Futbol Profesörü dün oynanan Kayserispor - Denizlispor maçını okurlarımız için özel değerlendirdi.
Bir iki üç derken 5. hafta da geride kaldı ve İ.M Kayserispor yine galibiyet sevinci yaşayamadı. Üstelik bu beş maçın üçünü kendi evinde oynadı ama iki beraberlikle yetinmek zorunda. Elbette yenilmemek iyi ama maç kazanamadan da yukarılara tırmanmak mümkün değil. Kendi sahanda oynadığın maçlarda üç puanı cebe koyduktan sonra deplasmanlarda beraberlik belki hoş karşılanabilir ama içeride dışarıda kazanamıyorsan birkaç hafta sonra tehlike çanları çalmaya başlar. Çünkü ‘yine olmayacak’ korkusu teknik direktöre, futbolcuya, taraftara ve camiaya bulaştığı anda kazanmak çok daha zor hale gelir. Daha şimdiden düşme hattına demir atan Kayserispor’un artık maç kazanır hale gelmesi gerek.
Etkili Başladı, Golü Erken Buldu
Denizlispor maçına da kimbilir belki bu düşünceyle çıkmıştı sarı-kırmızılılar ve bunun etkisini de ilk 13 dakikada gördü. Baskılı ve etkili başlayan Kayserispor, Pedro Henrique’nin rüzgarıyla önce pozisyonları sonra da golü buldu. Adebayor’un adrese teslim ortasında sol ayağıyla gelişine şık bir vuruş yapan Brezilyalı, bu sezonun flaş kalecisi Stachowiak’ı mağlup etti. Kayserispor’da bu sezonun en dikkat çeken oyuncusu olan Pedro Henrique, hızıyla, adam eksiltmesiyle ve gol vuruşlarıyla takıma çok katkı sağlayacak gibi görünüyor.
Golden sonra yarı sahasına çekilen ve karşı ataklarla gol arayan Kayserispor, Umut Bulut ile buna çok yaklaştı. Yasir’in soldan getirip ceza sahası içerisinde topla buluşturduğu pozisyonda, vurmakta geciken Umut Bulut takımını bir golden, belki de galibiyetten etti. Fark ikiye çıksa, işler o dakikadan sonra çok daha kolay olabilirdi.
Denizlispor maç boyunca ayağa paslarla göbeği delip pozisyon aradı ancak bunda başarılı olamadı. Nitekim beraberlik golünü de bu şekilde değil Murawski’nin ceza sahası dışından attığı nefis şutla buldu. Beraberlik golünden sonra her iki takımın da pozisyonları vardı ama kaleciler gole izin vermedi. Özellikle maçın son bölümlerinde Rodellaga-Lung düellosunda iki kez mutlak golü önleyen Rumen kaleci, alınan 1 puana direk katkı yapmış oldu.
Kayserispor’da sessiz sedasız görevini yapan Hollandalı’ya da bir parantez açmak lazım. Rienstra, topla çok az oynayan ama pozisyon bilgisi ve zamanında müdahaleleriyle rakibin hücumlarını kesen, rakip takım baskısı karşısında çaldığı toplarla takımını rahatlatan ve ayağa garanti paslarla topun takımında kalmasını sağlayan bir oyuncu. Takımın en kötüsü ise Bilal Başaçıkoğlu desek yanlış olmaz herhalde. Ayağındaki topları rakibe atan, hücumda katkı sağlayamadığı gibi savunmaya hiç yardım etmeyen Bilal, yokları oynadı dün ve seyircinin de tepkisini çekerek oyundan çıktı. Adryan ve Ntep’ten de henüz bir patlama göremedik ama şans verilirse Adryan’ın çok daha iyi şeyler yapacağına dair pırıltılar var sahanın zemininde.
İ.M Kayserispor iyi mücadele ediyor, çok koşuyor falan diyoruz ama çok az pozisyon buluyor. Saha içinde oyuncular arasında tam bir koordinasyon olmadığı da kendini gösteriyor. Zaman içerisinde belki bu sorun da aşılacak ama ‘Basra harap olduktan sonra’ gemileri yürütsen ne olacak yürütmesen ne?
İ.M Kayserispor, önümüzdeki iki hafta deplasmana çıkacak. Önce Konyaspor sonra Göztepe maçlarından alınacak veya alınamayacak puanlar, takımın yol haritasını belirleyecek. Harita yukarıları gösteriyorsa eğer, maç nerede olursa olsun artık kazanmak gerek.
Futbol Profesörü
YORUMLAR
YORUM YAP!
Yorumlarınız editör onayından geçtikten sonra yayınlanacaktır. Küfür, hakaret, büyük harf ve kişi ve kurumları rencide edici yorumlar onaylanmamaktadır.