|   | 
  • GÜL, EYLÜLDE KAYSERİ?DE

     Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Köşk?e vedadan önce son resepsiyonunu işadamı, sanatçı, STK temsilcileri ve basın mensuplarına verdi. Gül, resepsiyondan sonra basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını da cevapladı. 28 Ağustos?ta görevi devrettikten sonra İstanbul?a yerleşeçeğini söyleyen Gül, eylülde Kayseri?ye gelecek.

    Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, haftaya bugün Köşk?teki 7 yıllık görevini tamamlayarak, ?Seçilmiş 12. Cumhurbaşkanı?Recep Tayyip Erdoğan?a görevini devredecek. Gül, görev süresinin son resepsiyonunda Köşk?ün avizeli salonunda iş dünyası, sanatçı, gazeteciler ve STK temsilcilerinden oluşan binin üzerinde konuğu ağırladı.
    Resepsiyona Kayseri?den de çok sayıda isim davetliydi. İlk etapta gözümüze takılan Kayserililer arasında işadamı, siyasetçi ve gazeteciler vardı. Gül, bir hafta önce protokole mensup devlet erkanını Köşk?te ağırladığı için Kayseri Milletvekilleri davette yoktu. Melikgazi Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç, Kocasinan Belediye Başkanı Mustafa Çelik, ERÜ Rektörü Prof. Dr. Fahrettin Keleştemur, AGÜ Rektörü Prof. Dr. İhsan Sabuncuoğlu, NNYÜ Rektörü Prof. Dr. Kerim Güney ve Melikşah Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Mat,KCETAŞ Genel Müdürü Hidayet Atasoy ilk etapta gözümüze çarpan isimler arasındaydı. Kayserili olan TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu, Avrupa Tıp Demokratlar Birliği Genel Başkanı Süleyman Çelik, İncesu OSB Başkanı Halit Özkaya, Kay TV ve Erciyes TV Yönetim Kurulu Üyesi MÜSİAD Eski Başkanı Mustafa Tekelli, Kayserili işadamları Ali Rıza Özderici, Macit Gül, Ahmet Tahir Gül, Yaşar Çelik, Ali Yüzükçü, Muzaffer Dandin gibi isimler dikkatimizi çekti. Sendikacılar Veli Solak, Ali Hasetçi, Kayseri Eski Milletvekilleri Halim Özsoy ve Niyazi Özcan, Kayseri Eski Valisi ve DYP Eski Milletveklerinden Saffet Arıkan Bedük resepsiyonda görüp selamlaştığımız isimler arasındaydı. Aslen Kayserili olup, Kayseri dışında faaliyet gösteren Hüseyin Bayraktar, Yılmaz Öztaşkın, Hamdi Akın, Mustafa Çıkrıkçıoğlu, Ali Sabancı gibi ünlü isimleri de ?resepsiyondaki Kayserililer? hanesinde zikredebiliriz. Kayserili gazetecilerden Oktay Ensari, Ömer Faruk Hamurcu, Deniz Çağan ve Davut Güleç eşleriyle, Metin Kösedağ ise bekar olarak resepsiyona katılanlar arasındaydı. Köşk?te görevli Koruma Başkanı, protokol müdürü ve park bahçeler mürüdü de Kayserili katılımcılarla özel olarak ilgilendiler. Cumhurbaşkanı Gül ve eşi Hayrünnisa Gül konuklarıyla tek tek ilgilendi. Cumhurbaşkanı Gül resepsiyonun sonunda gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. Gül, önce soruları aldı, sonra tek tek cevap verdi.
    İşte o soru ve cevaplar:
    SORULAR:
    * Ak Parti kongresinin devir teslim töreninden bir gün önce yapılacak olması sizi kırdı mı? Artık torun mu seveceksiniz?
    * 7 yıl önce, seçildiğiniz Resmi Gazete?nin mükerrer sayısında ilan edildi. Şimdi hala ilan edilmedi. Başbakan?ın yeni imzaladığı kararnamede imzanız var. Vekaleten başbakan atamayı, görevlendirme yapmayı düşünmüyor musunuz?
    * Ak Parti?nin kapıları size tamamen kapandı mı?
    CEVAPLAR:
    ?AK PARTİ?NİN İLK TOHUMUNU ATTIM?
    ?Demokrasilerin iyi yanlarından birisi dönemlerin olmasıdır. Görevinizi yapar gidersiniz. Hayrünnisa Hanım, uğraştı, buraları yeniden yaptı. Derdim ki bazen; ?çok kendini veriyorsun. Ben kral değilim. Bir gün gideceğim, sonra üzülme? falan derdim. O da bana derdi ki ?işte giderken güzel bırakalım?. Dolayısıyla dönemimiz geldi. Büyük bir şeref ve onurla buradan ayrılıyoruz. Gönül rahatlığıyla. Benim Cumhurbaşkanı seçildiğim günleri hatırlarsanız, siyasi bir kimlikle Cumhurbaşkanlığı?na geldim. Bir bağımsız kişi olarak ya da bürokrat olarak gelmedim. Siyasi mücadelesi ve kimliği olan bir kişi olarak geldim. Cumhurbaşkanı olmamam için nelerin yaşandığını hatırlarsınız. Cumhurbaşkanı olursam irticanın hortlayacağını diyenlerden tutun, her şey oldu. Ondan sonra da 2007 seçimleri halkın Cumhurbaşkanlığı?na ilk müdahalesidir. Cumhurbaşkanı olunca anayasa gereği, siyasi kimliğimi bir kenara koyup tarafsızlığımı muhafaza ettim. Şimdi sürem bitince tabii ki benim gibi dünyanın başka yerlerinde de siyasi bir kimlikle, politik kimliğiyle mücadeleyle cumhurbaşkanı olanlar, tekrar siyasi kimliklerine, politik konumlarına dönerler. Benim siyasi kimliğim, politik konumum tabi ki Ak Parti?yle beraber. Ak Parti?nin kurucusuyum. İlk tohumunu atanım, yenilikçi hareket ile birlikte. Partinin ilk programını hazırlayanlardan biriyim arkadaşlarımızla. Türkiye?yi dönüştüren hareketin içerisinde bulunan bir kişiyim. Şimdi sürem bittikten sonra partime ve politik kimliğime dönmemden daha doğal bir şey olamaz. Bunu söyledim. Tecrübelerimi birikimlerimi devletime, milletime aktarmak için bundan sonra da bu şekilde hareket edeceğim.
    DAVUTOĞLUN?U SİYASETE DE DEVLET HAYATINA DA BEN KAZANDIRDIM
    Partinin kongresi dediğiniz gibi ben Cumhurbaşkanlığını devretmeden bir gün önce olacak. Görüldüğü kadarıyla devralacak arkadaşımız Dışişleri Bakanı Ahmet Bey. Ahmet Bey?i, siyasete de devlet hayatına da kazandıran benim. Başbakan olduğumda büyükelçi yaptım hatırlarsanız. Daha sonra Dışişleri Bakanlığı?nda yanımda oldu, beraber olduk. Bizden sonraki jenerasyonun, bizim dava akımı içerisindeki değerli isimlerinden birisi. Tabii ki, inanıyorum ki çok başarılı olur. Kendisinin başarılı olması Türkiye?nin başarısı olacaktır. Tabii ki hepimiz de birikimlerimizle destek oluruz.
    BİZİM CENAHTAN SAYGISIZLIKLARI GöRDüM
    Bu ara tabii çeşitli yazılanlar çizilenler konusunda bir taraftan işte Cumhurbaşkanı olma sürecinde, ?aman Cumhurbaşkanı olmasın? diyenlerin bana parti kurdurması, yeni başka cephelere çekmesi, onu gördüm. Bir taraftan bizim cenahtan yapılan epey de bir saygısızlıkları gördüm doğrusu. Bu son süre içerisinde. Bunların hepsini takip ettim. Gerek çevremdeki arkadaşlar, herkes nihayetinde görevini yapıyor tarafsız bir cumhurbaşkanlığı mevkinde. Ama bunlar da doğrusu olağan şeyler. Bundan sonra dediğim gibi birikimlerimizi, tecrübemi, davama, kendi kurduğum partinin başarılı olması için şüphesiz ki desteklerimi aktarmaya çalışacağım.
    (Sizi istemezlerse mücadele eder misiniz? sorusuna) 
    Soruların hepsini toplu olarak sordurdum size. Söylediklerimin içinde bu da var.
    BİZİM CENAHA YENİ GİRENLER GüNLüK KONUŞUYOR
    İstanbul?a yerleşeceğim. Orada olacağız. Ankara?da şimdilik bulunmayı düşünmüyorum. Dediğim gibi Türkiye?nin başarısı hepimizin. Cumhurbaşkanlığı yapmış bir kişi nasıl davranmışsa bundan sonra ben de muhakkak ki öyle davranacağım. Beni bilenler bilir. Beni bilmeyen, yani bizim cenaha yeni giren veyahut da geçmişi çok bilmeyenler bu konuları pek yani günlük konuşurlar. İşte onlara da söyleyeceğimi, demin söylediğim kadar söylemiş olayım. Yani saygısızlıklarını bir hatırlatmış olayım, geçeyim.
    KAOSA FIRSAT VERMEM
    (Erdoğan?ın seçilince başbakanlığının düştüğü iddiası için) 
    Tartışmaları takip ediyorum. Görüyorum bunları ama siz de takdir edersiniz ki TBMM üyeliğinin düşüp düşmediğini karar verip vermediğini tespit etmek Cumhurbaşkanlığı makamına ait değil. Geçmiş teamüller var. Bütün onlara da baktırdım. Bize yazılar yazılıyor. Cumhurbaşkanı da onun üzerine hareket ediyor. Ama vekilliğin düşüp düşmediğini Cumhurbaşkanlığı makamı olarak biz tayin etmiyoruz. Onun için bir kaosa, herhangi bir şeye herhalde fırsat verecek durumda değilim ama daha önceki teamüllerde olduğu gibi süreçler işlerse tabi ki ben de o zaman üzerime düşeni yaparım.
    KAYSERİ?DE CUMHURBAŞKANLIĞI MüZESİ VE KüTüPHANESİ OLUŞTURUYORUZ
    (Siyaseti bu koşullarda yapmayı düşünmüyorum demiştiniz bir süre önce, şimdi ne değişti?) 
    Ona cevap verdim. Günlük siyasetin içinde şu anda olmadığımı, bir Cumhurbaşkanı olarak siyasi kimliğime dönmem ve bu partinin kurucu felsefelerini, kendi değerlerimizi daima partide güçlü olmasını daima konuşurum, tavsiye ederim partinin kurucusu olarak, paylaşırım. Bunlar da gayet açıkça söylediğim şeylerdir. (Bizim cenah ifadesini niye iki kere vurguladınız?) İki kere söyledim, o bağlamda bir kelime daha söyledim. Onu da iki kez söyledim. Bir zamanlar kırmızı siyah manşetlerle haftalarca çıkıp, bu adamı cumhurbaşkanı yapmayalım, olursa memleket mahvolur manşetleri vardı şimdi Cumhurbaşkanlığı Kütüphanesi ve Müzesi Kayseri?de oluşturuyoruz. Bütün bu tarihi şeyleri, cumhurbaşkanlığı dönemi, gazete manşetleri falan onlara bakınca nelerin yaşandığını görüyoruz. İşte dediğim gibi bize çok partiler kurduruldu. Başka şeyler de oldu. Ama ben bugün görevimiz bittiği için artık bunları konuşuyorum, çok konuşmadım bunları. Mümkün olduğu kadar. Başında birazcık bunları konuşur gibi olduğumda haklı olarak siyasi partiler, ?bir dakika cumhurbaşkanısın? der. İki üç ay vardı o zamanda. (Mesai arkadaşlarınıza dönük suçlamalar vardı) Herkes profesyonelce işlerini yaptı. Bazı şeyler atfettiler aslı astarı olmadığı halde.
    ŞEHZADELİ GöNDERME
    (Parti üyeliğinizi hemen gerçekleştirecek misiniz, yoksa donmuştu yeniden canlanacak mı?) 
    Allah rahmet eylesin, Ertuğrul?du son Osmanlı şehzadesi. Çok uzun süre ABD?de, Venezuela?da yaşadı. Pasaportu, vatandaşlığı yoktu. Ben Dışişleri Bakanı olduğumda New York?ta kendisiyle buluştum. Bana arkadaşlar vatandaşlığa geçmediğini ve hala seyahat belgesi ile dolaştığını söylediler. Kendisiyle kahve içtik. Bu nasıl olur dedim. Cihanşumul, devletimizin kurucusu bir aileye mensupsunuz dedim. Geçmişte yanlışlar olabilir ama niye pasaportunuzu almıyorsunuz dedim. Bana dedi ki ?almak için müracaat etmek ve Türk olduğumu söylemek gerekiyor, ben hepinizden daha çok Türküm?. Sonradan öğrendim ki kendisine şey edemiyormuş. Müracaat edeyim demiyormuş. Sonradan talimat verdim. Böyle bir formaliteden dolayı o kendisi yapmıyormuş. Ömür boyu ABD, Fransa vatandaşlığı her şey teklif edilmiş. Hiçbirini almamış. Seyahat belgesi ile dolaşmış. Talimat verdim. Onun yerine biz doldurduk her şeyini. Vatandaş oldu. Buradan söylemek istediğim şu ki o tip formaliteler önemli değildir. Gidilir de doldurulur da edilir de. Nihayetinde ben partinin kurucusuyum. Fikirlerini döşeyen, programını döşeyen, acil eylem planını yayınlayan ve hep beraber Tayyip Bey?le birlikte diğer arkadaşlarımızla birlikte Türkiye?ye büyük hizmetler eden politik pozisyonlarımız oldu. Onun için bu yanına bakın.
    (Ak Parti?nin felsefesiyle şimdiki arasında fark var mı?)
    Bunları konuşursak sabaha kadar bitmez.
    ?PARLAMENTER SİSTEMDEN YANAYIM?
    (Başkanlık sistemi uygun bir sistem mi sorusuna) 
    Benim bu konudaki fikrimi biliyorsunuz. Bu konular ilk defa tartışılırken ben parlamenter sistemden yana olduğumu söylemiştim. Tabii ki başkanlık sisteminin de demokratik bir sistem olduğunu kimse yadsıyamaz. Ama başkanlık sistemindeki gerçek anlamda denge, check balans, kuvvetler ayrılığı kurulduğu takdirde ki ABD sistemi böyle bir sistem, kongre ile yönetim arasında çok kesin ayrılıklar var. Şüphesiz ki bu da demokratik bir sistemdir. Önemli olan sistemlerin kendi içindeki tutarlılığının korunmasıdır. Başkanlık sisteminde de o sistemin kendi içindeki tutarlılığımı, dengelemeyi, kuvvetler ayrılığını muhafaza edecek şekilde olması, eğer bu parlamenter sistemse de bu sistem içerisinde kuvvetlerin ayrılığını dengelerin olacak şekilde gerçekleşmesi. Hangisini tercih edersiniz derseniz, bu halkın, çoğunluğun tercihiyle olabilecek bir şeydir.
    (Bu anayasa ile fiili başkanlık olur mu?)
    Onlara girmek istemem. Soracağınızı sordunuz. Soruların alt sorularına girmeyelim. Ben gayet net cevaplarımı vermiş oldum.

    Kayseri Haber Gazetesi

Kar360.com Kayseri-Trkiye ve Dnya gndemini takip edebileceiniz, nteraktif bir haber sitesidir. Yazlm ve Tasarm hizmeti www.tahamedya.com tarafndan yaplmtr.