Kayserispor bir var 2 yok, ama rakibi Galatasaray sürekli var, her yerde var.
Biz Karadenizliler çok dobra ve lafı dolaştırmadan konuşan insanlarız. Bu maç; hiç durmayan bir tırla sürekli olarak yolda kalmayı alışkanlık haline getirmiş bir Toros’un yokuş yarışına benziyor. Bakalım Tır mı yoksa yokuşların sürpriz aracı Toros mu?
Galatasaray hem Süper Lig’de hem de Avrupa’da iyi gidiyor. Süper Lig de henüz durdurabilen olmadı.
Galatasaray geride kalan 16 haftada yenilgi yüzü görmedi. Kendi sahasında da deplasmanda da emin adamlarla yürümüyor, adeta koşuyor.
Fenerbahçe’nin bir çelme takacağı aklıma gelmedi desem yalan olur. Fakat Fenerbahçe de durduramadı.
Beşiktaş’ın sezon başında Süper Kupa Finali’nde 5 atması beni de sizi de acaba yine başarabilir mi, sorusuna götürdü. Beşiktaş da yapamadı.
Geçen hafta çok zor olacağını biliyordum. Nitekim Antalyaspor maçı öncesi analizimde de Trabzonspor maçına değinmiştim.
Bizim uşaklar, Trabzonspor olarak, İstanbul’da süper bir maç çıkardı. Gerçi bize her yer Trabzon da.
Trabzonspor, Galatasaray’a 3 gol attı, hatta öne de geçti. Fakat Galatasaray, benim açımdan maalesef diyebileceğim, son saniye üçlüğü ile 90+9’da Trabzonspor’un kendi kalesine attığı golle 3 puanı 4 golle almasını bildi. Puanını 38’den 41’e çıkardı.
Yine durdurulamadı.
Galatasaray Avrupa Ligi’nde de Süper Lig kadar olmasa da bana göre iyi bir performans gösteriyor. İlk 8 takım arasına kalmayı garantiledi diyebilirim. Türkiye’yi başarılı bir şekilde temsil ediyor.
Çok önemli engelleri Usain Bolt gibi uçarak geçiyor Galatasaray.
Sarı kırmızılılar ilk yarının bitimine ramak kala şampiyonluk yolunda Fenerbahçe’nin 6 puan farkla önünde önemli bir avantaj yakaladı.
Bu ilk yarının bir de öteki ikinci yarısı var. Şampiyon işte o ikinci yarıda belli olacak. Fakat gidişat…
Şimdi Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor’u Kayserispor maçı öncesi niye karıştırıyorsun diyenlere; yaşanmış, net ve canlı örnekler vermek istedim. Kayserispor bu açıdan çok zor bir maçta Galatasaray’a ev sahipliği yapacak.
Evinde Trabzonspor’dan 3 gol yiyip, son saniyede hediye bir golle moral bulan Galatasaray Kayseri’ye yine 3 puan için geliyor.
Galatasaray Teknik Direktörü Okan Buruk’u Kayserispor maçı için mutlu eden, belki biraz da rahatlatan olay Mauro İcardi hariç sakat ve cezalıların dönmüş olmasıdır. Sallai sararmıştı.
Okan Buruk’un elinde Kayserispor maçı öncesi bir hazine sandığı var. Sayısız kıyafetlerle dolu bir gardırop karşısında
- Acaba bugün hangisini seçsem?
Zenginliğini ve keyfini yaşıyor.
Belki de tek huzursuzluğu, Yunus Akgün’ü dinlendirip yerine Hakim Ziyech mi yoksa Jelert mi tercihinde bulunsam şeklindeki kaygıdır.
Böyle bir kaygıyı Sinan Kaloğlu için de dilerim. Ama O’nun için ‘Kapı kar içeri dar.’ Garibimin şu kış günü kullanabileceği bir ikinci bir alternatifi bile yok! Tahtası Kapalı. Tahtası da giderek eksiliyor!
Galatasaray’ın hem Süper Lig de hem de Avrupa’da dolu dizgin koşturması herkes gibi acil puana ihtiyacı ve puan kaybına da kesinlikle tahammülü olmayan Kayserispor ve Sinan Kaloğlu’nun gözünü tabii ki korkutuyor.
21 Aralık Kuzey Yarım Küre’de gündönümü. En uzun gecenin ardından geceler kısalıp, gündüzler uzayacak. 22 Aralık’ta Kayserispor bu yılın en karanlık gecesinden aydınlığa çıkar mı dersiniz?
Kayserispor’un neler yapamadığını, yapamayacağını herkes gündeme getiriyor. Şunu da unutmamak gerekir ki Kayserispor direnç gösterdiğinde, mücadeleyi bırakmadığında sonuca gidebiliyor.
Rakibin Galatasaray olduğunu hatırlattığınızı duyar gibiyim.
Ben de şunu hatırlatayım: Bu Kayserispor geçen hafta bu Galatasaray’a 3 atan ve son saniye genç Ali Şahin’in kendi kalesine attığı golle kaybeden Trabzonspor’a evinde kök söktürmüş son saniyelerde kaybetmişti.
Kayserispor, Galatasaray maçı kolay bir maç olmayacak. Hele Fenerbahçe ve Beşiktaş gibi hiç olmayacağını tahmin ediyorum.
Sinan Kaloğlu ve ekibinin özellikle Fenerbahçe ve Beşiktaş maçındaki hataları tekrar etmeyeceğini düşünüyorum. Biraz da ümit ediyorum.
Kayserispor defansının disipline edileceğini, geri dönüşlerde, ofsayt çizgisinde, hava toplarında ve kaleciye geri paslarda Attamah etkisinin tekrar etmemesi için tedbir aldıklarını sanıyorum.
Yoksa bu söylediklerim, uyarılarım, sandıklarım, düşündüklerim ve ümit ettiklerim gerçekleşmezse ben olacakları söyleyeyim:
1. Galatasaray’da bu sezon rakiplerin kesinlikle önlem alamadıkları, önlem alsalar da sonuç alamadıkları bir faktör var: Yunus Akgün.
Tam bir atom karınca! Diğer kanattaki arkadaşı Kerem Aktürkoğlu Benfica’ya gidince Galatasaray’da saha Yunus Akgün’e kalmış gibi.
Yunus; sağda, solda, ortada defansta, her yerde O var. Mesafe tanımadan füze gibi şutlar çıkarıyor. Kaleciler ve defans da seyirciler gibi topu ancak filelerde görüyor.
Yunus, gol atıyor da gol attırıyor da. Aman dikkat. Varan1.
2. Çok çalışkan, çok değerli, Dünya’da ilk 100 içinde, rakip ceza sahası içinde hem ayaklarını hem de kafasını gol makinası gibi çalıştırıyor: Victor Osimhen! Lig de 7 golü 3 asisti var. Sonradan gelmesine rağmen inanılmaz biçimde çok kısa sürede uyum sağladı. Varan2.
3. Boğa gibi güçlü, inanılmaz azimli. Yılmak ve yıkılmak nedir bilmiyor. Ön tarafta sağda solda, en önde oynuyor. Sarı Boğa: Barış Alper Yılmaz. Defans oynadığında belirgin aksıyor, fakat attığı 6 gol O’nun tehlikesini anlatmak için yeterli sanırım. Varan3.
4. Dinamo gibi her top onun ayağında tasarlanıyor. Defans, orta saha ve forvete muhteşem top taşıyor. Harika ve ayağa ve de kafaya teslim bitirici pasları var: G. Sara!
Y harfini unutmadım. Adı o G. Sara… Varan4.
5. Karınca gibi. Yaşına aldırmadan saha da basmadık, gol atmadık, asist yapmadık yer bırakmıyor. Minicik bir şey gibi ama ele avuca sığmıyor: Dries Mertens. 4 gol 6 asist dersem sanırım yeter. Varan5
Daha fazlasını yazmak istemiyorum ama hani Bizim Çocuklar içinde ve Fenerbahçe’de nöbetçi golcü vardı: Semih Şentürk. Hatırladınız mı?
Şimdi Semih Şentürk benzeri bir nöbetçi golcü de Galatasaray’da var: Michy Batshuayi. Son dakikalarda oyuna dalıyor, rakip defansı hallaç pamuğu gibi atıyor, bu araya da bir de gol sıkıştırıyor. Dikkat!
Ha bu arada, sessiz, dinamo gibi, disiplinli 2 adamı gözden kaçırmamak gerekir: Lucas Torreira ve Kağan Ayhan! Renksiz ve çok verimli oynuyorlar.
Şimdi gelelim Kayserispor kullanabileceği Galatasaray’ın zaaflarına!
1. Muslera: Çok iyi kaleci ama ne zaman ne hata yapacağı hiç belli olmuyor. ‘40 gün kar yağar bir gün av olur’ misali, her an inanılmaz goller yiyebilir. Bir de gereksiz yere çok agresif.
2. Abdulkerim Bardakçı: Rakip ceza sahası içinde kafa toplarında başarılı ancak kendi ceza sahası içinde Muslera ve yanındaki diğer stoperler çok değiştiği için dikkat dağınıklığı yaşıyor. Yaptığı hatalar gol olup yağıyor.
3. Berkan: Sol bek oynağı zaman Kayserispor için avantaj olurken orta sahada ise sıkıntı olabilir.
4. Hakim Ziyech: İstediğinde sonucu doğrudan değiştirebilecek bir yetenek olduğu kuşku götürmez. Ama bu sezon sahada uyur gezer gibi. Oyuna alıp, uykusunu bozduğu için Okan Buruk’a kızıyor sanki. Atılan gollere bile koşup sevinmiyor.
Kayserispor Alanya sevinci, Antalya hüznü sonrası zor bir maça çıkıyor. Çok acımasız bir çıkmazda olduğu için biraz da çaresiz görünüyor olabilir.
Şunu da vurgulamak ve hatırlatmak isterim ki; hiçbir maç oynanmadan kazanılmaz ya da kaybedilmez.
Trabzonspor geçen hafta Galatasaray’ı Galatasaray tarzıyla yıkmaya çalıştı. Çoğu zaman da başarılı oldu.
Çok iyi paslaştı. Ayağa top yaptı. Kanatlarını çok iyi çalıştırdı. İyi mücadele etti. Belki kazanamadı ama yapması gereken her şeyi yaptı.
Bireysel hatalar, bir genç yetenek azizliği her şeyi tersine çevirdi.
Kayserispor da aynı reçeteyi uygulayabilir. Kendi kalesine gol atacak biri olmazsa, kimse hatalı bir gri pas Attamahsa çok zor olmaz. Pardon atamazsa yazacaktım. Fakat bu hata buraya iyi oturdu, çok estetik durdu.
Kayserispor’un Galatasaray’ı yenmesi herkes için olay olacak ama buna en çok Fenerbahçe ve Kayserispor sevinecek. Kayserispor puan kazandığı için Fenerbahçe de Galatasaray puan kaybettiği için!
Ne tuhaf değil mi biri kazanmaya diğeri kaybetmeye seviniyor!
İyi maç olacak iyi maç!