|   | 
  • Nurettin Bilgen

    ATATÜRKÜN DOĞDUĞU EVDE, EGE’NİN KARŞI KIYISINDA

     

    Kıymetli dostlarım! Bugün yine 20 kişilik “Gönül Coğrafyamız Balkanlar Gezi Grubumuz’la”Yunanistan’ının ve Ege Denizi’nin haritalarında üç parmaklı el şeklinde gözüken, Termaykos Körfezi ile Orfanov Körfezleri arasında bulunan Halkidik Yarımadası’nın kuzeybatısında Selanik Körfezi’nde çok güzel bir kıyıda kurulmuş olan Selanik şehrini gezmeye devam ediyoruz.

     

    Selanik, Türkiye’ye 350 km uzaklıkta yer alan bir sahil şehridir. Kavala’ya 150 km, Atina’ya ise tam 500 km uzaklıkta olan ve ülkenin ikinci büyük kentidir. Selanik Körfezi’nin kuzeyi, doğusu ve güneyi dağlıktır. Bu dağlık kütlenin arkasında ise Koronya ve Volvi Gölleri yer alır. Yazları sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlı olan Akdeniz iklimi burada hâkimdir. Maki doğal florası yanında, zeytin, incir, tütün, pamuk ve üzüm gibi tüm Akdeniz kültür bitkileri burada yetiştirilir.

     

    Selanik adını meşhur Makedon Kralı Büyük İskender’in kız kardeşi Prenses Thessalonike’den almaktadır. Şehrin sahil şeridinde devasa bir Büyük İskender heykeli de yer alıyor. Halkının çoğunluğu Müslüman Türk nüfusu iken; 1923 yılında imzalanan Lozan Barış Antlaşması’na ilave olarak Yunanistan’la yapılan Nüfus Mübadelesi sonunda 1.200.000 Ortodoks Hristiyan Rum Anadolu’dan Yunanistan’a, 500.000 Müslüman Türk de Yunanistan’dan Türkiye’ye göç ettirilmiştir. Halen Müslüman nüfus yoğunluğu devam eden bir şehirdir. Atatürk’ün doğduğu şehir olan   Selanik, Türkiye’de en çok da İzmir’e benzetilir.Yunanlı meşhur yazar Despina Pantazi Selanik’i İstanbul’un kızı, İzmir’in ise kız kardeşi olarak tanımlar.

     

    Atatürk’ün evindeyiz

     

    Şehri gezmek için otelden sabah ayrıldık. Gezmeye, Atatürk’ün 1881 yılında Selanik’te doğduğu Müze evden başladık. Onun doğduğu, çocukluk ve gençlik günlerinin bir kısmını geçirdiği, memleketin hür bir idare rejimine kavuşması için arkadaşları ile birlikte karar verdiği tarihî ev, bugün (Atatürk Evi) adıyla müze olarak düzenlenip hizmete açılmıştır.Bu evin adresi Selanik'in Aya Dimitriya Mahallesi’nde ve Apostolu Pavlu Caddesi, 75 numaradadır. Bitişiğinde de Türkiye Konsolosluğu vardır. Ev, bodrumu ile birlikte üç katlıdır ve bir avlu içerisinde yer almaktadır.

     

    Selanik'in tanınmış ailelerinden Hacı Sofulardan Feyzullah Ağa'nın kızı Zübeyde Hanım'la 1878 yıllarına doğru evlenen Atatürk’ün babası Ali Rıza Efendi, Kırmızı Hafız lakaplı babası Ahmed Efendi'nin evinden ayrılarak Koca Kasım Paşa mahallesindeki aslı vakıf olan şimdiki evi sahiplerinden kiralayıp eşi ile birlikte bu eve taşınmışlardır. Dış yüzü sıva üzerine pembe boyalı olup alt pencerelerine demir, üst pencerelerine de ahşap kafesler yapılmıştır. Atatürk, 1881 yılında bu evin ikinci katındaki sol tarafa düşen ocaklı odada doğmuştur. Ali Rıza Efendi'nin 1888 yılında ölümünden sonra, genç yaşında dul kalan Zübeyde Hanım, oğlu küçük Mustafa (Atatürk) kızları Naciye ve Makbule ile biraz da geçim masraflarını hafifletmek üzere, bu pembe evden bu evin yanındaki daha küçük bir eve taşınmışlardır. Zaman zaman, çocukları ile birlikte kardeşi Hüseyin Ağa'nın çiftliğine giden Zübeyde Hanım bu sırada -Atatürk'ün ifadesiyle-, “iyi kalpli bir insan” olan Ragıp Bey'le, bu küçük evde evlenmişlerdi. Atatürk, babasının sağlığında, kısa bir süre devam ettiği Şemsi Efendi Mahalle Mektebi’ne pembe evde başlamış, babasının ölümünden sonra, önce Selanik Mülkiye Rüşdiyesi'ne kaydolmuşken, sonra buradan ayrılarak 1893 yılında Selanik Askeri Rüşdiyesi'ne geçmiştir. 1896 yılında Manastır Askeri İdadisi‘ne, 1899 yılında da İstanbul'daki Harp Okulu'na başladıktan sonra, tatillerde Selanik'e gelen Atatürk yine annesi ve kardeşleriyle bu küçük evde oturmuşlardır.

     

    İkinci Meşrutiyet’in ilanından önce (1907) Selanik'te görev alan M. Kemal Atatürk, ailesi ile birlikte bu evde oturmuş, birçok siyasi toplantılar bu evde yapılmıştır. Ardından Trablusgarp ve Balkan Savaşlarının patlak vermesiyle Selanik'ten ayrılan Atatürk'ün bundan sonraki hayatı uzun süre savaşlarda geçmiştir.

    Atatürk'ün annesi Zübeyde Hanım da Selanik'te çok kalmamış, Balkan Harbi’nden sonra birçok Türk aileleri gibi kızı Makbule (Atadan) ile birlikte Selanik'ten göçmüş. İstanbul'a gelerek Beşiktaş-Akaretlerde bir eve yerleşmiş, Millî Mücadele yıllarında da Ankara'ya gelmiştir. Ancak, Ankara'nın iklimi sağlığı için elverişli olmadığından Zaferden sonra İzmir'e gönderilmiş, 1923 yılında orada vefat etmiştir.

     

    Şimdi hep birlikte “Atatürk evi”ni gezelim: Ev, üzeri tuğla çatılı, çıkartmalı, eski Türk evleri mimarisinde ve zemini ile birlikte üç katlıdır. Zemin kat üzerindeki 1.ve 2. katlar dikdörtgen şeklinde kafesli pencerelerden ışık almaktadır. Eve, caddeye açılan çift kanatlı kapısından girilir.

     

    Zemin Katta, kapıdan tuğla döşemeli bir hole girilir. Sağdaki 1. oda, kiler, diğeri mutfaktır. Kilerde mutfak eşyaları (Bakır kaplar, toprak testiler, çömlekler, balta, havan, küpler, sandıklar) sergilenmektedir. Mutfakta dolap ve raflar vardır. Soldaki 1. oda hizmetçi odası, 2. Oda birinci kata çıkılan Merdivenli Sofadır.

     

    1. Kat: Birinci kata,bahçedeki çıkartma taş merdivenle girildiği gibi, zemin kattaki merdivenli sofadan da girilmektedir. Girişte yer alan geniş salon, ahşap tavanlıdır. Sofanın yani salonun bahçeye bakan atlas perdeli üç penceresi önünde yastık ve işlemeli minderlerle döşenmiş bir sediri bulunmaktadır. Sofanın orasında yuvarlak ahşap bir masa durmakta, sofanın bahçe girişinde, sağda misafir odası ve bu odadan geçilen küçük bir sandık odası bulunmaktadır. Misafir odası, kadife koltuk ve kanepeler, atlas perde, aynalı komodin, bakır mangal ve sehpalarla döşenmiştir. Duvarda ibrişim işleme bir yazı levhası ile bir duvar saati asılıdır.

     

    Soldabirinci küçük oda mutfaktır. Burada ocaklar ve çeşitli mutfak eşyaları yer almaktadır. İkinci oda Yatak odasıdır. Odanın bir köşesinde, çift kişilik demir bir karyola bulunmaktadır. Yatağın baş uçundaki duvarda, gümüş kılaptanlı, kırmızı atlas cüz kesesi içerisinde bir Kur'an-ı Kerim ve bir levha asılı. Levhada Fetih Suresi’nin ilk ayeti “İnnâ fetehnâ leke fethan mübîna/Sana apaçık bir fetih ihsan ettik.” yazılıdır. Karyolanın önünde işlemeli bir mangal ve caddeye bakan atlas perdeli pencereler boyunca da döşenmiş bir sedir bulunmaktadır.

     

    2.Kat: Birinci katın sandık odası bitişiğindeki merdivenli sofadan ikinci kata çıkılır. Buradaki sedirli sofa da birinci kat sofasının aynısı ama daha küçüktür. Girişte sağdaki alçı işleme tavanlı oda, çalışma odası olarak ayrılmıştır. Atatürk'ün doğduğu bu odada, Atatürk'ün tunç bir büstü ile, bir yazı masası ve koltuklar yer almaktadır. Duvarlarda Atatürk'le ilgili levha ve tabaklar asılıdır.

     

    Sağdaki yatak odası Atatürk Müzesi hâline getirilmiştir. Vitrinlerde Atatürk'ün kullandığı elbiseler ve şahsi eşyaları görülür. Atatürk'ün hayatına ait fotoğraflarla, okul çağlarına ait belgeler sıralanmış ve bir de küçük Atatürk kitaplığı kurulmuştur. Yatak odasının bitişiğinde tahta parmaklıklı bir teras mevcuttur. Bu tarihi mekânda gezi rehberimiz Sefa Hoca ve Tarihçi Süleyman Hocalar ara sıra bizlere tarihi bilgiler de verdiler. İki saate yaklaşan bu ziyaretimiz sırasında zaman hızlıca geçmişti.

     

    Önümüzdeki hafta sizlere Selanik Kalesi, Beyaz Kule, Kasımiye Camisi (Aya Dimitri Kilisesi) gezilerimize meşhur Selanik yiyeceklerini de anlatmak istiyorum.

     

    ***“Hayat bizi resmen dört işlemle sınar; gerçeklerle çarpar, ayrılıklarla böler, insanlıktan çıkarır ve sonunda topla kendini der.”   L.  TOLSTOY

     

    Nurettin BİLGEN

     

     

Kar360.com Kayseri-Trkiye ve Dnya gndemini takip edebileceiniz, nteraktif bir haber sitesidir. Yazlm ve Tasarm hizmeti www.tahamedya.com tarafndan yaplmtr.