İstanbul Bahçelievler’de yaşayan 48 yaşındaki Alev Özkan, babasının yarım asrı geçkin mesleği cam üfleme sanatına sahip çıktı. Kızının ismini mesleğine özgün olarak Alev koyan baba Hikmet Çetin, kızına 75 yaşına gelmesine rağmen mesleğin tüm inceliklerini öğretmeye devam ediyor.
Bahçelievler’de yaşayan 48 yaşındaki Alev Özkan, babasının 65 yıllık mesleği cam üfleme sanatına sahip çıkarak babasının izinden gitmeye karar verdi. 75 yaşına gelmesine rağmen kızına desteğini bırakmayan Hikmet Çetin Yılmaz ise, mesleğin tüm inceliklerini kızına öğretiyor. 8 yıldır aktif olarak cam üfleme sanatı ile uğraşan Alev Özkan, Eyüpsultan’da açtığı küçük dükkanında 200 derecede camlara birbirinden güzel sanatsal şekiller veriyor. Emek, sabır ve becerinin alevle birleştiği sanatta babasının tüm desteğini arkasına alan Özkan, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde kadınlara seslendi. Özkan, kadınların mutlu oldukları işi yapmaları gerektiğini söyleyerek, kadının istediğinde bir eliyle beşiği, bir eliyle dünyayı sallayabileceğini belirtti.
Cam üfleme sanatına başladığından beri babasının hep yanında olup, destek olduğunu söyleyen Alev Özkan, “65 yıllık baba mesleğime önce alaylı başladım. Göz alışkanlığı seyrede seyrede hafızama kaydoldu. 7-8 senedir aktif olarak cam üfleme sanatı ile uğraşıyorum. Cam sonsuzluğu olan bir objedir. Derin anlamı olan bir obje gece bile aklına bir şey geliyor. Çok zor bir meslek çünkü cam hemen eriyen bir objedir. Bin 200 derecede cama şekil veriyorsun. Üfleme cam çok farklı bir şeydir. Cama önce merkezi bir hat verip yuvarlaklık veriyorsun sonra üzerinde çalışıyorsun. Sıcakla çalışmak zor iletmiyor, yeri geliyor elin yanıyor. Dalgınlıkla camı tutuyorsun aklın gidiyor, yoruluyorsun. Ortaya çıkardığın çalışma seni çok mutlu ediyor ve tüm çektiğin zorluklara değiyor. Güzel yanı, mutlu olduğun an çok oluyor. 12 aydır Eyüpsultan’da küçük bir dükkanım var. İnsanlar geçerken bakıyorlar bir kadın elinde ne çeviriyor diyorlar. Dışarıdan bakınca çok komik duruyor laf atıyorlar eşlerine bak kadına ne güzel yapıyor diyorlar. Çünkü tehlikeli bir iş merak edip kurs verip vermediğimi soruyorlar. Camı şekillendirmenin çok çeşidi var. Dolgu camı çalışan var. Çubuğa cam sarıp boncuk cam çalışan var. Ama üfleme cam ile ilgilenen çok az kişi var. Ben de babamdan dolayı üfleme cam üzerine gidiyorum. Babam hep arkamda durdu. Camla uğraşınca kafayı dağıtıyorsun. Buraya kendini veriyorsun renkleri birbirine karıştırıp objeler çıkarıyorsun. Kadın bir eliyle beşiği bir eliyle dünyayı sallar. Bu çok doğru yapamayacağı bir şey yok” diye konuştu.
“65 yıldır bu mesleği yaptığıma hiç pişman olmadım”
Türkiye’de mesleği icra eden çok az kişi olduğundan ve yetiştirmek için çırak bulamadığından yakınan cam üfleme sanatçısı Hikmet Yalçın Yılmaz ise, “Türkiye genelinde bu mesleği icra eden 10-15 kişi anca kaldık. Çırak yetiştirmek istiyorum ama isteyen olmuyor. Cam üfleme ham madde olan cam borunun istenilen şekilde, çizilen şekilde yapıyoruz. Özel sipariş üzerine verilen resimleri çiziyoruz. Cam da en çok talep takıya oluyor. 65 yıldır bu mesleği yaptığıma hiç pişman olmadım. Yurt dışından çağırdılar ama gitmedim. Burada memnunum, kendi ülkeme faydam olsun istedim. Kızım Eminönü’nde 6 ay kaldığımız dönemde cam kaşığı yaptı. Kızım cam yaparken alıp satmayı sevmiyor, sanat olarak görüyor çok meraklı. Ben hep onun arkasında duracağım” dedi.
Cam, bin 300-bin 500 derece sıcakta akışkan bir madde haline geliyor. Fırından alırken içi boş bir çubuk kullanılan cam üfleme sanatında cama üflenerek şekil veriliyor. Eğer büyük bir obje meydana getirilmek isteniyorsa tekrar sıcak cama batırılabilir. Üfleme işlemi esnasında çubuğu sürekli döndürmek gerekiyor.
YORUMLAR
YORUM YAP!
Yorumlarınız editör onayından geçtikten sonra yayınlanacaktır. Küfür, hakaret, büyük harf ve kişi ve kurumları rencide edici yorumlar onaylanmamaktadır.