Düğmeye erken basıldı. Bir panik hâli var, ateş bacayı sarmış...
Üst üste gelen ve değişen gündemlerle, ülkenin gündemi şaştı, her şey zıvanadan çıkıyor. Gece yarısı verilen kararlarla, inanılmaz bir sabaha uyanıyoruz.
Ülke, herkesin gözünün önünde uçurumun kenarına sürükleniyor. Yok artık! Hadi ya.. Bu ne böyle… O kadar da değil denilen ne varsa oluyor! Allah sonumuzu hayreylesin.
‘Bu kadar da olmaz’ dediğimiz ne varsa oluyor!
Bu ülke de her an her şey olabilir.
Ülke de alınan kararların neticesinde, kimse kendisini güvende hissetmiyor. Kimsenin koltuğu sağlam değil. Herkes tek ses, tek nefes olmuş gibi… Geçen 20 ayda Merkez Bankası, 4 farklı başkan gördü; 3’ü de Cumhurbaşkanı kararnamesi ile görevden alındı. Demek ki koltuklar geçici!, bağlanmamak, yapışmamak lazımmış.
Gerekçe ise, görünen o ki, yapılan 2 puanlık faiz artışı. Dövizin hızının kesilmesi ve piyasada, tefecilerin ve faiz lobisinin istediği gerçekleşti. Döviz, faiz silahı karşısında düşüş yaşadı. Endekste de, ciddi bir düşüş görüldü. Meğerse, görevden alma haberini fiyatlamış. Piyasanın aktörleri, bunun ne kadar büyük güven kaybı olduğunu biliyor.
Faiz zaten ülkenin başının belası oldu bugüne kadar istemediğimiz bir şey ama yine artırmak için mecbur kalındı. Faiz, yatırımların önünü keser. Yatırımlar azalır. Pandemi sebebiyle, yasaklar ve kısıtlamalar, esnafın canını burnuna getirdi. Destek yok hükmünde sayılır. Gelir yok, gider çok… İşini kaybetme tehlikesi yaşamayan esnaf yok gibi. Ekonomi de ne duruma gelindiğini iliklerine kadar hisseden halk, biliyor gerçekleri…
Faiz artırımı zaruretti!!!
Merkez Bankası’nda para kalmamış, rezervler eksiye düşmüş. Açıklanan rezerv verileri net olan değil, brüt olandır. Swap ve bankalardan alınan zorunlu karşılıklar. Faiz, dövizin artışının önüne geçen tek kozdu. Ekonomi de zaten borçla çevriliyordu, başka gidecek yol yoktu. Bir şekilde kur şoklarının engellenmesi lazımdı. İzin çıktı, müsaade alındı, faiz artışı yapıldı. İşsizliğin, maliyet artışının, yatırımların azalacağını bile bile vatandaşın mağdur olacağını göre göre razı oldular. Yapıldıktan sonra arka planda, yaşanan iç sesler bu artışı Merkez Bankası Başkanı’na kesti. Ağbal’ın kalemi kırıldı. Oldu mu şimdi?
Herkese zarar verecek süreç başladı!
Akıl baştan gitti, yönetim kumar oynuyor! Hepimiz aynı gemideyiz, biliyorsunuz değil mi? Yaşanan bu akıl almaz tutum ve davranışlar, halkı da huzursuz ediyor. Herkesin geleceğinden endişe ettiği, kimsenin(aklı başında olanların) yönetime karşı güvenmediği günlerden geçiyoruz. Her yerde yangın çıktı büyüyor. Ucu herkese dokunan bir ateş her yeri sardı. Alınan kararlarla, ne kadar aklın baştan gittiği ayan beyan görünüyor.
Ekonomik çöküş öne alındı!!!
Ekonomiden eğitime, sağlıktan tarıma ülkenin her alana yönetilemez hâle gelmesi gün gibi ortada. Her alanda çöküş hızlandı. Ülkeden gitmeyi kurtuluş olarak görülen bir ülkede gidişin nereye olacağını tahmin ediyoruz maalesef. Kriz kaçınılmaz oldu. Derinliği ve büyüklüğü ile öyle bir tesiri olacak ki, beklenileninde ötesinde yıkımı olacak.
Piyasalar, bu güvensizliği ve çaresizliği çabuk hisseder. Havadan nem kapar. Borsa balonunun da havasını indirecek, para çıkışları kaçınılmaz olacak. Buna karşın dövizdeki faiz kaynaklı düşüşte geri alınacak. Yukarı yönlü trend oluşumu yeniden başladı. Önü öyle bir açıldı ki, ülkedeki döviz kıtlığı bu artışı tetikleyecek. Çünkü gelebilecek şokların önüne geçilemez. Ülkenin risk primleri ürkütücü boyutlara gidecek. Toparlanması için yapılması gereken reformların hiç birisi yapılmadı. Açıklananlar ise, sadece vaatten ibaret kaldı. Kaybolan yıllar, harcanan paralar, kaybedilen değerler, heba edilen teşvikler hepsi ortada…
Tarih bugünleri ibretle yazacak, herkes bugünleri ayıplayarak anacak. Bundan sonra iyi günler görmeyi beklemek, huzur istemek lüks olur.
Yazık oldu masumlara… Yazıklar oldu güzelim ülkeye…