Birleşmiş Milletler, ne ideallerle kurulan ve sonunda ne halde olan bir kurum... Artık ben de dahil, bu BM ne yapar, işi, görevi nedir diye soruyoruz maalesef. Eğer BM'nin görevi şu anda göründüğü gibiyse, bence kurulması israftır. Birleşmiş Milletler kendini "adalet ve güvenliği, ekonomik kalkınma ve sosyal eşitliği uluslararasında tüm ülkelere sağlamayı amaç edinmiş küresel bir kuruluş" olarak tanımlamaktadır. Üstelik, uluslararası ilişkilerde, kuvvet kullanılmasını ilk olarak evrensel düzeyde yasaklayan ilk antlaşma Birleşmiş Milletler Antlaşması'dır. Hal böyleyken amacına kayıtsız kalan, susan ve yasakladığı askeri müdahalenin dışında bütün etkili yaptırımları uygulamaya koymayan, daimi üyesi olduğu 3, 5 büyük devletin isteklerine göre hareket eden ve kendisi bizzat savaş açmasa da savaş açılması için, sorunun, kendi yasakladığı askeri müdahale ile halledilmesine izin veren bir kurum bu BM. Birleşmiş Milletler'in şu andaki tanımı bu şekilde görünenden anlaşılan, ancak idealler ve amaçlar itibariyle gayet faydalı ve uygun bir kurum Birleşmiş Milletler. Keşke ideallerine ve amaçlarına uygun hareket edebilse, sadece barışa ve dünya halklarına hizmet edecek bir otonomiye erişse ve daimi 3, 5 ülkenin tahakkümünden arınarak daha isabetli, insan haklarından ve hukundan yana kararlar alan bir kurum olabilse. Ancak şu anda göründüğü kadarıyla bu kurum, veto hakkına sahip 5 büyük ülkenin talepleri doğrultusunda karar alan, o ülkeler de adeta bir keser gibi hep kendine yontan türden tavırlar sergileyen birliktelik şeklini almıştır. Bence bu ülkelerin, kurucu olsalar dahi veto hakkı kaldırılmalı ve tahakkümü giderilmelidir eğer akredite olmuş, ya da olacak, olabilecek düzeyde bir kurum olması isteniyorsa. Yoksa, bu tahakkümle ve adeta menfaatler sağlama çalışmaları yapar cinsten bir idare ile biz halkları BM'in uygun, etkin, şeffaf, işe yarar, iyi niyetli ve geçerli bir kurum olduğuna inandırmaları, bu sayede benimsenip, kabul görerek katılım ve destek sağlamaları zor görünüyor. Halk ve halklar tarafından onaylanmayan, haklı görülerek benimsenmeyen kurumların, iktidarların, yönetimlerin, sistemlerin akıbeti bir çıkmaz sokaktır. Bunlar dünya üzerinde yüzlerce, binlerce kez tecrübe edilmiş ve sonuçları net bir şekilde ortaya çıkmış deneyimlerdir. Tecrübe edilen bir şeyi tekrardan tecrübe etmek de ahmaklıktır. Bu tip benimsenmeyen kurumlar ya da sistemler kısa dönemde olmasa da, orta ve uzun vade de mutlaka tasfiye edilmeye mecburdur, mahkumdur. Bence yarından tezi yok Birleşmiş Milletler, halkların benimsediği gibi, tahakkümün olmadığı bir formata dönme girişiminde bulunmalıdır. Sarsılan imajını, ve etkinliğini kurtarmalıdır tabi eğer bazı ülkelerin çıkarlarını koruyup müdafaa etmek için kurulmamış ve gerçek amacı halkların güvenliği, barışı ve refahı ise...
http://www.kayserianadoluhaber.com.tr