır!
*Maarifimizdeki çökmeler, toplum hayatımızın yerle bir olması anlamına gelir.MAARİFİMİZİN İÇİMİZDEKİ AKILSIZLAR VE DIŞIMIZDAKİ ŞEYTANLAR TARAFINDAN ÇÖKTÜRÜLMESİNE hayır!
*EĞİTİM ADINA DOĞRU VE GÜZEL MEVZUÂT GELİŞTİRMEYE ÇALIŞIRKEN REALİST TATBİKÂTA SIRT ÇEVİRMEYEhayır.
*BİREYSEL ZAAFLARIMIZI, TOPLUMSAL BOZUKLUKLARIMIZI GÖRMEZDEN GELEREK, AYAKLARI YERE BASMADAN BELİRLENECEK EĞİTİM-ÖĞRETİM YÖNTEMLERİNE hayır!
* YARATICI’NIN YÖNLENDİRMELERİNİ, ÖĞRENCİ GERÇEĞİNİ, ANA BABA GERÇEĞİNİ RASYONAL BİR BİÇİMDE DEĞERLENDİRMEDEN BELİRLENECEK EĞİTİM-ÖĞRETİM YOL VE YÖNTEMLERİNE hayır.
*İnsanı insan, iyi insan, kâmil insan NİTELİĞİYLE, toplumu sıkıntıya sokmayacak güvenilir birey olarak yetiştirme hedefine odaklanmamış, Semavî Söylem’le irtibatsız eğitimehayır!
*EĞİTİMDE DE DİĞER BÜTÜN KONULARDA DA ÖLÇÜSÜZLÜĞE VEYA YARATICI’NIN KOYDUKLARINDAN BAŞKA ÖLÇÜLER ARAMAYAhayır.
*Mazimizden korkulan ve kaçılan, Batı’da bir MATAH var anlayışına esir olunan kör ve topal eğitim yaklaşımlarınahayır!
*İLGİSİZLİK, İSTEKSİZLİK, KOLAYCILIK, BELEŞÇİLİK, TEMBELLİK, DİSİPLİNSİZLİK... (sınırları konulmamış) özgürlük ve özgüven, ukâlâlık, şirretlik, küstahlık, anarşistlik GİBİ SORUNLAR DÜŞÜNÜLMEKSİZİN BELİRLENECEK EĞİTİM YÖNTEMLERİNE hayır!
*VALİ YA DA FABRİKAYA USTA YETİŞTİRMEYE YÖNELİK ÖĞRETİMİ, İNSAN YETİŞTİRMEYE YÖNELİK EĞİTİMDEN ÖNEMLİ VE ÖNCELİKLİ SAYAN EĞİTİM FELSEFESİNE hayır.
*Bizi bugünkü olumsuzluklara SÜRÜKLEYen ve yarın iyice çamura saplayacak gibi görünen eğitim felsefesine de eğitim uygulamalarına da hayır!
*EĞİTİMDE SINIRSIZ ÖZGÜRLÜKLERLE FELÂKETE DAVETİYE ÇIKARILMASINA DA DİSİPLİNİN İHMÂL EDİLDİĞİ EĞİTİM KURUMLARINA DAhayır.
* Asil insanların çokluğu, bir toplumu insanca yaşama yaklaştırır. aile içinden başlayarak eğitimde asalet aşısı yapmanın önemini görmezden gelmeye hayır!
*GERÇEK BİR ZORUNLULUK YOKKEN BİLE KÜÇÜK ÇOCUKLARIMIZIN YETİŞTİRİLMESİNDE KREŞLERİ, ANA OKULLARINI ANNELERİN YERİNE KOYAN, HATTÂ DAHA ÖNE ÇIKARAN ANLAYIŞA VE UYGULAMALARA hayır.
*EĞİTİMİN İNCELİKLERİNİ BİLMEYEN, KONUYA SADECE BİREYSEL ÇIKARLARI AÇISINDAN BAKAN ÖĞRENCİ VELİLERİNİN EĞİTİM SÜRECİNE MÜDAHALELERİNE hayır!
*ANNE BABALARIN, ÇOCUKLARINI “SALDIM ÇAYIRA, MEVLÂ KAYIRA” YAKLAŞIMIYLA YETİŞTİRMELERİNE VE ONLARIN İŞLEYECEKLERİ SUÇLARDA PAYLARININ BULUNDUĞU GERÇEĞİNDEN GAFİL KALMALARINA hayır!
*DOĞRU, İYİ VE EHLİYETLİ İNSANLARIN EĞİTİM VE EĞİTİM FELSEFESİ KONUSUNDA LÂKAYT KALMALARINAhayır.
*MUALLİM’İN ÇÖPE ATILMASINA VE ONUN TAHTINA ÖĞRETMEN’İN OTURTULMASINAhayır.
*ÖĞRETMENLERİMİZ HAKKINDAKİ HER ŞEYİN, TARİHİMİZ İNCELENMEDEN BELİRLENMESİNE hayır.
*ÖĞRETMENLİĞİN, DİĞER MORAL ÖZELLİKLERİ İKİNCİ PLANA ATILARAK BİR TEKNİK MESLEK NİTELİĞİYLE GÖRÜLMESİNE hayır.
*ÖĞRETMEN PORTRESİNİ ÇİZERKEN EVRENSELLİK UĞRUNA MİLLÎLİKTEN VAZGEÇİLMESİNE hayır.
*GÖNÜLSÜZLERİN ÖĞRETMEN YAPILMASINA, ÖĞRETMENLİĞİ GÖNÜLDEN YAPANLARA HAKSIZLIK EDİLMESİNİ hayır.
*RASYONEL NORMLAR BELİRLEMEDEN, HASSAS KRİTERLERLE ÖLÇMEDEN, ENİNE BOYUNA İNCELEMEDEN ÖĞRETMEN SEÇİMİNE hayır!
* ÖĞRETMEN OLMAYA UYGUN NİTELİKLERLE DOĞMAMIŞ KİŞİLERİN ÖĞRETMEN OLARAK İSTİHDAM EDİLMELERİNE hayır.
* ÖĞRETMEN SEÇİMİNDE, FAZİLETE, LİYAKATE, YETENEĞE GEREKTİĞİ ÖLÇÜDE ÖNEM VERİLMEMESİNE VE ÖĞRETMENE HAKKI OLAN SAYGININ, SEVGİNİN GÖSTERİLMEMESİNE hayır!
*YALNIZCA SINAVLA ÖĞRETMEN BELİRLENMESİNE, ÖĞRETMENLERİN YANLIŞ YETİŞTİRİLMELERİNE hayır.
*ALTINDAN KIYMETLİ ÖĞRETMENLERİN UNUTULMALARINA, ÜFÜRÜKTEN BAHANELERLE KENARA İTİLİP HEDER EDİLMELERİNE hayır.
*ÖĞRETMEN LİSELERİNİN KAPATILMASINA VE ÖĞRETMEN STATÜSÜNÜN TARİHİMİZ İNCELENMEDEN BELİRLENMESİNE hayır.
*ÖĞRETMEN LİSESELERİNE, UYGUN OLMAYAN ÖĞRENCİLERİN ALINMASINA VE BU LİSELERE YAKIŞMAYAN EĞİTİM ÖĞRETİM PLANLAMALARI VE UYGULAMALARI YAPILMASINA hayır!
*(Tekrar açılırlar inş.) ÖĞRETMEN LİSESELERİNDE YETİŞTİRİLEN ÖĞRENCİLERİ ÖĞRETMENLİK MESLEĞİNDEN KAÇIRACAK UYGULAMALARIN YAPILMASINA hayır.
*öĞRETMEN LİSELERİNİN KAPATILMASINA, EĞİTİM FAKÜLTELERİNE O KURUMLAR DIŞINDAN ÖĞRENCİLERİN ALINMASINAhayır.
*EĞİTİM ENSTİTÜLERİ’NİN “EĞİTİM FAKÜLTESİ” DİYE ADLANDIRILMALARINA VE SERGİLEMEKTE OLDUKLARI GÖRÜNTÜYE hayır.
*NURETTİN TOPÇU HOCA’NIN (en az bir ders yılı süresince) DERS OLARAK OKUTULMADIĞI EĞİTİM FAKÜLTELERİNE hayır!
*EĞİTİM FAKÜLTESİ MEZUNU OLMAYANLARIN ÖĞRETMEN YAPILMASINA hayır!
*SAHTE DİPLOMALI ÖĞRETMENLERE hayır. SAHTE SAĞLAM RAPORUNA, SAHTE HASTA RAPORUNA, SAHTE ÇÜRÜK RAPORUNA hayır.
*BİR MEFKÛRESİ BULUNMAYAN, AKSİYON İNSANI OLMAYAN, KENDİNİ YENİLEMEYEN, KİTAP OKUMAYAN ÖĞRETMENE hayır!
*DOĞRU KAYNAKTAN IŞIK ALMAYAN, BEŞERÎ ZAAFLARINDAN KURTULAMAYAN, VAZİFESİNİN ŞUURUNA EREMEYEN ÖĞRETMENE hayır.
*ALKOL VE KUMAR MÜPTELÂSI ÖĞRETMENE hayır.
*ÇOCUKLARIMIZIN, KENDİLERİNE İYİ BİRER ROL-MODEL OLAMAYACAK ÖĞRETMENLERİN ÖĞRENCİLERİ OLMASINA hayır.
*KİŞİLİĞİNDE VE KIYAFETİNDE ÖĞRETMENLİK ALÂMET-İ FÂRİKASI TAŞIMAYAN ÖĞRETMENE hayır.
*ÜNİFORMASIZ ÖĞRETMENE hayır!
*ÖĞRETMENLERE, ÖĞRETMEN ADAYLARINA ÖZEL KIYAFETLER GİYDİRİLMEMESİNE hayır.
*ANA BABALAR GİBİ ÖZVERİLİ, GÜNEŞ GİBİ SICAK VE ÇOK ŞEFKATLİ, HER AN ÖĞRENCİLERİ İÇİN DERTLİ OLMAYAN ÖĞRETMENE DE ONU BAŞA TAÇ ETMEYEN ZİHNİYETE DE hayır.
*ÖĞRETMENE KALKAN ELLER KIRILSIN, ÖĞRETMENE UZATILAN DİLLER TUTULSUN. ÖĞRETMENİN, CUMUKZEDE POLİSİMİZİNKİNE BENZER BİR DURUMA DÜŞÜRÜLMESİNE hayır.
*EHLİYETLİ BİR KURUL TARAFINDAN İÇERİĞİ VE DİL ANLATIMI DENETLENMEYEN TEST VE DERS KİTAPLARININ PİYASAYA SÜRÜLMESİNE hayır.
*GEREKEN YERDE, GEREKEN ZAMANDA “HAYIR” DENİLMEMESİNE hayır!
Hayırist, esenlik dolu HAYIRLI günler diler.
R. Serdar Özmilli