Yıllar önce yapılmakta olan yerel seçimlerin arifesiydi...
Genel seçimlerde yüzde 2'lik oy alan bir partinin Kocasinan ve Melikgazi Belediye başkan adayları ziyarete geldiler. Heyecanla birkaç aydan beri yaptıkları hummalı çalışmaları anlatıyorlardı. Halkın partilerine, kendilerine ve projelerine ne kadar büyük destek verdiğini söylüyorlardı. "Gezmedik sokak, görüşmedik insan bırakmadık, seçimlerde tarihi bir patlama yapacağız. Göreceksiniz bu iki ilçeyi de alacağız. Türkiye bu seçimi konuşacak" diyorlardı ikide bir...
İkisi de iyi eğitimli, iş güç sahibi ve güvenilir insanlardı.
Kendilerini öyle inandırmışlardı ki, karşısındakileri aynı psikolojide göremeyince, kızıyorlardı.
- Peki, sen nasıl bakıyorsun, sence ne olur? Diye sordular...
Ben ilk etapta kaçamak cevap verip, lafı başka taraflara çekmek istedim ama ısrar ettiler.
Mecbur kaldım ve "yüzde 3 alırsınız" deyiverdim.
Kızdılar, gücendiler...
İkram ettiğimiz çayı bile içmeden, "seçim sabahı görüşürüz" deyip çıktılar.
Tabi ben o gün onlara "Aslında yüzde 1.5 oy alırsınız ama ben insaflı davranıp, yüzde 3'e çıkardım" diyemedim.
Seçimler oldu ve sonuçlar açıklandı. Tam da dediğim gibi yüzde 1.5 oranında oy aldılar. Arayıp, geçmiş olsun dileklerimi ilettim.
Büyük şaşkınlık içerisinde "nasıl olur?" sorusunu soruyorlardı. "Her gittiğimiz yerde, her konuştuğumuz kişi, (oyumuz sizin merak etmeyin) diyordu. Sırf "söz verenler" bile onları tercih etmiş olsa, en az yüzde 15 oranında oy alırlardı.
***
Şimdi yine bir yerel seçimin arifesindeyiz...
Ortada birçok belediye başkan aday adayı ve meclis üyesi aday adayı dolaşıyor.
Kime sorsanız, "halkın kendisine büyük teveccüh gösterdiğini ve en çok oy alacak kişinin kendisi olduğunu" söyleyecektir.
Hatta daha da ileri gidip, ' binlerce kişi "sen aday olmazsan başka partiye vereceğim" bile diyecektir.
Doğrusunu söylemek gerekirse, onların bu psikolojiye girmeleri, seçmenlerin adaylara karşı gösterdiği tavrın, kaçınılmaz bir sonucudur. Yani seçmenimizin "yapısı"
böyle bir vakayı ortaya çıkarıyor.
Seçmenlerimizin çok büyük bir kısmı, "karşısındakini incitmemek için" kim gelirse gelsin oyunu ona vereceğini söylüyor.
Bir de "her tarafa yamulan" bir kesim var.
Her ihtimali düşünüp, "ya o kazanırsa" mantığıyla adaylara yaklaşıyor ve gaz vermeye başlıyor.
Hemen hepsine de benzer cümleler kurarak, aklınca tavlamaya çalışıyor. Kısmen de bunu başarıyor.
Haliyle, "seçilme hayali kuran" aday da zaten bu "tehlikeye" karşı savunmasız olduğu için, duymak ve görmek istediklerine inanıyor.
Sonrasında...
Yaşadığı büyük hayal kırıklığı ile baş başa kalıyor.
Kayseri Anadolu haber