Burak Hocam;
Bu mektubu samimi duygularımla yazıyorum.
Öncelikle Kayserispor’un Süper Ligde kalması nedeniyle sizi tebrik ederim.
Teknik adamlığa adım attığınız ilk yılda çok badireler atlattınız. Ama bu sıkıntılı süreçte Kayseri’de çok zor bir işi başardınız. Bir kez daha tebrik ederim.
***
Sizi memleketimin takımı Trabzonspor’da oynadığınız yıllardan beri beğenerek takip ediyorum.
Evet ben Kayseri’de yaşayan, yazan-çizen bir Karadenizliyim.
Trabzonspor sevdamı tanıyanlar bilir. Fakat doyduğum bu şehrin takımı Kayserispor’umuzun da çok daha başarılı olmasını inan ki sizin kadar gönülden istiyorum.
***
Ben Karadeniz, siz Akdeniz çocuğusunuz. İkimiz de rızkımızı Kayseri’de arıyoruz.
Ne demişler ‘Doğduğun yer değil, doyduğun yer!’
Tam profesyonelce! Tıpkı bizim gibi…
***
Burak Hocam;
Siz Türkiye’nin yetiştirdiği önemli milli yıldızlardan birisisiniz. Futbolun içine doğdunuz adeta. Babanız da başarılı bir futbolcuydu.
Milli Takımımızın kaptanlığını yaptınız. Ülkemizi yurt dışında başarıyla temsil ettiniz.
Amacım size sizi öven cümleler kurmak değil!
Futbolu futbolcuyu çok daha iyi anlarsınız, çok gençsiniz ve futbolculuğun içinden dün çıktınız. Bugün teknik adam olarak göreve başladınız.
Beşiktaş deneyimini saymıyoruz.
Kayserispor siftah yaptığınız kulüp.
Şimdi mektubu yazma amacıma geleyim:
Burak Hocam;
Konyaspor maçından sonra Süper Lig’de kalmayı garantileyince Sivasspor maçı Kayseri tabiriyle ‘gazozuna maç’ niteliğine büründü.
Ben her zaman söylerim: Hiçbir maç oynanmadan kazanılmaz da kaybedilmez de! Ha bunu başkaları da söylüyor olabilir.
Bu maç Sivasspor için de artık sıradan bir maç haline geldi.
***
Çok büyük bir şans, harika bir fırsat ayağınıza geldi:
-Yahu ne fırsatı ne şansı mı diyorsunuz?
Açıklayım.
Geliniz, bu maçta Kayserispor kadrosunda bulunan gençlere yer verin.
Bir maçtan başka kaybedecek hiçbir şeyiniz yok Sivasspor maçında!
Ama kazanacak çok şeyiniz olacak.
***
Takımın kadrosuna şöyle baktığımda
Mehmet Şamil Öztürk, Onurcan Piri
Mert Dinç, Bilal Ceylan, Mirkan Cevdet Bugurcu, Arif Kocaman, Batuhan Özgan, Muhammed Eren Arıkan, Mehmet Eray Özbek, Berat Eskin, Talha Sarıarslan, Berkan Aslan, Baran Ali Gezek, Yiğit Emre Çeltik ve Hayrullah Erkip gibi daha yolun başında olan gençler var kadroda.
Genç ve yolun başında genç bir teknik adam olarak Sivasspor maçında bu gençlere fırsat vermenizin, onları anlamak, kazanmak, yollarını açmak, geleceğe hazırlamak, Kayserispor’a ve Türk futboluna kazandırmak açısından çok önemli olduğunu düşünüyorum.
Burak Yılmaz’lar, Arda Güler’ler gibi değerler kulübede oturarak yetişmiyor!
Öyle değil mi?
Siz de çok genç yaşta zirvelerin takımlarında oynadınız.
Burak Yılmaz’ın hocası, Arda Güler’in hocası fırsat verdi ve kazandı.
***
Burak Hocam;
Gelin bu iyiliği önce bu gençlere sonra Kayseri’ye yapın!
Korkmayın, çekinmeyin!
Tereddüt etmeyin bile!
***
Sivasspor maçında kendilerini göstermelerine, kanıtlamalarına, bu arenada kendilerini tartmalarına, bu sınavı kazanmalarına yardım edin!
Gel bu gençlerin ellerinden tutun!
***
İçinden bu maçta başarılı olacak isimleri Kayserispor’a, Türk Futbolu’na belki de dünya futboluna siz kazandırmış olacaksınız.
Emre Demir’i Kayserispor dünya devi Barcelona’ya gönderdi. Büyük bir gurur ve mutluluk. Emeği geçenleri kutluyorum.
Doğan Alemdar bugün Fransa Liginde oynuyor. Geçen sezonlarda Fransa’da beraber oynadınız. Katkısı olanları saygıyla anıyorum.
Gencecik 2 kazanım. Fırsat verilince kazanıldı.
***
Haydi Burak Hocam siz de fırsat verin. Kazanalım bu gençleri.
Bu gençler bu milletin size emanetidir. Sakın unutmayın.
***
Kritik bir maç olsa anlarım, takım için de, sizin için de, gençler için de risk olabilir.
Takımın kazanması gerekiyordur, o zaman tecrübelilerden yararlanmak daha ön plana çıkar. Bunu da biliyorum.
Hatta öyle kritik maçlarda bu gençler yaptıkları bir hata ile yıkılıp kaybolup gidebilirler, solabilirler, onları yeniden kazanmak çok daha zor olur. Onlara zarar vermiş olursunuz. Onu da kesinlikle kabul ediyorum.
Fakat Burak Hocam;
Sivasspor maçında kaybedecek hiçbir şey yok.
***
İki komşu il. İç içe birlikte yaşıyor.
Bunlara bir ‘babalık’ yapın demem. Çünkü çok genç yaştasınız. Onun için ‘ağabey’lik yapın.
Gençler ağabeyleriyle babalarından daha iyi anlaşır.
***
Gelin yarından tezi yok bu gençleri çağırın yanınıza.
Bir toplantı yapın!
Bu maç konuşmalarını sizden daha iyi kimse bilemez:
-Bakın koçum, bu hafta sizi oynatacağım. Size bulunmaz bir fırsat, harika bir şans vereceğim.
-Kendinizi iyi hazırlayın. Maça kadar bu maç rüyalarınıza girsin, deyiverin.
Bir hafta gündüz sahada siz hazırlayın, görün nasıl uçtuklarını.
Gece de rüyalarında oynasınlar hafta sonuna kadar.
Sonrasında bu gençler bir yaz boyunca bu maçı yaşar, pişerler. Sivasspor maçı onlar için hiç bitmez. Kaç kez oynarlar o maçı!
Siz bunlara hep yaşadınız diye tahmin ediyorum.
2000 yılından beri bu basamakların her birini başarıyla tırmandınız.
Çünkü size fırsat verildi, şans verildi. Siz de bu fırsatları ve şansları çok iyi değerlendirdiniz. Basamakları koşarak çıktınız.
Öyle değil mi?
Yalansam yalan deyin…
***
Hem bir şey daha hatırlatayım Burak Hocam:
Sivasspor maçında kazanacağınız bu gençler gelecek sezonda muhtemelen sizin en büyük kozlarınız olacak.
Bana öyle geliyor!
Transfer, masa, FİFA, yasak…
Şimdiden Sivas’ta pişirin bunları…
Korkmayın Kayseri sizinle olacaktır!
Diyeceğim buydu Burak Hocam!
Her şey Kayserispor İçin,
Her şey Türk Futbolu için,
Bundan sonrası siz de Burak Hocam!
Rast gele…