Şu dünyada her varlığın en az bir şeye faydası vardır. Bir karıncanın bile...
Her varlığın, her canlının bir faydası varsa kaldı ki insan! İnsan donanımı itibariyle her halinde potansiyel bir faydaya ya da zarara sahiptir. Kullanma noktasında da bu yarar ya da zarar belirir. Ancak insandan istenen; hem insanı yaratan yaratıcı tarafından hem de insanlar tarafından insanın her zaman fayda üretmekten yana olmasıdır. Çünkü faydadır insanı dünyasında huzura, refaha, mutluluğa kavuşturan.
Fayda yoksa yaptığımız işte, üründe eğer bir fayda yoksa ölü hükmündedir. Koşturduğumuz şeyin birincil ve biricik gayesi faydadır. Bu fayda uhrevi olur, dünyevi olur, zührevi olur, madeni olur ama bir tür fayda sağlayan şey olması önemlidir. Yoksa emek boşunadır.
Siz bir uçak yapın ama uçmasın, uçurmasın, insanları eşyaları taşımasın. Bu halde verilen emeklerin hepsi boşuna değil midir? Elbette boşunadır. İnsan olarak bizler her zaman faydacılığı ön planda tutmalı ve işimizde de üretimimizde de amacımız fayda sağlamak, faydalı olmak olmalıdır. Yoksa üretim ile ürünümüz boşunadır.
Konuşmanın dahi faydalı olmasına bakmalıyız. Binlerine bir şey katabiliyorsak, düşünmeye sevk edebiliyorsak, bir şeyi düzeltebiliyorsak o halde konuştuğumuzun faydası olmuştur demek. Bu bir yerde yapıcı konuşmaktır, buna tekabül eder.
İnsan konuşmasından çalışmasına, yürümesinden düşünmesine kadar her hali ile faydalı olmaya memurdur. Bu haliyle insan olduğu pekişir ve dünyada da ahirette de bir yer edinir. Aksi halde yersiz yurtsuz olur, ölür ve dahi ahrette dirilir...