Güle Güle Git Askerim…
Koçum, aslan parçası, evimizin asil beyefendisi ‘Talha Murat’ askere gidiyor.
Ben de pek çok baba gibi oğluma bizzat anlatamadığım hislerimi yazıya dökmek, O’na ‘asker uğurlama mektubu’ vermek, evladı askere giden anne ve babaların duygularını dile getirmek istedim.
Nereden ve nasıl başlayacağımı, hangi kelimeyi seçeceğimi bilemiyorum. Şu anda kelimelerin kifayetsiz kaldığını hissediyorum.
Yan yana getirip kurmakta zorluk çekmediğim cümleler bugün karşımda uçuşup gidiyor, sanki onları yakalayamıyor, satırlara yapıştıramıyorum. Bu mektubu yazarken harfler ve kelimeler bana itaat etmiyor. Bilgisayarımın klavyesindeki harfler sürekli yer değiştiriyor, benimle köşe kapmaca oynuyor sanki.
Kalbim bir kuş gibi kanat çırpıyor, ruhum, duygularım bir yandan gururla dolup taşarken, bir yandan da içime sığmayan bir özlemle kavruluyorum.
Aslan Oğlum, seni asker ocağına, 'Peygamber Ocağı'na' uğurluyoruz. Bu mektubu sana, yüreğimden kopup gelen, kontrol etmekte çok zorlandığım, inanılmaz duygularla yazıyorum.
Bu mektubu okuduğunda, biliyorum ki benim sesimi duyacak, annenin kokusunu hissedecek, kardeşlerini tebessümle hatırlayacaksın. Bu mektup sıcacık bir sarılma gibi tüm benliğini sarıp sarmalayacak, bu kelimeler belki de hiç aklından çıkmayacak.
Biliyorsun, bu toprakların evladı için askerlik, sadece bir görevden ibaret değildir. O, bir destandır, bir onur madalyasıdır. Atalarımızdan bize miras kalan bir töredir.
Şunu asla unutma ve aklından çıkarma ki; senin dedelerin, amcaların, dayıların, kuzenlerin kısaca bütün sülalen bu vatan, bu millet için gecesini gündüzüne katan yiğit insanlardır. Hepsi gururla vatan görevini yaparak onurlandı. Şimdi de sıra sende.
Senin askere gitmenle birlikte, bu koca milletin şanlı tarihine bir tuğla daha eklemiş olmanın haklı gururunu yaşıyorum.
Yıllarca bu anı özledik. Annen, ben ve kardeşlerin bu kutsal görevi yerine getireceğin günü, senin asker kıyafetlerini giyeceğin o anı hayal ettik, sabırla bekledik. Şimdi bu hayal gerçek oldu ve biz, biricik oğlumuzun vatan nöbetine duracak olmasının şerefiyle doluyuz.
Biliyorsun Anadolu'da askerlik, delikanlılığın, olgunluğun simgesidir. Askerliğini yapmamış bir erkek, henüz tam olgunlaşmamış, hayatın zorluklarına göğüs germeye hazır olmayan bir fidan gibidir.
Evladım, askerlik, sadece disiplini ve vatan sevgisini öğretmez, aynı zamanda hayatın gerçeklerini, zorluklarını, fedakârlığı ve kardeşliği de aşılar. Bu ocakta kazandığın her tecrübe, attığın her adım seni daha da olgunlaştıracak, hayatın geri kalanında daha sağlam durmanı sağlayacak.
Senin askere gittiğin gün, annenin gözlerinden akan her damla yaş, aslında bir gurur gözyaşıdır. Yüreği hem evlat özlemiyle yanıyor hem de senin gibi bir kahramanı yetiştirmiş olmanın gururuyla parlıyor.
Aslan oğlum; Biz vatan ve millet sevgisiyle dolu bir aileyiz.
Biliyorum, gurbet hasreti, bu yolculuğun en zorlu yanlarından biri. Peygamber Ocağı’na giderken, sevdiklerinden, annenden, babandan, kardeşlerinden uzak kalacaksın. Onların özlemi, kalbinde bir sızı olacak. Ama unutma, bu hasret, kutsal bir hasrettir. Bu ayrılık, birleşmenin, daha güçlü bağlar kurmanın ve sonsuza kadar birlikte olacağımız günlere kavuşmanın müjdesidir.
Aslan oğlum, daha dün minicik bir bebekken bugün kocaman bir adam oldun. Bunu biliyorum ama askerlik süresince annen gibi benim de aklım hep sende olacak. "Acaba şimdi ne yapıyor? Yemeğini yedi mi? Üşüyor mu? Uykusunu aldı mı?" gibi sorularla boğuşacağım.
Maşallah aslanlar gibi delikanlı olduğunu görüyorum ama şunu da unutma ki sen her zaman annenin ve babanın minik yavrusu olarak kalacaksın.
Bu, her anne babanın yaşadığı, tarifsiz bir duygudur.
Biliyorum ki, oradaki komutanların, asker arkadaşların, hepsi sana birer baba, birer kardeş olacak. Askerlikte edindiğin kardeşlik duygusu bir ömür boyu sürecek. ‘Tertibim, çavuşum, komutanım’ kelimeleri hep dilinde ve gönlünde olacak. Anlat anlat bitmeyecek. Çünkü orası, 'Peygamber Ocağı', orada kimse yalnız kalmaz, kimse sahipsiz bırakılmaz. Asker anıları asla unutulmaz.
Her mesajın, aradığın her telefonun bizim için bir bayram sevinci olacak. Sesini duymak, iyi olduğunu bilmek, tüm dertlerimize derman olacak, ilaç gibi gelecek. Günlerce konuşacağız.
Dönüşün, bir bayram havasında olacak. O kutlu tezkereni aldığında, evin zili çaldığında, bil ki hepimiz seni karşılamak için kapıda bekleyeceğiz.
Askerliğin bitimini müjdeleyen o tezkere, senin yeni bir hayata başlayacağın, yepyeni bir sayfa açacağın bir kitap olacak.
Senin, askerlik anılarını dinlemek için şimdiden sabırsızlanıyoruz. "Bizim bölükte" diye başlayan o cümlelerin, saatlerce süren sohbetlerin, hayatımızın en değerli anıları arasına gireceğinden eminim.
Askerlik, sadece bir dönem değil, bir ömür boyu süren bir tecrübedir. O tecrübenin sana kazandıracağı tüm güzellikleri şimdiden görüyor, hissediyorum.
-Yahu baba, 28 gün askerlik yapacağım, dediğini duyar gibiyim ama o şanlı üniformayı giymenin süresi yoktur. Bir gün bile olsa askerlik, askerliktir.
Mektubu sonlandırırken, sana son bir söz söylemek istiyorum; sen sadece askere gitmiyorsun, aynı zamanda bir kahramanlık destanının parçası oluyorsun. Vatanına, milletine, bayrağına olan sevginle, dürüstlüğünle, cesaretinle her zaman gurur duydum ve her zaman gurur duyacağım.
Güle güle askerim…
Yolun açık olsun…
Rabbim seni ve bütün asker arkadaşlarını kötülüklerden, tehlikelerden korusun…
Annen ve baban olarak, dualarımız her zaman seninle olacak.
Sana kavuşacağımız o kutlu günü sabırsızlıkla bekliyoruz...
Güle güle git, güle güle gel.
Hayırlı tezkereler…
Bugün şafak kaç? :))
Sevgilerle,
Baban.