Haydi gelin biraz fal bakalım.
Karşılıklı kahve içemeyeceğimize göre papatya falı..
Hani var ya..
Bizim dönemimizin masum lise aşıkları..
Eline aldığı papatyanın o güzelim kanatlarını birer birer yolarken “ seviyor, sevmiyor, seviyor, sevmiyor….” Diye devam eden…
Çiçek üzerine kalan son dilim parçayı yolarken istenilen sonuç çıkmayınca çimenler üzerinde yeni bir çiçek aramaya başlayan nesil…
İşte o döneme döndürdü beni Kayserispor…
Tam tamına bir papatya falı…
Önce yönetimle başlayan kriz.
Yönetimi değiştirdik. Hay aksi.. Bu papatyadan da istediğimiz sonuç çıkmadı. Başka bir çiçek bulalım.
Nedir sırada ki …
Teknik direktör…
Aldık yenisini…
Bir maç, iki maç, seviyor sevmiyor….
Yine istediğimiz sonuç çıkmadı.
Değiştir elimizdeki çiçeği…
Ne değiştirmek gerek. Bir teknik hoca daha deneyelim…
Geldi Prosinecki…
Deniyoruz yine….
Kupa maçını direk geçiyorum.
Altı puanlık maç.
İkinci yarının ilk maçı deplasmanda Alanyaspor maçı…
5-1 lik farkla geldik..
Yine kupa maçını boş geçiyorum.
İkinci yarının son maçı deplasmanda kardeş takım Trabzonspor…
6-2’lik farkla memlekete dönüş…
Başakşehir maçı ..
Evimizdeki maç. 1-4 ‘lük skorla verdik 3 puanı…
Manisadayız…
3-3’lik beraberlikle 1 puan zar zor…
Kupa maçlarını hesaba katmadan bakalım.
5 Alanyaspor’dan, 6 Trabzonspor’dan, 4 Başakşehir’den, 4 Beşiktaş’dan, 4 Sivasspor’dan , 4 Yeni Malatya’dan,4 Göztepe’den …
Ne yaptı ? 7 maçta 47 gol yemişiz,17 gol atmışız..
Defans fecaat. Attığımız ne kadar ?
Hücum fecaat…
Kanatlar ?
Fecaat…
Olmuyor, olmuyor, olmuyor.
Durum vahim…
Önümüzde 16 hafta var.
35 puan ve sonrası ligde kalır düşüncesinden hareketle bize en az 8 falibiyet gerek.
Yazının girişinde dedik ya .
Papatya falı diye…
Papatya’nın ömrü kısa olur.
Bulamazsınız…
İlk bahardan sonra nerde ararsanız arayın.
Papatya bulamazsınız.
Bahar geçtikten sonra hiç ama hiçbir yerde…
Sonradan ah vah demeden…
Elbirliği sağlayıp yol almalıyız.
Bu takım düşerse bunun altından kimse kalkamaz bilesiniz….
