Yeni bir Kurban Bayramı’nı daha idrak etmenin arefesindeyiz. Bayram geliyor, evet ama bayram kime geliyor, düşündük mü? Bayram, kendinden başkasını düşünebilmek ve onları mutlu edebilmektir, öyle değil mi? Müslüman kendisi için istediğini başkası için de isteyendir; bunu idrak ettik mi?
Bayram, çok eskiden beri Türkçemizde yer alan bir kelime. Köken bilgisi sözlüklerinde bu kelimenin Soğdca, "neşe, huzur, mutluluk, sükûn" anlamına gelen patrām sözcüğünden geldiği belirtiliyor.
Gerçekten de bayramda aileler bir araya gelir; oğullar, kızlar, torunlar, gelinler damatlar hep bir arda olunur. Hâl hatır sorulur, hasretlikler giderilir. Gurbetten sılaya dönmenin, sılanın havasını koklamanın heyecanı yaşanır. Üstat Mehmet Akif Ersoy, Bayram adlı şiirinde “Âfâk bütün hande, cihan başka cihandır; Bayram ne kadar hoş, ne şetâretli zamandır!” diyerek tam da bunu söyler.
Bütün ailelerin de bu güzel hava ve duygulardan nasiplenmesini isteriz, öyle değil mi? Herkesin durumu bir değil, herkes farklı olaylarla iç içe. Kimilerinde gam keder yok elbette. Toplumuzun son yıllarda yaşadığı bir travma var. Bir şekilde konu komşumuz, aile efradımız bu travmanın etkisinde veya içinde; onlara sahip çıkalım.
Geçen haftaki Cuma hutbesinde bunlardan bahsediliyordu; ihtiyaç sahiplerini gözetmenin, komşularla iyi ve doğru iletişim içerisinde olmanın, yardımlaşmanın, kaynaşmanın, gerçek bir kardeşlik ortamının yeniden tesis etmenin öneminden… Elbette, hiç kimseye “öteki” gözüyle bakmazsak, bunu başarabiliriz. Çok zor değil. Başaralım ki kurbanın ruhundaki yakınlık atmosferine dahil olanlardan olabilelim.
Kurban, “Sözlükte “yaklaşmak, Allah’a yakınlaşmaya vesile olan şey” anlamlarına gelen kurban, dinî bir terim olarak, ibadet maksadıyla, belirli şartları taşıyan hayvanı usulüne uygun olarak kesmeyi ve bu amaçla kesilen hayvanı ifade eder.” şeklinde anlatılmış Kurban Rehberi (DİB) adlı eserde. Sonrakurbanın başlıca, “udhiye kurbanı (kurban bayramında kesilen kurban), adak kurbanı, akika kurbanı ve hac ile ilgili olarak kesilen hedy kurbanları gibi” çeşitleri olduğu belirtilmiş.
Özünde “kulun Allah’a yaklaşması” ve “Hakk’a yakınlık ve halka fedakârlıkta bulunma” anlamını barındıran kurban; odağında zekât, sadaka müessesesi ve îsâr düşüncesinde olduğu gibi yoksul ve yoksunlara yardım etme düşüncesinin yer aldığı, sosyal hayatımıza da yön veren bir ibadettir.
Kimileri bu gayenin ihtiyaç sahibine, maddî yardımda bulunmak, öğrenci okutmak, okul yaptırmak gibi şekillerle de karşılanabileceğini söyleseler de kurbanın yeri başka diğerlerinin yeri başkadır; daha doğrusu ikisi birbiriyle yarıştırılmaz, yarıştırılmamalı. On beş asırdır devam edegelen bir ibadet şeklinden bahsediyoruz. Bu konuda ümmetin büyük âlimlerinin düşünceleri ve takip ettiği yol ortadadır.
***
Her gün acı haberlerle güne uyanıyoruz. Yüreğinde insanlık ve İslamlık hassasiyeti taşıyan fertler olarak yüreğimiz bu acıları kaldıramıyor.
Her türlü şiddet ve terörün, zulüm ve baskının, kumpas ve kaosun, halkı toplu olarak hedef almış canlı bombaların muhatabı bir İslâm dünyası, mazlum Müslüman halkları. Bu acı tabloyu Suriye’de, Filistin’de, Yemen’de, Irak’ta, Arakan’da ve zaman zaman da maalesef ülkemizde görüyor ve yaşıyoruz.
Her birinin farklı farklı bahaneleri olsa da sonuçları acı olan bir tablo var; insan bu tablo karşısında çaresizlikten mahvoluyor. Dünyanın neresinde olursa olsun, zulüm kimden ve kime gelirse gelsin ona topyekûn karşı olunmadığı, meselelere insan odaklı olarak bakılmadığı müddetçe zulümlerin ve acıların sonu gelmeyecektir.
Yarına çıkacağımıza senedimizin olmadığı bir dünyada, bu dünyanın ebedî sahibiymişiz gibi hak yemekten, kul hakkına girmekten, birbirimize zulmetmekten geri durmuyoruz.
Bayramlarımızı birlik ve beraberlik içinde kutlayabilsek, herkes mutlu ve huzurlu olsa daha iyi olmaz mı? Unutmayalım; dünya da ebedî değil, biz de sonsuza dek burada yaşayacak değiliz. Evet, dünya kimseye de ait değil. Yunus Emre’nin “Mal sahibi, mülk sahibi/ Hani bunun ilk sahibi /Mal da yalan, mülk de yalan/ Var biraz da sen oyalan” söylediği gerçeği bir an olsun hatırdan çıkarmayalım.
Bütün İslâm âleminin -bayramsa- bayramını tebrik eder; bayramın, başta ailemize, ülkemize, milletimize, İslâm ve insanlık âlemine barış ve huzur getirmesini dilerim.