Bayramlar hep neşe doludur, bayram yaklaştığında bile neşe dolar, heyecan oluşur bizlerde. Bir hevesle bayrama yaklaşırız, planlarımız vardır, yapmak istediklerimiz olur aklımızda. Kısaca içimizde bir yaşama sevinci belirir. Bu sevinçle bayram nasıl gelir de geçer bilemeyiz. Bir çırpıda uğurlamışızdır bayramı. Peki ya nedir bayramı neşeli kılan, bu kadar hızlı geçmesine sebep olan güzellik nedir bayramın?
Sevdiklerimizle biraraya gelmemiz mi, farklı yerlere gitmemiz mi, şeker baklava yemek mi, ya da et yemek mi, veya yeni elbiseler giyinmek mi? Bunlar kişiye göre çok değişebilir, kimisinde bazıları ağır basar, kimisinde ise hepsi birden etkili olur ancak bence bayramı bu kadar tatlı yapan ne yenilen şeker, et ve tatlılar, ne yeni giyilen elbiseler, ne yeni yerler görmek, ne de sevdiklerimizle bir araya gelmek... Şüphesiz bunlarsız bir bayram da düşünülemez, bunlar varsa belki bu duruma bayram bile denebilir ama asıl bayramı bayram yapan ortak bir bayram anlayışıdır. Yani bir bayram inancına sahip olmaktır.
Ortak fikirlerde olmak, hayatı başlı başına bayram kılar. Bu bi yana tabi ama bir bayram düşüncesinde birleşmek, bunu aynı günde ifa etmek, hep beraber bunun gereklerini yerine getirmek ve beraber başlayıp beraber bitirmek duygusunda ve amacında olmak bu bayramı bayram kılan tılsım olsa gerek...
Bu tılsım, aslında hayatı da bayram tadında yapabilecek bir simya. Sıradan hayatımızı, bir bayram gibi kılmak, ortak bir beyinle hareket etmek, doğruda, güzelde birleşmek, bu doğrultuda hareket etmek yaşamımızı yaşanılabilir kılmanın ötesinde, bayrama dönüşmesini de sağlar pekala. Anlaşmazlıklar çözülür, sıkıntılar giderilir, yardımlaşma ve dayanışma meydana gelir, ortak hareket etmenin bize sunduğu tahammül edilebilirlik de hayatımıza gelince artık yaşamak, birlikte olmanın neşesiyle, güveniyle ve yalnız olmayan insanların sosyalliğiyle birlikte tıpkı bir bayrama dönüşecektir.
Bayram tadında bir yaşam ile zamanın nasıl geçtiğini bile fark edemeyen bizler, yaşamaktan lezzet almanın huzuru ve doyumu ile stressiz ve tahammül kapasitesi yüksek bir şekilde yaşamanın, bir başka deyişle bayram tadında hayatın tadına varmış olacağız. Yılda sadece bir iki defa ve sayılı günlerle olan bayramın, yılın her gününe yayılması aslında bu surette mümkün görünüyor, hayatı yaşanabilir kılıyor...
http://www.kayserianadoluhaber.com.tr