Aynı anda kalbi ve akciğeri vuran Pulmoner Hipertansiyon, tehlikesinin aksine hiç belirti vermiyor. Neredeyse 2 yıl boyunca sessiz sedasız gelişen hastalık, geç tanı konulduğunda ise ölümcül olabiliyor.
Pulmoner hipertansiyon ya da halk arasındaki ismi ile akciğer tansiyonunun kendine özgü belirtisi yok. O yüzden çok sinsi ve çok tehlikeli bir hastalık olarak kabul ediliyor. İlk belirtisi genellikle merdiven çıkarken veya günlük işlerinizi yaparken ortaya çıkan nefes darlığı oluyor. Yorgunluk, halsizlik, bitkinlik, baş dönmesi ve bayılma temel bulgular olup fiziksel aktivite arttıkça bu yöndeki şikayetlerde artış yaşanıyor. Hastalık 'sinsi' başlangıçlı olup erken evrelerde kendini belli etmiyor.
İşte bu özelliklerinden dolayı pulmoner hipertansiyonu oldukça tehlikeli olarak nitelendiren Kardiyoloji Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Aysel İslamlı, hastaları bu konuda dikkatli olmaya çağırdı. Kalpten akciğerlere kirli kanı götüren atardamarlardaki kan basıncının yükselmesi ile tanımlanan Pulmoner hipertansiyonun ilerleyici ve hayatı tehdit eden bir hastalık olduğuna dikkat çeken İslamlı, hastalığın nadir görülmesine karşılık, genellikle geç evrelerde teşhis edilebildiği için oldukça tehlikeli olduğunu söyledi. Pulmoner Hipertansiyonun hem kalbi, hem de akciğerleri etkilediğini anlatan Yrd. Doç. Dr. İslamlı, hastalığın kalp- akciğer yetmezliği sonucu ölümle sonuçlanabildiğini söyledi.
Başka hastalıklarla karıştırılıyor
Yrd. Doç. Dr. İslamlı, oldukça sinsi bir şekilde ilerleyen hastalığı ele veren ipuçlarını ve ilk belirtilerini ise şöyle anlattı: "İlk belirti olarak merdiven çıkarken veya günlük işlerimizi yaparken ortaya çıkan nefes darlığıdır. Yorgunluk, halsizlik, bitkinlik, baş dönmesi ve bayılma temel bulgular olup fiziksel aktivite ile şikayetlerin yoğunluğu artar. Hastalık 'sinsi' başlangıçlı olup erken evrelerde kendini belli etmeyebilir. Hastalık ilerledikçe belirti ve bulgular ortaya çıkar. Geç evrede yakalandığı için de hastalığın tedavisi zorlaşır. Sık-sık KOAH ve astım gibi hastalıklarla karıştırılabilir. Bu nedenle tanı konulması ortalama 2 yıl kadar gecikebiliyor. Hastalar ileri evrede merdiven çıkmakta, kısa mesafeleri yürümekte ve hatta öz bakımlarını yaparken bile zorluk çekebilirler.
Kesin tedavisi var mı?
Kesin bir tedavi yöntemi henüz olmamasına rağmen, bazı müdahaleler ile hastalığın ilerlemesini yavaşlatmak ise mümkün. Bu noktada hayat tarzı değişikliğinin önemli olduğunu belirten Yrd. Doç. Dr. İslamlı, sözlerini şöyle sürdürdü: "Primer pulmoner hipertansiyonu olan hastalar yorucu fizik aktivitelerden ve solunum yolu enfeksiyonlarından korunmalıdır. Kısa süreli, aşırıya kaçmayan düzenli egzersizler, dönüşümlü olarak dinlenme periyotlarıyla birlikte tavsiye edilebilir. Vitamin C ve vitamin E gibi antioksidan vitaminlerle zengin ve selenyum elementinin alımının da artırıldığı, tuz alımının kısıtlandığı sağlıklı bir diyet ile beslenmek de önemlidir."
YORUMLAR
YORUM YAP!
Yorumlarınız editör onayından geçtikten sonra yayınlanacaktır. Küfür, hakaret, büyük harf ve kişi ve kurumları rencide edici yorumlar onaylanmamaktadır.