Ancak bugün hafif görülen sorunlar yıllarca birike birike önümüze dağ gibi geldi.
BUGÜN Kayseri sokaklarına çıkın, kime sorarsanız sorun hemen hemen hepsinden 'Kayseri bu durumu hak etmiyor. Daha yüksek yerlerde görmek istiyoruz..."cevabını alırsınız.
Özünde doğru bir yaklaşım...
Ama gel gör ki, doğru olarak savunduğumuz bu yaklaşımı hayata geçirmek için de üzerimize düşeni bireyler olarak hiç birimiz yerine getirmiyor, ya da getirmek istemiyor.
Bugün Kayseri futbolu en kötü dönemini yaşıyor.
Onca tesisler, onca çabalar demek ki yetersiz kalıyor ki bugün gelinen nokta ile karşı karşıyayız.
Ancak bu sürecin buralara geleceği çok önceden belliydi.
Tamam, bugün takımlarına sahip çıkmadıkları için Kayserilileri suçlayabiliriz ama asıl suçlular bu işin başında olan ve planlamalarını doğru dürüst yapmayanlardır.
Yıllardır bilet fiyatlarının dahi ayarlanması yapılmadığı gibi sezon başında bir fiyata, ortasında bir fiyata ve en sonunda ücretsiz dağıtılması da bugün gelinen noktanın göstergelerinden biri olsa gerek.
Aslında bu şu anki mevcut durumda konuşulabilecek ve/veya eleştirilebilecek en son konu.
Ancak bugün hafif görülen sorunlar yıllarca birike birike önümüze dağ gibi geldi.
Yıllardır şunu diyorum.
Kayserispor her sezon kadrosunu sıfırdan dizerek bir yere varamaz.
En önemlisi futbol kulüpleri hiç bir zaman ticarethane gibi görülmemeli.
Bakın Gençlerbirilği örneğine.
İlhan Cavcav sürekli aldığını sattı ve son dönemlerde yaşadığı sıkıntılar boyunu aştı.
Aynı Gençlerbirliği iki üç sezondur son anda yırtıyor.
Ama bu demek değildir ki bundan sonrası için rahat edecek.
Aynı yönetim tarzı devam ederse, bu sezon değil önümüzdeki sezon bilemedim iki sezon sonra acı sonla karşılaşabilir.
2004 yılından bu yana Süper Lig'de bulunan Kayserispor'un durumu da bundan farksız değil.
İnsanımızın fıtratında var maalesef.
Biraz başarı yakalandı mı etraf kırılıp dökülür, kimse önemsenmez, "küçük dağları ben yarattım.." edasıyla yaptıkları her şeyin doğru olduğu tezi yürütülür.
Ama maalesef her zaman da öyle olmadığı örnekleriyle yaşamış bir toplumuz.
Bunları bile bile gelenin gideni arttığı dönemler yaşayan Kayseri futbolunun bundan sonrası için toparlanması hem maddi külfete hem de epey bir zamana ihtiyacı var.
İşin en önemlisi de yıllardır Kayserispor'un bir arpa boyu uzamaması ancak buna karşın sürekli geri gitmesi insanlar üzerinde bir "doymuşluk" hissi yarattı.
Yani "Ne üste oynuyor ne alta düşüyor.." yaklaşımı ile bir anlamda Kayseri futbolu yalnızlaştırıldı.
İnsanlar spor tesislerinden kaçtı veya kaçırıldı.
Bu bilinçli mi yapıldı, bilinçsiz mi, bilemiyorum ama gelinen noktanın vahameti ilerleyen dönemlerde epeyce canımızı sıkacak gibi.