|   | 
  • Hakan Çitmen

    Borcu olan ne yapsın

    Borç Sarmalı! Dolar Borcu Olan Ne Yapsın?

                Bu dönemde borcu olanın Allah yardımcısı olsun.

                Karantinalar, kısıtlamalar sebebiyle işler iyice durgunlaştı. Zaruri ve temel ihtiyaçlar dışındaki harcamalar ikinci plana düştü. Piyasalar daraldıkça daraldı. İşsizlik ve onunda ötesinde gelirsizlik, başımızın belası oldu. Halk olarak endişeliyiz gidişattan!

                Gelecek kaygısı, ümitsizlik insanların hayallerini bitirme noktasına getirdi. Geçici desteklemelerle ekonomik durum kurtarılmaya çalışılsa da tesiri uzun süre daha atlatılamayacağa benziyor. Çünkü reel sektör kan ağlıyor. İşten çıkarmalar yasak. Çünkü, Devlet öyle istedi.

                Piyasaların durumu içler acısı. Temel ve zaruri görülen ihtiyaçlar dışında, vatandaş harcama yapmak istemiyor. Harcama olmayınca, tüketim olmuyor. Piyasalarda canlanmıyor. Kendini çeviremeyen esnaf, zor günleri nasıl geçireceğini düşünüyor. Vatandaşta, işsiz kalırsam ne yaparım korkusunu taşıyor.

                Bu pandemi süreci devam ettiği süre boyunca bu durum devam edecek, görünen o. Peki yasaklar kalkıp işten çıkarmalar başlarsa ne olacak. Şirketlerin iflas yasakları kalkınca ne mi olacak? Firma ve şirketler nalları dikecek. Kasasında parası kalmayan, yüklü borçla kapanma riski taşıyan şirketlerin yüz binlerce çalışanı işsiz kalacak. Tazminatlarını alamayacak belki de. Mahkeme yoluna başvursa bile haklarını alacaklarının kesinliği de yok. Reel sektörün ayakta kalması için üretiminin ciddi anlamda desteklenmesi lazım. Sadece esnaf kredi paketleri ile değil, sadece borç erteleme ile değil. Elinde mal ve hizmet alma imkanı olmayan esnaf, kendini de çeviremiyor.

                Borç gırtlağa dayandı!

                Bir Karadeniz fıkrası var. "Oflu arkadaşından borç almış vadesinde ödememiş. Arkadaşı parayı alamayınca, “ ben bu parayı senden ahirette almasını bilirim” demiş. Of’lu da,” bileydim bu kadar vade yapacağını daha fazla borç alırdım”, demiş.

                İşsizlik rakamları, resmi ve gayrı resmi rakamlarla bu salgında 10 Milyon kişiye dayandı. Bu süreçte Bakanlığın, 1000 Türk Lirası yardımı ulaşan kişi sayısı 5.5 Milyon kişi oldu. Bu rakamın yanında her yardım alan kişinin yanında (kendisi ve ailesi) 4 kişi daha olsa, 20 Milyon insan yapar. Bu para ile vatandaş ne yapar ne eder nasıl yaşar. Yardım alamayanlar, iş-kurdan iş için kuyrukta bekleyenler, uzun süredir işsiz kalanlar, işsizlik maaşı alamayan ve alıp süresi bittiği halde işe yerleşemeyenler ne yapacak.

                Herkes kredilere ya da varsa elinde avucundaki 3-5 kuruşluk birikimi de tüketti. Millet borcu boğuldu, borcu borçla çeviriyor. Gırtlağa kadar borç içinde yüzüyor. Borç sarmalı içinde yoğruluyoruz.

               

     

                Para basmakla da ekonomi kurtulmaz!

                Şirketleri kurtarmak, kredileri almalarını kolaylaştırmak amacıyla ciddi miktarlarda para basıldı. Bankaların atm’lerinden para çekildiğinde taze paralar herhalde yeni basılan paralar olsa gerek. Bu kadar para basmakla ekonomi düzelmeyecek. Düzelecek olsaydı, Dolar basan Amerika kendi ekonomisini kurtarırdı. Dünya da, zenginlik ve refah artardı, fakir ülke kalmazdı.

                Para basmak ekonomi de, enflasyon artırıcı bir etkendir. Piyasa da para bollaşır. Ama piyasa da ürünlerin fiyatı düşmez. Fiatlar düşmediği gibi üretimi olmayan ürünler, ithal edilmesi zorlaştı. 5 bin kadar ürüne gümrük vergisi getirilerek, dolaylı olarak zamlı olarak piyasaya girdi. Döviz alım ve satım işlemlerinde % 1’lik kambiyo vergisi ile devlet, vatandaşın enflasyona karşı kendisini bir nebze olsun korumak istemesinden, pay istedi. Demek ki, o kadar çok paraya ihtiyaç varmış ekonomininki, vergiler artırılarak açık kapatılmak isteniyor.

                Rus ruleti oynuyoruz!         

                Piyasa ile Rus ruleti oynuyoruz! Ölümcül sonucu olan bir oyunun içindeyiz. Oyunda kim silahı dayıyorsa kafasına, hayatını riske eden o kişi oluyor. Ama burada iki tarafta da hayatını riske eden maalesef “vatandaş” oluyor. Yani ölüm kaçınılmaz.

                Vatandaşı döviz almaması konusun da ne yapsalar vazgeçiremediler. Ekonomiye ve piyasalara güven o kadar azaldı ki, vatandaşın güvencesi sadece Döviz ve altın oldu. Vazgeçmek bir yana düşse bile fiyatları, vergilerle gözler korkutulmaya el çektirilmeye çalışılsa da talep devam etti. Reel üretim gücünün düştüğü yerde vatandaş dolarize oldu. Döviz mevduatları şişti. Bunun sonu iyi değil.

                İhtiyaç kredileri %25 arttı. Kredi kartı ve bireysel ihtiyaç kredisi sebebi ile takibe düşen kişi sayısı 310 binlere ulaştı.

                Dolar Nereye Gidecek?

                7.25 tl’leri gören doları, frenlediler. Kolanın köpüğü gibi köpük kısa süre de indi. Bu iniş tabi ki de kalıcı olmayacak. Ekonomi de hangi sıkıntı çözüldü? Hangi yapısal reform yapıldı? Üretim için, katma değer sağlayacak neler yapıldı?

                Merkez Bankasının hamleleri ile, devam etmekte olan swap görüşmeleri ile olumlu bir hava gösteriliyor. Dışarıdan para gelmesi, sadece turizm sektörünün canlanması ile mümkün görünüyor. Bu süreç, döviz borcu olanlar için bir rahatlama dönemi olabilir. Düşen kur ile ellerine bir miktar fazla döviz sahibi olunabilir. Bu düşüşler devam etse bile, ki edecek. 6.50 tl’lerin aşağısına sarkacağı ihtimali var. Alım ve var olan Döviz borçlusu için bir fırsat olarak gelecek.

     

                Bu kötü gidişatın olduğu süreçte kısamayacağımız harcamalarımız var. Ödememiz gereken kredilerimiz var. Devam ettirmemiz gereken bir hayatımız var. Borcu ne kadar daha borçla çevirebiliriz ki!  Yapılacak en doğru hareket, piyasaların yönünü görüp, kendimizi ve küçük ekmek teknemizi, bir nefes kadar daha fırtınadan korumaktır.

Kar360.com Kayseri-Trkiye ve Dnya gndemini takip edebileceiniz, nteraktif bir haber sitesidir. Yazlm ve Tasarm hizmeti www.tahamedya.com tarafndan yaplmtr.