"Kardeşim; varlığın ancak fikirdir, gerisi et ve kemiktir" diyor Mevlana... İnsanın var olma imkânı fikir koşuludur bu sözde. Sadece bu sözde değil, yaşamda da öyle değil midir!?
Bugün Mevlana yaşıyorsa hala, ya da Goethe veya bunlar gibi daha niceleri: fikirleri sayesinde değil midir? Pekâlâ öyledir. Bu gibi insanların adeta hayat veren fikirleri olmasaydı kim tanırdı ve yaşatırdı kalbinde, dilinde ya da kitaplarda bunları...
Demek ki insana adeta hayat veren, yaşamıyla eş değerde olan varlığı fikir! Hem bu fikir insanı sadece ün yapacak ve akıllarda kalacak, dillerde anılacak türden yaşatacak şekilde olan iyiyi, güzeli, doğruyu ifade eden düşünceler de değildir sadece. Fikrin alanı geniştir. Günümüzde iki şehri, karayı hatta kıtayı birbirine bağlayan o köprülerin tasarlanmasıdır, o köprülerin yapımında kullanılan matematik teorileri şeklinde olan fikirlerdir, tasarımlardır fikir... Bu yönüyle de gayet hayati ve gayet kritiktir fikirler hayatımızda.
Bir yaşam felsefemizi derleyip düzenleyen iyi ya da kötüyü, doğru ya da yanlışı, güzel ya da çirkini ortaya koyan fikir vardır.
Bir de mekanik hayatı, yaşam kolaylığını derleyip düzenleyen türden fikirler vardır. Daha bunlar içerisinde de fikirler yüzlerce, binlerce türlere ayrılır da hayatımızı örer.
Fikirler bizi biz yapan ayrıcalık merhalelerimizdir biz insanların. İnsanlara özgü olan bir eylem fikir üretmek, düşünmek birbirinin peşi sıra. Bizler düşündükçe, fikir üretip ortaya koydukça insanız, doğru yoldayız, mutluyuz, rahatız ve varız. Fikir yoksa varlığımız da ortalama bir canlının, yani at gibi, bitki gibi bir canlının durumundan farksızdır. Bizler fikir üretip ortaya koydukça insanız ve varız bu hayatta, yoksa vasati bir canlıyız...
Kayseri Anadolu Haber