Yaşadığımız güzel ülke Türkiye'nin her alanda olduğu gibi futbolda da çağın gerisinde kalışının nedenlerinin başında bence" olaylara tutkunu olduğumuz kulübün rengiyle bakışımız, bir birimizi çekemeyişimiz/ başarısını kabullenemeyişimiz ve daha açıkçası kıskançlığımız" geliyor.
Hele biri azıcık başarılı olsun, şöyle bir ön plana çıksın ?
Onu karalamak ve "başarısını gölgelemek adına" elimizden ne geliyorsa yapmakta kusur etmiyoruz (!)..
Hepinizin malumu olduğu üzere A Milli takımımız Abdullah Avcı ile yaşadığı ?hayal kırıklığı? sonrasında takım Fatih Terim e emanet edildi. Avrupa'da baharı gören kulübü olmayan, Dünya Kupası ya da Avrupa'daki önemli şampiyonaları TV ekranlarından izleyen Türkiye'nin grup elemelerinde devre dışı kalışı ile birlikte TFF tarafından yeni bir yapılanmaya gidilmesi yönünde karar alındı. Tüm yetkiler bu ülkede takımı Galatasaray'a en çok şampiyonluk yaşayan sembol isim Fatih Terim ve ekibine verildi.
Vay sen misin bunu yapan?
Terim özellikle nasıl oluyorsa (?) kendilerini ayrı bir Cumhuriyet olarak kabullenen bir grubun bireylerinin yaylım ateşinde.
Başta da değerli hemşerimiz gazeteci arkadaşımız Metin Kösedağ?ın hedefinde (!)
Önceki gün gazetesinde çıkan köşe yazısında sayın Fatih Terim ile ilgili eleştirilerini okurken inanın içim burkuldu?
Bir insanın karşıtlığı ancak bu kadar olur!
Terim'in avukat kesinlikle değilim ama kendimi hemen bir karşı yazı yazmaktan alı koyamadım...
Fatih Terim sanki bu ülkenin vatandaşı değil
miş, sanki onlarca defa ay-yıldızlı formayı giyip kaptanlık yapmamış, sanki Türkiye'nin FİFA?ya üye olduğu 1923'den bu yana Avrupa'da uzandığı ilk ve tek uluslararası kupa olan UEFA Kupası'nı Galatasaray'a kazandırmamış?
Dahası, teknik direktör olarak A Milli takımımıza 100'e yakın maçında emek verip "kafa" yormamış ?
Kaldı ki kardeşimiz Metin Kösedağ'ın yerden yere vurup eleştirdiği o Fatih Terim döneminde aldığımız galibiyetlerin sayısı çok ama çok fazla.
Yazısının bir bölümü var ki ?azıcık? iktidar yandaşı siyasî tercih, sempatizanı olduğu kulüp adına" tam bir taraflılık" ve şu anki Fenerbahçe Teknik Direktörü Ersun Yanal'a "destek" kokuyor (I)
"İtalya macerasının ardından Galatasaray'da büyük hayal kırıklığı yaratıktan sonra yetiştiği camiadan kovularak gönderildi. Aradan zaman geçti, bazı güçler (!) Fatih Terim'i yeniden Milli takımın başına getirdi. Ersun Yanal?ın gitmesini, Fatih Terim'in gelmesini istediler. Sonunda da başarılı oldular.. vs..vs.."
İlahi Kösedağ..
Senin bu iddialarına inan ki kargalar bile güler
I
Bir kere Fatih Terim Galatasaray'dan kovul- madı. İtalya'da da kesinlikle başarısız değildi, bu biirrr.. Şu an gitse orada yine iş bulur !
İkincisi, o bazı güçlerin (!) görev başına getirdiğini iddia ettiğin (tabii bu güçler kimlerse açık
laşan da bilsek ?) Fatih Terimin çalıştığı dönemlerden bu yana takımına kazandırdığı tamı tamına 12 kupa var!
Büyük çoğunluğunu da senin o çok sevdiğin Fenerbahçe'den söke söke almış.
Kendi takımlarında forma bulamayanları Milli akıma çağırıp oynatıyormuş (!).
Gençlerin yerine ?pili bitmiş? isimleri çağırıyor (muş)...
Haluk Ulusoy ve yanındakiler Terim'i uyarıp" Formayı hak edenlere ver" diyememiş(miş).
Velhasılı suçlamalar.. Suçlamalar..
Ben de cevaben diyorum ki:
"Ersun Yanal'ı senin deyiminle Fatih Terim yememiştir.
O bir yönetim tercihidir.
Aksini ispat et ?
El insaf!
Fatih Terim gençlerin önünü tıkamamıştır. Ümit Milli takımına Akdeniz Oyunları şampiyon- uğunu deden mi kazandırdı ?
Hep gençlere inanmış- güvenmiştir. Zaten öyle olsa hani yazında sözünü ettiğin Emre Belözoğlu şu anda sahalarda değil bir başka kulvarda olurdu.
Ya da en yakın örneğiyle Salih Uçan ve Oğuzhan Özyakup...
Onlar genç değil de emekli mi Allah aşkına ?
Bak Metinciğim, bizim şu anki Federasyonumuzun ?Futbolumuz temiz.." açıklaması UEFA'da ve CAS'da kabul görmedi ki sporumuzun "Asırlık
Çınarları" Fenerbahçe ile Beşiktaş kupalardan "men "edildi.
Bir yerde "şike" tescillenip resmileşti.
Ulusoy başkanlığındaki Federasyonu sorgulayıp suçlayacağına Fenerbahçe'ye gönül vermiş eli kalem tutan biri olarak öncelikle kulübünü "borç batağına" boğan birinin nasıl olup da ülkemizde futbolun en üst derecesinde görev aldığını sorgulamanı , sonra da geçtiğimiz günlerde yapılan Genel Kurulda yeniden seçilen kulübünün baş- kanına en azından bizzat senin " İyi de Aziz Yıldırım başkanım, madem şike yapmadık diyorsunuz öyle ise biz neden Avrupa?da yokuz ?" diye sormanı çok isterdim?.
Bir de eğer o Fatih Terim Galatasaray'ı çalıştırıyorken ve bu ülkede Mustafa Denizli, Aykut Kocaman, Hikmet Karaman ve Şenol Güneş gibi isimler boşta iken bir tercihle A Milli takımın başına yani ikinci bir göreve getirilmişse bence onu eleştirmen değil, ayağa kalkıp avuçların patlayıncaya kadar alkışlaman gerekir ?
Demek ki adı geçenlerin tümü de teknik direktör filan değil (!).
Bu gelişme üzerine eğer ben onların yerinde olsam lisansımı anında yırtıp atardım Metin kardeş... Lütfen sarı-lacivert gözlüklerini bir kenara bırak ve olaylara "objektif" yani tarafsız pencereden bak ?
Bu tür davranışlar ve yanlı eleştiriler ne sana ne de ülkemize bir şey kazandırmaz haberin ola!
Zaten hepimiz birer "taraf olup sempati duyduklarımıza ?tüm hatalarına rağmen" sahip ve destek çıktığımızdandır ki futbolumuz şu an şike batağının içerisinde. Bu nedenle Avrupa'dan "kovulan" takımlarımızın olduğu gerçeği de ortada..
Ülkemiz futbolunu çok yakından ilgilendiren bu konuyu istediğin yerde ve ortamda tartışmaya da hazır olduğumu bilesin ?
İyi çalışmalar.. Selam ve sevgilerimle..