Fuarlar şehri Kayseri’de biliyorsunuz her yıl Kitap Fuarı açılıyor. Sebep olan, yöneten, emeği geçen herkese teşekkür de ediyorum.
Pek çok yayınevi Kayseri’ye son yayınlarını, eserlerini getiriyor, sergiliyor ve satıyor.
İnternette daha geniş imkanlar, fiyat aralığı olduğunu söyleyenleri duyar gibi oluyorum. Ama kitaba dokunmak, insanlarla bir arada olmak, alışkanlıklarını izlemek neler alındığını gözlemlemek ve yeni sürprizlerle karşılaşmak çok ayrı bir keyif veriyor.
Elimden geldiğince, fırsat buldukça bu fuarları takip eder, gider, gezer ve ilgimi çeken, eğitimim, mesleğim ve projelerim konulu en son yayınlanmış kitapları arar ve alırım.
Kitap Fuarını da bir akşam son saatlerinde ziyaret ettim.
Gezdiğim her stantta görevlilere mutlaka doğduğum ve doyduğum yerle ilgili ve konusu geçen kitap olup olmadığını mutlaka sorma alışkanlığım vardır.
Bu kez de yine öyle yaptım.
Ren Yayınları standını gezerken çoğu Kayseri’deki üniversitelerde öğrenci olduğu belli olan genç görevli hanımefendiye yine aynı soruyu yönelttim.
Şöyle bir düşündükten sonra pembe ve beyaz kapaklı, üzerinde ütopik iki genç resminin bulunduğu ‘Kerem ile Aslı’ kitabını getirdi:
-Bu kitaba şöyle bir göz gezdirmiştim. İçinde ‘Kayseri’ geçiyordu, dedi.
Kerem ile Aslı…
Şiirlerini ve türkülerini Dünya’da bilmeyen yoktur. Kerem ile Aslı yeryüzüne armağan bir sevdanın iki genç kahramanı.
Önce biraz garipsedim, ‘belli ki bir romantik aşk kitabı.
Romantik kitap okuyacak zaman mı şimdi’ diye düşündüm.
‘İçinde Kayseri geçiyor’ cümlesi kafamda inanılmaz sorular silsilesi oluşturdu.
Kayseri inanılmaz bir şehir. Sosyal, kültürel, ekonomi, sanayi, ticaret, spor, bilim, edebiyat, coğrafya ve geçmişiyle her köşesinden muhteşem birikimler fışkırıyor.
-Dünya’nın tanıdığı Kerem ile Aslı, Kayseri ile ne gibi bir bağlantı sağlamış olabilirdi ki, dur bakalım Kerem ile Aslı ve Kayseri üçlüsünde nasıl bir geometrik ilişki var? soruları kitabı satın almama yetti.
Diğer yayınevlerinin stantlarını gezip kitaplarını inceleyip, alış-verişi ve geziyi bitirdikten sonra eve döndüm.
Diğer kitaplardan da size zaman içinde ilginç konuları aktarmayı düşünüyorum.
Sabahları erken kalkma alışkanlığı nedeniyle Pazar günü Kerem ile Aslı ve Kayseri konulu kitabı elime aldım.
Evde herkes derin uykuda ve çevremdeki derin sessizliği de fırsat bilip kitabı okumaya başladım.
Evet bir şark gerçeği hikaye ile sarmalanmış. Bn bir edebiyatçı değilim, sadece edebiyat severim.
Durun hele bir yahu!
Niyetim size hikayenin tamamını anlatmak değil. Kitabı alıp okursanız, kütüphanenizde bulundurursanız bir zenginliği taşımış olursunuz.
Ben şunu söylemek istiyorum: Kerem ve Aslı gibi Dünya çapında tanınan, bilinen; adı, şanı, şöhreti ve aşkı kalan iki kahramanın Kayseri’de yaşaması çok efsane bir olay.
***
Bundan çok uzun yıllar önce İsfahan’da başlayıp Halep’te biten ve çok geniş bir coğrafyada yaşanan bu gerçeğin ve hikayenin önemli duraklarından biri de Kayseri.
Din, ırk ve mezhep engeli tanımayan bir kara sevdanın, diyar diyar gezen kahramanlarının Kayseri’de uzun bir zaman kalmasını, nefes almasını anlatıyor.
Kerem ile Aslı’yı herkes biliyordur ama ben böylesine anonim iki hayatın Kayseri’de geçtiğini duymamıştım.
Bilenler mutlaka vardır ama çoğunluğun benim gibi Kayseri bölümünü ilk kez duyduğunu tahmin edebiliyorum.
***
İsfahan Hükümdarı Hüsrev ile O’nun hazinedarı Keşişin evlat özlemlerini dindiren minik Ahmet Mirza ile Kara Sultan’ın rüyalardaki müjdeler ve işaretlerle başlayan temiz duyguları.
Kızı Kara Sultan’ı Ahmet Mirza’dan köşe bucaktan öte dağ-bayır kaçıran Hristiyan Keşişin, Müslüman Ahmet Mirza’ya çizdiği garip zulüm rotasının üzerinde Kayseri güzergahı da var.
Bu kaçış ve yakalama sürecinde Hak Aşığı ve halk ozanı olan, Kerem adıyla ünlenen Şehzade Ahmet Mirza.
‘İşin Aslı’ bir türlü açıklanmadığı için kaçırılan Kara Sultan’ın Aslı’ya dönüş serüvenin de önemli konaklardan biri Kayseri Otağı.
İsfahan’dan beri kaçışlarını takip ettiği Aslı’nın izini Kapadokya’da Ürgüp’te bulan Kerem, Kayseri’ye gittiklerini duyuyor.
Arkadaşı, yoldaşı, sırdaşı Sofu ile Kayseri’ye Erciyes Dağı’na doğru sürüyor atını. Yüzünü kokusunu aldığı Aslı’nın bulunduğu Kayseri’ye dönüyor.
Aldıkları yeni kıyafetlerle süslenerek Kayseri’ye giriyor.
Kayseri’de gördüğü çok güzel bahçeleri anlatıyor. Kayserililerin Kerem’i nasıl sevdiklerini, misafir ettiklerini, aradığı Aslı’nın Orta Mahalle’de oturduğunu söylediklerini anlatıyor.
Aslı’nın annesinin dişçi, babasının da zindancı olduğunu belirtip yer tarif ediyorlar.
Tarif edilen Kayseri’nin Orta Mahallesi’nde Aslı’nın evine vardığında Kerem, Aslı’yı görmek için annesine 32 dişini tek tek çektiriyor. Hiç de acı duymuyor.
Aslı’yı İslam’a Kayseri’de davet ediyor.
Aslı;
-Sen hükümdar olacak birisin, benim peşimde kendine yazık etme, diyor.
Fakat Kerem’e dinletemiyor. Ardından Kayseri’de Müslüman oluyor.
Keşiş, Kerem’i o dönemin Kayseri Bey’ine şikayet ediyor. Kayseri Bey’i cezalandırmak istiyor. Fakat kız kardeşi Kerem’i imtihan ediyor. Masum olduğunu görüyor, Kerem imtihanı başarıyla geçiyor.
Kerem’in bir Hak Aşığı olduğu anlaşılınca şanı yürüyüp gidiyor, her yere yayılıyor.
Kayserililer Kerem ile Aslı’nın evlenmesi için Bey’e baskı yapıyor ama Keşiş kızı Aslı’yı Kayseri’den de kaçırıyor.
Halep’te son olarak Aslı’yı bulan Kerem, Keşişin sihir yapmasıyla yanıp kül oluyor, Aslı da Kerem’in küllerinin başında ağlarken Kerem’in küllerinden tutuşan saçlarının aleviyle O’da yanıp kül oluyor.
Kerem ile Aslı olayı 3-5 parafla kısaca böyle özetlenebilir. Kitapta pek çoğunuzun seveceği harika şiirler ve türküler var. Gençler için ibret ve öğütler yer alıyor.
***
Kayseri Orta Mahalle adresi, bahçeler, Kayseri Bey’i ve kız kardeşi Hasene gibi gerçek olgular çok net ve temiz bilgiler.
Bunların araştırılması, mekanların yer tespitinin yapılması ve yeniden aslına uygun olarak tarihe kazandırılması Kayseri açısından çok muhteşem bir kazanç olmaz mı?
Kerem ile Aslı’nın Kayseri Durağının dünya turizmine kazandırılması harika bir zenginlik demektir.
Bu çağın hayatını renklendirmek isteyen insanı, değerli, farklı ve anlamlı olduğunu gördüğü ve düşündüğü her olayın peşinden akıp gidiyor. Uzak yakın demiyor, çantasını yüklenip koşuyor. Mesafeler dinlemiyor.
***
İşin doğrusu ben, Kayseri ve Kerem ile Aslı gerçeğinin Kayseri’de yaşaması taraftarıyım. Kerem ile Aslı Mahallesi, Kerem ile Aslı Caddesi, Kerem ile Aslı Sokak, Kerem ile Aslı Bulvarı, Kerem ile Aslı Filmi neden olmasın ki?
Edebiyat, tarih, turizm konusunda çok ciddi katkıları olacağını düşünüyorum.
***
Her türlü kalitenin, değerin, yeniliğinin, fayda sağlayacak güzelliklerin ve kazanımın peşini bırakmayan Vali Gökmen Çiçek ve Büyükşehir Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç’ın bu konuya duyarlı davranacaklarını tahmin ediyorum.
Güzel bir proje ile Kerem ile Aslı Kayseri’de küllerine karışmadan geleceğe buradan akabilir.
Kerem ile Aslı birbiri için yanıp kül olurken onların Kayseri hatıraları sonsuza kadar yaşar.
Kayseri’ye bu mekanları ve anılarını görmek, Kayseri’de yaşananları yeniden dinlemek için daha çok insan koşar gelir.
Bu anılar yanıp kül olmasın.
***
Amerikalı ve Avrupalılar başta olmak üzere pek çok insan çekilen meşhur filmlerin setlerini, oyuncuların kaldığı otel odasını, giydiği kıyafetleri ve platformlarını görmek için Dünya’nın en ücra köşelerinden koşup gidiyor.
En çok bilineni Hollywood, Bollywood, Harry Potter, Eyfel Kulesi, Pisa Kulesi.
Avrupa’ya gidenler bölgenin en önemli yerlerinin başında en yüksek televizyon kuleleri olduğunu görmüştür, duymuştur. Sebebi; ya çok eskidir, tarihi özelliği vardır. Öyle değilse de şehrin bütününü daha iyi görmek buralarda mümkündür. Siz sadece bir taş bina veya metal yığını görebilirsiniz ama O, orada yüzyıllardır vardır, yaşıyordur ve oradakiler için anlamlıdır.
***
Kerem ile Aslı da Kayseri için çok anlamlı olmalıdır, daha yüksek perdeden duyurulmalıdır.
Ne dersiniz, haksız mıyım?
