|   | 
  • Hakan Çitmen

    Günü Değil, Türkiye’nin Geleceğini Kurtarın!!!

    Merkez Bankası yıl sonu dolar tahminini 7.02 TL olarak açıklayarak beklentisini ortaya koydu. Dolar daha bu hafta 7.27 TL’yi gördü. Size hiç inandırıcı geliyor mu daha yıl sonuna 7 ay varken.

                 Biz merkez bankasının swap(değiş-tokuş, takas işlemleri) işlemleri için dışarıdan yana yakıla döviz aradığını biliyoruz. G-20 ülkeleri içinde görüşmediği ülke neredeyse yok. Yana yakılan Dolar arandığı halde, Merkezin döviz rezervleri eriyip tükendiği bilindiği halde bu dolar tahmini tutar mı Allah aşkına!

                Merkez bankası, Türk Lirasını değerli tutmak, dövizi baskılamak için rezervlerini kullandıkça kullandı. Nitekim sona da yaklaştı. Bunu bilen herkes tabi ki hamlesi kalmadığı için Türk Lirasından çıkıp dövize geçmek istedi. Aldıkça da döviz yukarı, Türk Lirası aşağıya gitti. Yabancı paralar karşısında oyuncak oldu.

                ACİ PARA LAZIM BU DÖVİZLER NEREDEN GELECEK?

                FED açıkladı, Reuters açıkladı, BBC açıkladı Türkiye’nin swap anlaşması için uğraştığını. Bu haberler yalanlanmadı. G-20 ülkeleri içinde bu parayı bize verecek ülke var mı ona bakmak lazım. Büyük devletlerin hepsi COVİD-19 sebebi ile zaten kendi içine kapanmış vaziyette. Siz Amerika’dan Avrupa ülkelerinden para bulamıyorsanız nereden bulacaksınız.

                Swap anlaşmaları ile, ABD ve FED ile görüşülüyor. İkisi de, anlaşmaya uzlaşmaya yaklaşmıyor. IMF’ye gidilse iler biraz düzelecek gibi ama gitmeye de ekonomi yönetimi sıcak bakmıyor. Kurucu üyeleri arasında olmamıza rağmen, temsilci bulundurmamıza rağmen, her yıl belli miktarda IMF’e üye ülkelerin gönderdiği gibi, para verdiğimiz halde, düşük faizle en uygun krediyi alamıyoruz.

                Rusya deseniz zaten kendi sıkıntıda. Petrol düştüğü için bütçesi açık veriyor. Kendi mali dolarak zor durumda. Suudi Arabistan deseniz; onlarında kendisine faydası yok. Petrol onlarında canını yaktı. Verebilecek tek ülke Çin kalıyor. Çin’de nasıl bir anlaşma ile verir Allah bilir. Doğu Türkistan’da yaşanan sıkıntılara müdahil olacağımız endişesi ile vermeyebilir. Verecekse de, mevcut dolar kurunu baz alarak mı verir muamma.

                Çin kendi ülkesinde kredi verdiği şirketlerin kredileri ödeyemezse bile bunun hesabını sormaz. Sorar ama sormaz nasıl oluyor bu. Diyelim şirkete krediyi verdi. Şirket ödeyemedi. Komünist Çin Devleti şirketi kamulaştırır. Kendisi işletir ya da başkasına devreder. Türkiye’nin dışarıda arayıpta bulamadığı milyarlarca dolarlık krediyi Çin verirse, biz bu parayı ödeyemezsek neler olabileceğini düşünebiliyor musunuz?

                Çin’den gelecek paranın bedeli daha ağır olur!!!

                Bir birey olarak bile bankadan kredi talebinde bulunsanız, karşınıza onca zorluk çıkartırlar. Garanti ve teminat isterler. Bir devlet olarak Türkiye’nin göstereceğiniz teminat ne olur. Kamuya ait taşınmazlar ve şirketler (Varlık fonundakiler) teminat olarak istenebilir. O zaman bunu kabul mü edecekler yani. Aman Ya rabbim…

                Siz Türk Hava Yollarının, Çin Devletine ait olmasını ister misiniz?

                Siz Yeni Hava limanının, Çin Devletine ait olmasını ister misiniz? Peki ya Halkbankası, Avrasya köprüsü, TCDD, Osmangazi köprüsü, Şehir hastaneleri de elden gider. Bu kadar saydığım kamuya ait bütün kurumlar elden çıkarılmak zorunda kalınabilir. Hatta çılgın proje “Kanal İstanbul” ihalesi bile Çinlilere verilebilir.

                Ne kaldı geriye! Siz hangi ticari işi yapacaksınız bu ülkede vatandaşın evine ekmek götürmesini nasıl bekleyebilirsiniz. Kendi ülkemizde köleliğe razı mı olalım?

                Para basılıyor onu biliyoruz. Merkez Bankasında döviz rezervleri dibi gördü biliyoruz. Ekonomi durma noktasına geldi can çekişiyor biliyoruz. Esnafın canı burnunda, işsizlik almış başını gitmiş. Eğitim sistemi bitmiş, nitelikli insan kalmamış, Beyin göçü, her yıl yüz binlerce insanla ifade ediliyor. Göz bebeğimiz Aselsan’ın mühendisleri bile istifasını verip kurumu terk ettiğini biliyoruz. Üstelik ayrılma sebepleri maddi yani parasal sebeplerde değil. İnsan yetiştirmenin ne kadar zor, kaybetmeninse ne kadar kolay olduğunu biliyoruz.

                ÇÖZÜM İÇİN 3 SEÇENEK VAR!

                IMF var amaistemiyorsunuz bu bir. Geçici‘Swap anlaşmalarına’ umut bağlayarak iş tutmaya çalışıyorsunuz bu iki. Swap hala düşük ihtimal,görüşülen yerlerden olumlu cevap gelmedi. Üçüncü ve son çözümde “Sermayenin Kontrolü” yani vatandaşın cebindeki, hesabındaki para. İnşallah o noktaya gelmez, çünkü halkı yoksullaştırır. Ayrıca, Türkiye’nin döviz ihtiyacını kalıcı olarak çözmek anlamına da gelmiyor. Sadece günü kurtarmaya yetiyor. Oysa kurtarılması gereken gün değil, geleceğimizdir.

                Her bir vatandaşın kendi geleceğinden, çocuklarının geleceğinden endişe ettiği şu günlerde yapılacak iş, günü kurtarmak değil, geleceği kurtarmak olmalıdır. Geleceğimizi ipotek altına aldırmayın.

                “Gün siyaset yapma günü değil, Devlet adamlığı yapma günüdür.”

Kar360.com Kayseri-Trkiye ve Dnya gndemini takip edebileceiniz, nteraktif bir haber sitesidir. Yazlm ve Tasarm hizmeti www.tahamedya.com tarafndan yaplmtr.