|   | 
  • Kiralık Kalem (Satılık Değil Ama)

    SAYIN BAYAN BAŞKAN (zeyl)

                                                                                    {NUTİZM VE NUTİSTLER-7}

     

     

    EYYÜHEL EVLÂD! (EY ÇOCUKLARIM!)

    Bir arkadaşın, “Sayın Bayan Başkan” başlıklı önceki yazıma yapmış olduğu yorumdan dolayı bu zeyli yazmaya gerek duydum. Çünkü o yorum, diğer okuyanların da bakışlarını bulandırabilirdi.

    İnsanlar arasındaki ilişkilerin şeklini, rengini oluşturmada iletişim’in; a)doğru ve güzel anlatabilmenin, bunun yanı sıra b)doğru anlamanın önemi büyüktür. Ben sanırım, doğru ve güzel anlatmayı beceremiyor olmalıyım ki zaman zaman muhataplarım tarafından yanlış anlaşılıyorum. Örneğin ben, “Dinimize göre kadınların, nâmahrem erkeklerin duyacağı şekilde şarkı söylemeleri haramdır. Söyletmek de haramdır. Dinlemek de.” diye yırtınıp duruyorum. Bir muhatabım ise kalkıp “Ben, bizim beceriksiz erkek şarkıcıları dinlemek yerine Gloria Gayner’ı dinlemeyi tercih ederim.” şeklinde bir cevap veriyor. Demek ki benim derdim anlaşılamıyor! Kardeşim, ben, şarkıcının başarısından, başarısızlığından söz etmiyorum. “Kadına şarkı söylettirmek dinimize göre memnu’dur.” diyorum. İsterse ortamda başarılı hiçbir erkek şarkıcı bulunmasın ve isterse Gloria Gayner gibi bir kadın, şarkı söylemede (Merkel gibi bir kadın, siyasette) çok başarılı olsun, bana ne! Hangi gerekçeyle olursa olsun, böyle davranmaya kalkışmamız ve buna alet olmamız, dinimize göre yanlıştır. Tamam, her koyun kendi bacağından asılır; yapan veya alet olan diğer kimselere bir şey diyemem belki ama yaptıkları bu işi doğru bir iş diye takdim etmelerine de sessiz kalamam. Emr-i bil maruf, nehy-i anil münker meselesi yani. En azından “dilinle düzeltmeye çalış” meselesi yani.

    Sayın Bayan Başkan başlıklı yazımda özetle şunu demeye çalışmıştım: Hazret-i Ebû Bekre’nin  Efendiler Efendisi’nden rivayet ettiği 'İşlerini kadına teslim eden bir kavim felâh bulmayacaktır.' hadisi ortadayken, bir kadını siyaset alanına sürmek, onu devlet başkanı (veya herhangi başkan) yapmaya çalışmak doğru değildir. Bir kadının, bir partinin başkanı olması da yanlıştır tabi. Müslümansak, bu emre ters düşecek davranışlarda bulunmak yanlıştır. Şartlar nasıl olursa olsun, gerekçemiz her ne olursa olsun.

    Elbette kendisini yakînen tanıyor değilim ama Merkel’in, alanında birçok siyasetçimizden daha erdemli, daha başarılı bir tablo sergilediğini hâdiseler gösterip durmaktadır. Başka örnekler de vardır. Doğru. Maalesef biz çok şanssızız. Ancak bu durum, İslâm’ın bir uyarısını göz ardı etmemize aslâ cevaz veremez. Bize bir kadını yönetici seçme izni vermez. İşte benim söylemeye çalıştığım şey budur ve bunu da kafamdan uyduruyor değilim! “Peki, ömrün olur da önümüzdeki seçimlere yetişirsen, nasıl davranırsın?” diye soranlara vereceğim cevap çok nettir: “Ebû Bekre radiyallahuanh’ın yaptığını yaparım. Kenara çekilir, oy moy kullanmam.” Düşünsenize; Ebû Bekre, Hazret-i Ayşe’yi ve taraftarlarını haklı buluyor olmasına rağmen o saflarda yer almaktan imtinâ ediyor, köşesine çekiliyor, karışmıyor. Dikkat edin lütfen; Merkel’den, Kezban’dan, Remziye’den falan değil, Efendimiz’in sevgili hanımı, O’nu en yakından tanıyan Hazret-i Ayşe’den söz edilmektedir! Demek ki Ayşe Validemiz bile başkan adayı olsa, benim Ebû Bekre gibi davranmam, Peygamberimiz’in uyarısına kulak vererek kendisinin lehine bir tercih kullanmaktan sarf-ı nazar etmem en doğrusu olur. Şayet alternatifler, hiçbiri işe yaramayan kötü ya da liyâkatsiz kimseler ise, onlara da oy vermem, sonucu Allah’a bırakırım olur biter.

    Kimse yanlış anlamasın; siyasetle miyasetle meşgul birisi değilim ben. Ama siyasetçilerin, genel anlamda ne olduklarını ne olmadıklarını yakînen biliyorum. Ve yine yanlış anlamayın; (bir antifeminist olduğum kesindir ama) aslâ bir kadın düşmanı da değilim. Tam tersine kadınların ne kadar kıymetli ve gerekli olduklarını bilirim ve onları severim.

    Hz. Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: {Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Bana, (dünyanızdan) güzel koku ve kadın sevdirildi. Gözümün nuru ise namazda kılındı.[Nesâî, İşretu'n-Nisâ]}  Ve yine; "Dünya bir meta'dan ibarettir. Onun en hayırlı meta'ı ise sâliha kadındır."

    Benim tek bir derdim var: Yalnızca siyaset ve kadın konusunda değil, her konuda kitabı orta yerinden açmayı bilmek ve taşları Yaratıcı’nın belirlediği yerlerinde bırakmak! Feraset, basiret, mâlumat, hep Allah’ın izni ve takdiriyle kesbedilebilir, akıl ise kendi önünü dahi aydınlatmaktan âciz bir el feneri gibidir. Belki tam çakışmayacak ama Ziya Paşa’nın dediği gibi, “İDRÂK-İ MAÂLİ BU KÜÇÜK AKLA GEREKMEZ / ZİRA BU TERAZİ BU KADAR SIKLETİ ÇEKMEZ” diyebilmek en büyük erdemlerden biridir. Tabi bu arada “kabul etme”nin, “mü’min olma”nın şe’ni; kabul ettiğin şeyleri paket olarak ve eksiksiz kabul etmek ve hayata geçirmeye çalışmaktır. Yani müslüman isek “Aklım almıyor, aklımın almadığı şeye inanmam, aklımın kabul etmediği emir ve yasaklara uymam.” diyerek itiraz edemeyiz. Maalesef felsefe ve aklın şeytanla işbirliği yaptıkları günümüzde ortalık bu tip müslüman(!)lardan geçilmiyor!

    Adam, müslüman olduğunu söylüyor ama fâizle iştigal ediyor. Müslüman(!) Üstelik bit kadar aklıyla, fâizin mantıklı ve gerekli bir uygulama olduğuna dair gerekçeler üretmeye çalışıyor. Başka türlüsünü aklı almıyormuş. Senin aklın mıdır önemli olan, yoksa Allah’ın buyruğu mu!

    İslâm’a göre, yemek için kesilen hayvanın kanının dışarıya akıtılması esastır. Başkaları gibi “Yahu, hayvanı beslenmek için kestim, kan da çok değerli bir besin maddesidir. Onu dışarıya akıtarak çarçur etmek akılla bağdaşır mı?” diyemeyiz. Emrolunan neyse öyle uygulamak zorundayız. Sebeplerini, illetlerini, hikmetlerini bit kadar akıllarımız almasa bile.

    Yıllar önce bir yemek esnasında bir arkadaş, kaşığıyla sol elime şiddetli bir şekilde vurmuş canımı yakmıştı. Sonra konuşuldu: Sol elle yemek, içmek, Efendimiz tarafından men edilmiştir. O gün bugündür sol elle bir şey yememeye çok dikkat ederim. Müslümanım diyorsam, bunu böyle yapmak zorundayım. Zorundayız. Aklımız almasa da. Sağ elde bıçak, sol elde çatalla yemek yiyen ve çocuklarına da bunu bir kibarlık kuralı diye öğreten sosyetik müslümanların kulakları çınlasın!

    Kardeşler, ikisi de müslüman... zenginlik durumları da denk. Kız kardeş tutturuyor, “Ben de erkeğinki kadar pay alacağım!” Yönetilmekte olduğumuz medenîî kanunun ne söylediği zaten mâlum... Behey kardeşim, Kur’an’da açık bir biçimde buyurulmuş, Resulullah tarafından öğretilmiş olmasının hiç mi önemi yok? Buyrun burdan yakın!

    Nutistler gözlerini, kulaklarını açsınlar ve Şeytan tarafından uyuşturulmuş beyinlerini çalıştırarak dinlesinler: Semâvî buyruklar, kadınların fıtratlarına derc edilen cevherin, onları gerçekten de özel kategoride ele almamızı gerektirdiğini; onların yerlerinin özel tutulması gerektiğini; her konuda erkeklerle aynı kulvara konulmamaları gerektiğini söylüyor. Aynen biyolojinin, psikolojinin, sosyolojinin söylediği gibi. Bu buyrukların uygulanması, başta kadınlar, erkekleri, çocukları, aileyi ve yani toplumu, içine düştüğümüz derin ve ufûnetli çukurdan kurtarmaya katkı sağlayacaktır! Dinimize göre özel bazı durumlarda kadı(hâkim) marifetiyle olanlar hariç, kadının kocasını boşayamayacağını; kocasının izni olmadıkça kadının evinden çıkamayacağını; yanında mahremi olmaksızın uzun seyahatler yapamayacağını; erkeğin önünde namaz kılamayacağını; imam olamayacağını; kadı (hâkim) olamayacağını ve benzeri bazı düsturları hemen herkes bilmektedir. Allah indinde iki kadın şâhidin bir şâhid sayılacağını da. Fakat bunlarla bitmiyor; kadının görevlendirilemeyeceği başka alanlar da var. Bunlardan birini daha Hazret-i Ebû Bekre’den rivayet olunan bu hadis-i şerifle öğreniyoruz:'İşlerini kadına teslim eden bir kavim felâh bulmayacaktır.' Dikkat: Şayet hadiste “kadına” değil de “erkeğe” denilmiş olsaydı yine hiç tereddüt etmeden uyar ve uygulardım. Aklımız ersin ermesin, hikmetlerini anlayalım anlamayalım, bu budur. Vesselâm.

    BİT KADAR AKLIMIZA GÜVENİP DE ALLAH’IN YARATTIĞI FITRATA, ALLAH’IN KOYDUĞU YASAKLARA, ALLAH’IN VERDİĞİ İZİNLERE TERS DÜŞEN HÜKÜMLER VERMEĞE, UYGULAMALAR YAPMAĞA hayır.

     

     

    R. Serdar Özmilli

Kar360.com Kayseri-Trkiye ve Dnya gndemini takip edebileceiniz, nteraktif bir haber sitesidir. Yazlm ve Tasarm hizmeti www.tahamedya.com tarafndan yaplmtr.