Büyükşehir Belediye Başkam Mehmet Özhaseki'nin, yıllar önce Kayseri'de kangren haline gelen bir sorunla ilgili önemli tespitleri olmuştu. Başkan Özhaseki, "Kayseri'de DÜM dediğimiz bir mekanizma var. Şehre ve şehrin değerlerine zarar veriyor" demişti. DÜM ne demek? Diye sorduğumuzda ise "Dedikodu Üretme Merkezleri" diye yanıtlamıştı. Hem gülüp hem de hak yermiştik.
Gerçekten de ilimizde dedikodu üretimi ve tunun yayılması akıl almaz boyutlara ulaştı.
Adeta belirli merkezlerde, bilileriyle ilgili dedikodular üretiliyor ye bu kısa sürede şehre yayılıyor.
Kimi zaman insanın özel yaşantısına dil uzatma, kimi zaman bir suç isnat etme kimi zaman da işiyle ilgili bir sorun varmış şeklinde gerçekleşen dedikodu üretme ve yayma süreci, kişi ve kuramlara ciddi zarar veren bir boyuta da ulaşıyor.
İşin dini boyutundaki ağır vebal bile, insanların görmedikleri, duymadıkları şeyleri konuşma ve yaymaktan ah koymuyor ne yazık ki!
Bu nedenle aile facialarının yaşandığım gördük.
Devasa işletmelerin, sırf "batıyor" dedikodusu yüzünden işlerinin kötüye gidip battığına şahit olduk.
Yok yere insanların karalanıp, suçlu ilan edildiği oldu.
İnsanların itibarım yerle bir eden bu kişiler, sanki başka işleri güçleri yokmuş gibi ondan alıp öbürüne, öbüründen alıp buna getiriyor ye bire bin katıp ortalıktan çekili-yorlar.
Sonra bu talihsizliğe maruz kalan kişi veya kişiler, kendini aklamak için uğraşsın dursun!
Bununla ilgili çok somut örnekler, verebilirim ama bu bile gıybete ve dedikoduya girer.
Peki bu DÜM'lerin içinden kimler var? diye düşünülebilir?
Bir kere bu grubun içinde bulunanları memnun etmek çok zordur.
Bu grup; bir dönem hasbelkader bir spor kulübünde veya sivil toplum kuruluşunda veyahut ta siyasi partide idarecilik yapmış kişilerden meydana geliyor. Aralarında "sonradan görme zenginler" ile "önceden zengin olup ta" bundan başka hasleti olmayanlar da bulunuyor. Bir iki de gazeteci ? ile yazar-çizer talanımdan olan da var.
Geçmişte idarecilik yapan çok değerli insanlarımızı ayırmak suretiyle söylüyorum;
Bunların işi gücü, "körler-sağırlar birbirini ağırlar" misali bir araya gelerek, onun bunun dedikodusunu yapmak, birilerini çekiştirmek ve yapılan işleri karalamak!
Millete fayda sağlayan-sağlayacak işlerde olmadıkları gibi, bunu bozmak veya kötü göstermek için de olmadık yollara başvururlar.
Şehrin bütün rantını da verseniz, bu insanları yine de memnun edemezsiniz!
Kendileri bir şey ortaya koyabilmiş mi?
Yok!
Eleştirdikleri şeylerin birkaç katım kendileri yapıyor mu?
Yapıyor!
Ama yine de bunları bir şekilde durdurmak mümkün olmuyor.
Kayseri'ye dışarıdan gelen insanların hemen hepsinin en öncelikli tespiti ne yazık ki bu oluyor: "Şehrinizde ne çok dedikodu var. Ne çok insanların arkasından konu-şuluyor" diyorlar.
Son günlerde yaşananlara balonca haksız sayılmadıklarını bir kez daha söylemek istedim.
Kayseri Anadolu Haber