Aile, akla gelebilecek her şekilde geçmişimize bir bağ, geleceğimize bir köprüdür.
A.Haley
Almanca angst, İngilizce fear kelimesinin karşılığı olan korku: bir insanın bir canlıdan veya nesneden kaygı duyması ve çekinmesi olarak tanımlanır.
Anne babaların çocuğa davranma biçimleri kısmen kişiliklerine, çocukla ilgili düşüncelerine ve kendi çocukluklarında edindiği yöntemlerine göre şekillenir. Bazen bu yöntemlerle çocuk anneye bağlanamaz ve yalnız kalacağını düşünür. Bu düşünce çocuğun yaşadığı ilk korkudur. Bu ilk korku çocuğun daha sonraki deneyimlerinde artar veya azalır. Bu anlamda anne babanın duygusal desteği öne çıkar. Eğer anne baba çocuğun duygularını okuyor, takip ediyor ve duygusal olarak tatmin sağlıyorsa çocuk bu korkuya anlamlı bir cevap verir. Aksi halde bu ilk korku çocuğun tüm hayatını kapsayan bir kâbus haline gelebilir.
Özellikle çocukluğun ilk yıllarında çocuk korkuyu anneden devralır. Bu anlamda çocuğun korkusu anneden yansır. Bunun dışında ani uyarı değişimi, aniden yaklaşma, yabancılık çekme gibi durumlarda da çocuğun korku duygusu yaşadığı görülmüştür.
Bunlarla birlikte çocukta görülen diğer korkular, karanlık korkusu, yalnızlık korkusu ve bir olay sonrasında yaşanan korkudur. Bu korkulardan sürekli olan nokta da, yalnız kalma durumundan ortaya çıkan korkudur. Zira yalnız olmaktan hayat boyu korkuyor olmak harekete geçen bazı korkuları tetikleyen bir durumdur.
Çocuk, yalnızlık korkusunu yine anne babasının desteğiyle yener. Annenin duygusal takibi sayesinde yalnızlığın derin dehlizlerinde kaybolmaz çocuk. Anne babanın ilgisi ve sevgisi kendine getirir çocuğu. Kendi duygularının farkına varmayı anne babasının duygularına gösterdiği önemden çıkarır çocuk.
Çocuğun hissettiği korku bazen de anne babadan gelir. Kendileri korku kültürüyle büyümüş anne babalar çocuklarını aynı sistemle “utandırarak “terbiye ederler. Korku kültüründe anne baba korkutan otoritedir.
Korku kültüründe yetişen çocuk olduğu gibi değil, anne babasının gördüğü gibi kabul edilir. Bu yüzden korku kültüründe yetişen çocuk bir türlü kendi olamaz. Anne babanın bir kuşak önceki kalıpların dışına çıkamaz. Çıkarsa “korkutan otorite “çocuğu cezalandıracaktır.
Korku kültüründe yetişen çocuk anne baba tarafından değer görmez. Anne baba çocuğuna değer göstermesi durumunda çocuğun şımaracağını ve kendilerinden korkmayacağını düşünürler.
Korku kültüründe anne baba çocuğun yeteneğine niyetine güvenmezler. Kendi çocukluğunun meşhur cümlesinden “senden bir cacık olmaz” söylemi en çok kullanılan cümledir. Çocuğa değer vermeyen korku kültürü anne babaları çocuğun gelişimi için emek ve zaman vermezler. Çünkü çocuğun bir şeyi başaramayacağından kendileri gibi emindirler.
Böylece kendi anne babalarının korkutarak ve utandırarak yetiştirdiği bu anne babalar kendileri yaşadıkları tüm olumsuzlukları çocuklara yansıtırlar. Bireysel farklılıklarına saygı duymayan çocuk ise ne yapacağını bilemez ve bir şekilde korku içinde kaybolup gider.