Hayatımızın akışı içerisinde bazı meseleleri idrak edemeyebiliyoruz. Emlak dünyasında fiyatları belirleyen pek çok faktör var. Bunlar arasında en başta geleni çevre ve o çevrede inşa edilenlerin niteliği olsa gerek. Bunun yanında mülkün alanı, katı, cephesi, yapı özellikleri, akıllı olma durumu vb. unsurları sıralamak mümkün.
Emlak piyasasında satılık veya kiralık ilanlara baktığımızda anılan özellikleri de kapsayan “artı bir”lerin varlığı dikkat çekiyor. Nedir artı bir (+1)? Konut piyasasında salon, banyo, WC esas olmak üzere bunlara ilaveten oda sayısı o mülkün, dairenin satılıksa fiyatını, kiralıksa dairenin kira miktarının artmasına vesile olmaktadır. Yani +1’ler önemli.
Üç günlük dünya hayatımız için çok ama çok önemli bulduklarımızı öteki âlemde ebedi yaşayacağımız bir hayat için neden önemli görmeyiz? İşte, metrekare bakımından daha geniş, daha ferah, güney cephe, güneş görsün, aydınlık olsun, ne alt katlarda ne son katlarda olsun, ara katların en güzelinden olsun deriz. Bunlar bir de şöyle şehre hâkim, deprem kuşağında ve fay hattında yer almayan, oksijeni ve temiz havası bol, ağaçlı yerlerde, hele bir de akıllı binalarda, korunaklı muhkem sitelerde ise gel keyfim gel!.. Anlatımı bile hoşuna gidiyor insanın.
Fani, geçici, kısa bir “devremülk”te aradığımız ve olmasını istediğimiz bu güzellikleri ebedi hayatımızda ikamet edeceğimiz “daire”lerimiz, “saraylarımız”, “köşklerimiz” için neden istemeyiz? Dahası ebedî hayatımızda sonsuz huzura erebilmek için bizlere bu nimetleri veren ve verecek olan Allah’ın rızasına, sevmesine, sevgisine neden talip olmayız? Onu razı edecek amelleri, fiilleri işleme noktasında neden gaflet, atalet ve hatta dalalet içerisinde oluruz?
Seksen öncesi kültür ve fikir hayatımızda oldukça önemli bir yere sahip olan Tercüman gazetesinin logosunun altında güzel bir cümle vardı: "Her sabah dünya yeniden kurulur. Her sabah taze bir başlangıçtır." Bu cümleler, insan hayatı için oldukça anlamlıdır ve insanın yolunu, yönünü doğru bir şekilde belirlemesine önemli derecede katkı sunacak niteliktedir.
İyilik, güzellik, erdemler adına değil her sabahın her anın yeni bir imkân olduğu gözden ve akıldan ırak tutulmamalıdır. İnsan ebedî hayatın mülklerini artırmada o mülkün sahibinin rızasını kazandıracak pek çok güzel hasleti bu dünyada yapma imkânına sahiptir; insan bunu değerlendirebilir, değerlendirmelidir de.
Karşılaştığımız, teşrikimesaide bulunduğumuz insanlara karşı güler yüzlü, tatlı dilli olmak çok zor olmasa gerek. Tebessüm etmenin sadakaya dahil olması boşuna değildir. İnsanlara karşı güler yüzle mukabelede bulunmak, o manevi artı birlerdendir. Bu konuda insana düşen iki şey vardır, iyilik ve güzellik adına her şeyde olduğu gibi: Önce mevcudu, var olanı, elde edilmişi korumak sonra da yeni iyilikler, güzellikler yapma, oluşturmak en esaslı davranış biçimimiz olmalı. Bunun için de “cepten yememek için” güzel amellerimizi ifsat eden, bozan söz, fiil ve davranışlardan kaçınmamız gerekir; en başında kul hakkına girmemek, dedikodu yapmamak, yalan ve iftirada bulunmamak, başkalarının kamuyu ilgilendirmeyen şahsi ayıplarını, kusurlarını ortaya dökmemek, Allah’a ortak koşmamak, yalan söylememek gelmektedir.
Kutlu zaman dilimi üç ayların içindeyiz. Ekstra imkânların verildiği, ele geçmez fırsatların sunulduğu bir zaman dilimi olan Ramazan ayına girmeye hazırlandığımız şu günlerde bu manevi +1’lere ayrı bir önem atfetmemiz, ebediyet yolunda hayati önemi haiz bir durumdur. Bu, değerlerimize değer katan, kazancımızı, amel defterimizi, heybemizi güzelliklerle dolduran ilaveleri hele bu demlerde yaparak daha kazançlı hâle gelebiliriz.
Bu dünyada çevre, nasıl ki mülkün değerine değer katıyor, ebediyet âlemi için de iyilikler, güzellikler içinde olan güzel insanlarla bir ve beraber olmak o derece kıymetlidir. Çünkü hadislerde “Kişi arkadaşının/dostunun dini üzeredir.”, “Kişi sevdiğiyle beraberdir.” buyurulmuştur (Ebu Davud, Edeb, 19, Tirmizi, Zühd, 45).
Kolay olan tebessüm etmek, zor olan surat asmaktır; biz kolay olanı, tebessümü tercih edelim ki ebedî bir kazanca erelim.
Evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennem azabından kurtuluş olan Ramazan-ı şerifimiz şimdiden hayırlı ve mübarek olsun. Orucumuzu sadece midemizle değil, bütün uzuvlarımızla tutmayı, orucu, ibadeti, ameli kabul edilenlerden olmayı; seksen bin aydan daha hayırlı bir gece olan ve varlığı ayeti kerime ile sabit olan Kadir Gecesi’nin, mübarek Ramazan-ı şerifin feyiz ve bereketinden istifade etmeyi Rabbim nasip eylesin.